Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        TDK Sözlük Ağız Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Ağız Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?

        Ağız ne demek ve ne anlama gelir soruları, edebiyatı sevenler, öğrenciler, öğretmenler daha önce duymadığı kelimeleri araştırmayı sevenler tarafından sık sık merak edilmektedir. Bilindiği gibi, Türkçede her kelimenin mutlaka bir anlamı vardır. Peki, Ağız ne demek, ne anlama gelir? Ağız kelimesinin kökeni nedir ve kaç farklı anlamda kullanılır? TDK'ya göre, Ağız kelimesi anlamı, cümle içinde kullanım örnekleri ve diğer detaylar haberimizde yer alıyor.

        AĞIZ NE DEMEK, NE ANLAMA GELİR? AĞIZ KELİMESİ TDK ANLAMI

        • Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ
        • Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü
        • Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
        • Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap
        • Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı
        • Çıkış yeri
        • Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak
        • Kesici aletlerin keskin tarafı
        • Üslup, ifade biçimi
        • Uç, kenar
        • Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili
        • Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü

        Ağız kelimesi, Türkçede gün içerisinde kullanılan kelimeler arasında öne çıkmaktadır. Ağız kelimesi TDK anlamı şu şekildedir;

        AĞIZ KELİMESİ CÜMLE İÇİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ

        • Küçük bir ağız.
        • Ağızları kopmuş bir çay takımının arasına gizlenmiş, koyu renkli bir cildi oradan alarak bana uzattı.
        • Çay ağzı.
        • Körfezin ağzı.
        • Şimdi tünelin ağzında değilim artık.
        • Ertesi günü bazı gazeteler bu haberin bir noktasını yarı resmî bir ağızla tekzip ettiler.
        • Topun ağzında. Uçurumun ağzında.
        • Anlaşılmaz, garip köylü ağızlarıyla konuşuluyordu.

        AĞIZ KELİMESİNİ İÇEREN BİRLEŞİK CÜMLELER

        • ağız ağıza
        • ağız alışkanlığı
        • ağız bağı
        • ağız birliği
        • ağız dalaşı
        • ağız değişikliği
        • ağız dolusu
        • ağız kalabalığı
        • ağız kavafı
        • ağız kavgası
        • ağız kokusu
        • ağız kuşağı
        • ağız nişanı
        • ağızotu
        • ağız şakası
        • ağız tadı
        • ağız tatsızlığı
        • ağız tu00fcfeği
        • ağız tu00fctu00fcnu00fc
        • ağız u00fcnlu00fcsu00fc
        • ağız u00fcnsu00fczu00fc
        • ağzı açık
        • ağzı bir
        • ağzı bozuk
        • ağzı bu00fcyu00fck
        • ağzı gevşek
        • ağzı havada
        • ağzı kalabalık
        • ağzı kara
        • ağzı kenetli
        • ağzı kilitli
        • ağzı kulaklarında
        • ağzı pek
        • ağzı pis
        • ağzı sıkı
        • açıkağız
        • bayramlık ağız
        • çatal ağız
        • sarıağız
        • yarım ağız
        • aslanağzı
        • dört yol ağzı
        • du00fcşman ağzı
        • esnaf ağzı
        • halk ağzı
        • kapı ağzı
        • kaynana ağzı
        • kol ağzı
        • kurtağzı
        • ku00fclhanbeyi ağzı
        • ku00fcllu00fck ağzı
        • mide ağzı
        • şoför ağzı
        • taşra ağzı
        • tavşanağzı
        • tezgâhtar ağzı
        • yanardağ ağzı
        • yavruağzı
        • yol ağzı
        • ilk ağızda
        • yu00fcreği ağzında

        AĞIZ SÖZCÜĞÜ KULLANILAN ATASÖZLERİ VE DEYİMLER

        • ağız (veya ağzını) açmak
        • ağız (veya ağzını) büzmek
        • ağız açtırmamak
        • ağız aramak (veya yoklamak)
        • ağız burun birbirine karışmak
        • ağızda dağılmak
        • ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın
        • ağızda sakız gibi çiğnemek
        • ağız değiştirmek
        • ağız dil vermemek
        • ağız eğmemek
        • ağız etmek
        • ağız kullanmak
        • ağız satmak
        • ağız tamburası çalmak
        • ağız yapmak
        • ağız yaymak
        • ağız yer, yüz utanır
        • ağza (veya ağızlara) düşmek
        • ağza alınmaz (veya alınmayacak)
        • ağza almamak
        • ağza tat, boğaza feryat
        • ağzı (veya ağzı dili) kurumak
        • ağzı burnu yerinde
        • ağzı çirişçi çanağı
        • ağzı çirişçi çanağına dönmek
        • ağzı dili bağlanmak
        • ağzı dili tutulmak
        • ağzı dolu dolu konuşmak
        • ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur
        • ağzı kilitlenmek
        • ağzı köpürmek
        • ağzı kulaklarına varmak
        • ağzı kurusun
        • ağzı laf (veya lakırtı) yapmak
        • ağzına ... koymamak
        • ağzına almak
        • ağzına atmak
        • ağzına bakakalmak
        • ağzına baktırmak
        • ağzına biber sürerim (veya çalarım)
        • ağzına bir kemik atmak
        • ağzına bir lokma koymamak
        • ağzına bir parmak bal çalmak
        • ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar
        • ağzına burnuna bulaştırmak
        • ağzına düşmek
        • ağzına etmek
        • ağzına geldiği gibi
        • ağzına geleni söylemek
        • ağzına gem vurmak
        • ağzına kadar
        • ağzına kilit takmak (veya vurmak)
        • ağzına kira istemek
        • ağzına layık
        • ağzına sağlık
        • ağzına sakız olmak
        • ağzına sıçmak
        • ağzına sürmemek
        • ağzına takılmak
        • ağzına taş almak
        • ağzına tıkmak
        • ağzına tükürmek
        • ağzına verilmesini beklemek (veya istemek)
        • ağzına volta almak
        • ağzına vur, lokmasını al
        • ağzına yakışmamak
        • ağzına yüzüne bulaştırmak
        • ağzında bakla ıslanmamak
        • ağzında büyümek
        • ağzında çalkalanmak
        • ağzında gevelemek
        • ağzından
        • ağzından (söz veya lakırtı) dirhemle çıkmak
        • ağzından baklayı çıkarmak
        • ağzından bal damlamak (veya akmak)
        • ağzından burnundan getirmek
        • ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek)
        • ağzından çıkmak
        • ağzından çıt çıkmamak
        • ağzından dökülmek
        • ağzından düşmemek (veya düşürmemek)
        • ağzından girip burnundan çıkmak
        • ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme
        • ağzından inci saçmak
        • ağzından kaçırmak
        • ağzından kapmak
        • ağzından lakırtı (veya laf) almak (veya çekmek)
        • ağzından lokmasını almak
        • ağzından söz (veya laf veya lakırtı) eksik etmemek
        • ağzından yel alsın!
        • ağzında yaş kalmamak
        • ağzını açacağına gözünü aç
        • ağzını açıp gözünü yummak
        • ağzını aramak (veya yoklamak)
        • ağzını bağlamak
        • ağzını bıçak açmamak
        • ağzını bırakıp kıçıyla (veya bir tarafıyla) gülmek
        • ağzını bozmak
        • ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek
        • ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak)
        • ağzını dilini bağlamak
        • ağzını havaya (veya poyraza) açmak
        • ağzını hayra aç!
        • ağzını kapamak
        • ağzını kapamak (veya kilitlemek)
        • ağzını kiraya vermek
        • ağzını koklamak
        • ağzını kullanmak (veya satmak)
        • ağzını mühürlemek
        • ağzının içine bakmak
        • ağzının içine baktırmak
        • ağzının içine girmek
        • ağzının içi yangın yerine dönmek
        • ağzının kâhyası olmak
        • ağzının kaşığı (veya kalıbı veya lokması) olmamak
        • ağzının kokusunu çekmek
        • ağzının mührü ile
        • ağzının payını (veya ölçüsünü) almak
        • ağzının payını (veya ölçüsünü veya kayarını) vermek
        • ağzının perhizi yok
        • ağzının suyu akmak
        • ağzının tadını bilmek
        • ağzını öpeyim (veya seveyim)
        • ağzını sıkı (veya pek) tutmak
        • ağzını tıkamak
        • ağzını toplamak
        • ağzını tutmak
        • ağzı olan konuşuyor
        • ağzı oynamak
        • ağzı sulanmak
        • ağzı süt kokmak
        • ağzı teneke kaplı
        • ağzı torba değil ki büzesin
        • ağzı var dili yok
        • ağzı varmamak
        • ağzı yanmak
        • ağzıyla içmesini bilmek
        • ağzıyla kuş tutsa...