Mustafa Uslu: Neşet Ertaş'ın çocukları babalarını 15 yılda bir kez gördü
Mustafa Uslu, 'Garip Bülbül Neşet Ertaş'ın 'kişilik haklarını ihlal ettiği' iddiasıyla mahkemeye taşınmasını ve Neşet Ertaş'ın ailesinin iddialarını değerlendirdi. Uslu, "Bu insanlar son 15 yılında Neşet Ertaş'ın hayatında yok. Bu filmi hiç kimse durduramaz, hiç kimse engelleyemez" dedi
Neşet Ertaş'ın hayatının beyazperdeye yansıyacağı 'Garip Bülbül Neşet Ertaş' gösterime önümüzdeki hafta girecek ama filmle ilgili hukuki süreç devam ediyor. Zira Ertaş'ın çocukları filmin çekilmesine karşı çıkmıştı.
Neşet Ertaş (1938 - 2012)'Garip Bülbül Neşet Ertaş'ın yapımcısı Mustafa Uslu, filmin 'kişilik haklarını ihlal ettiği' gerekçesiyle mahkemeye başvuran Ertaş ailesinin iddialarına yönelik, "Bu insanlar son 15 yılında Neşet Ertaş'ın hayatında yok. Bu filmi hiç kimse durduramaz, hiç kimse engelleyemez" dedi.
Filmin konu edindiği kitapla ilgili iddialar hakkında konuşan Mustafa Uslu, "Neşet Ertaş'ın çocukları çıkıp dediler ki babamız bu kitabı okumadı, onayı olmadan yazıldı. İtibarsızlaştırmak için her şeyi yaptılar, fakat kitabın ilk sayfasında Hüseyin Ertaş'ın adı var. Bu kitaba Ertaş'a ait notları veren Neşet Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş. Kitabı itibarsızlaştırırlarsa, film de otomatikman itibarsızlaşacak. Bugüne kadar hep sustuk, artık insanların gözlerine baka baka yalan söylenmeye başladı. Büyük usta Neşet Ertaş'ın öyle bir vasiyeti yok. Bu insanlar Neşet Ertaş'ın hayatında da yok, son 15 yılında. Son 15 yılında babalarıyla kaç kez görüşmüşler sorar mısınız onlara? Ben size söyleyeyim bir defa. Ölmeden önce kaç gün önce geldiler hastaneye? Sorun. Ölmeden, 3 gün önce... Büyük usta ölüm döşeğindeyken imzası alınmış, külliyen yalan. Erol Parlak'ın 'Büyük ustanın 41 kiloyken, ölüm döşeğinde imza aldığını diye iddia ediyorlar. Beşiktaş 37. Noteri Mecidiyeköy'de, Neşet Ertaş'ın evine uzaklığı 100 metre. Ömrünün son 7 yılında Neşet Ertaş'ın bütün belgelerini orası hazırlıyor. Neşet Ertaş hiç 41 kiloya düşmedi. Mesane kanseriydi" diye konuştu.
Filmin yapım sürecinde Neşet Ertaş'ın çocuklarıyla iletişime geçtiğini belirten Mustafa Uslu, "Döne Ertaş, 4 defa benimle görüştü, her konuda anlaştık. Detayını vermeyeceğim. Eylül'ün 20'sinde biz masaya oturacaktık, Hüseyin Ertaş ise Almanya'dan gelecekti, anma törenleri için... Son dakikada benden Erol Parlak'ı bu projenin dışında bırakmamı istediler, kabul etmedim. Kibarca reddettim. Ben yola çıktığım kimseyi satmadım, satmam dedim. Şimdi size soruyorum, o zaman 'Vasiyet' yok muydu? Bayram Bilge Tokel benimle üç kere görüştüğünü, uçakla Ankara'dan İstanbul'a geldiğini söylüyor. Ona çılgın paralar teklif ettiğimi söylüyor. Madem böyle bir vasiyet var neden bana 'bu işin peşini bırak, vasiyet var' diyemiyorsun? Duygusal done lazımdı onlara, bu vasiyeti öne sürdüler. Tamamen Erol Parlak olayından sonra, yolumdan dönmeyeceğimi söyledikten sonra oldu" dedi.
Hukuki sürece de değinen Mustafa Uslu, "Biz Büyük Usta Neşet Ertaş'ı asla incitecek bir şey yapmadık, bir işin içine girmedik. Ona yakışan bir film yaptık. Bu filmi hiç kimse durduramaz, hiç kimse engelleyemez. Bu lafı ben demiyorum yüksek mahkeme diyor. Türkiye Cumhuriyeti adına yüksek mahkeme diyor ki "bu filmi engelleyemezsin, sansüre girer, bilirkişiler seyretmeden içinde 'Kişilik Hakları İhlali' olup olmadığını anlamadan engellersen, sansüre girersin diyor. Yıl 2022, bir filme bir sanat eserine sansür uygulanmaya çalışılıyor. Yüksek Mahkeme'nin kararı burada bu film kesinlikle bilirkişiler tarafından seyredilip, incelenmeden hakkında tedbir kararı verilirse, sansür diye geçiyor bu kararda. Maalesef karşı tarafın müzik şirketinin kiraladığı avukatları sürekli basın ve sosyal medya yoluyla mahkemenin devam etmesine rağmen bizim vizyona hazırlandığımız gibi bir algıda bulunuyorlar. Sanki biz, aymaz, kanun tanımaz insanlarız. Niye söyleyemiyorsunuz? Mahkemelerin hepsi bizim lehimize devam ediyor. Senin saçma sapan taleplerin reddedilerek devam ediliyor. Benim görüşüm şu, çocukları Erol Parlak'ı çocukça kıskançlık sebebiyle istemedi. Erol Hoca ile Neşet Ertaş ile baba - oğul ilişkisi doğmuş aralarında. Ailenin tabii ki maddi bir talebi oldu. Bu gerçekleşseydi bu dava süreci olmayacaktı. 'Erol'u oradan gönder' dediklerinde ben Döne Ertaş'ı dinleseydim, her şey yolunda gidecekti fakat ben kendi mesleğime ihanet etmiş olacaktım" dedi.