Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Nejat İşler'den çarpıcı açıklamalar - Magazin haberleri

        Şehirli bir çift, köylü bir çiftle birkaç gün geçirirse neler olur?

        Ümit Ünal, senaryosunu yazdığı ve yönettiği 'Evcilik'te bu sorunun cevabını, kendi hayal gücüne göre beyazperdeye yansıttı.

        Köylü çifti; Nejat İşler ile Deniz Işın, şehirli çifti ise Öykü Karayel ile Fatih Artman canlandırdı.

        'Evcilik'in senaryosu; Ümit Ünal'a Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Senaryo' dalında 'Altın Portakal' kazandırdı.

        Nejat İşler ise aynı zamanda Emre Oskay ile birlikte ortak yapımcısı olduğu 'Evcilik' ile 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında 'Altın Portakal'a lâyık görüldü.

        Nejat İşler ile Deniz Işın, Habertürk'e verdikleri röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

        • İlk yapımcılık deneyimin; yapımcılığa yönelme nedenin nedir?

        Nejat İşler: Kendi hikâyemi anlatmak istiyordum ya da gerçekten hikâyesi olan birinin hikâyesini anlatmak istiyordum. Bunu yapmanın yolu da suyun başını tutmaktan geçiyor. Benim anladığım yapımcılık, parası olanın yaptığı iş demek değil, kuran adam demek. Ben. kuran adam olmayı tercih ettim. Öyle de oldu... Bence güzel oldu. Çok memnunum ve yapmaya devam edeceğim.

        • Deniz, teklif geldiği zaman filmin hangi özellikleri seni etkilediği için bu filmde olmak istedin?

        Deniz Işın: Bir Ümit Ünal filmi olması. Senaryoyu okuduktan sonra kariyerim için farklı bir yönelim olacağını düşündüm. Kuzey Egeli yörük bir kadını canlandırıyor olmak kolay kolay fırsat bulabileceğim bir rol değil. Genelde dışarıdan bakıldığında Avrupai görüntümden ötürü, böyle rolleri oynamaya fırsat bulamıyorum. Hem Nejat İşler, Öykü Karayel ve Fatih Artman gibi isimlerin olduğu böyle bir kadroyla oynayacak olmak hem de hikâyenin, birbirinden farklı coğrafyalarda olan iki çiftin bir araya geldiğindeki o iç içe geçişleri ve hayatlarındaki dönüşümlerini oynamak çok keyifli olacağı için bu işin içinde olmak istedim. Bence izlemesi de oldukça keyifli ve gergin. Bu da benim çok hoşuma gidiyor.

        • ‘Evcilik’, 61'inci Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödül kazandı. 'En İyi Senaryo' dalında Ümit Ünal ve 'En İyi Erkek Oyuncu' dalında da siz ödül aldınız. 'Altın Portakal' ödülünü kazanmaktan dolayı neler hissediyorsun?

        Nejat İşler: Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin yeniden faaliyete geçmesi sebebiyle çok mutluyum. Yılların festivali... Kimler gelmiş, kimler geçmiş. Geçen seneki faciadan sonra şu an gayet iyi hissediyorum. Filmin ödül almış olmasından dolayı daha da keyifliyim.

        'GEÇEN YIL FACİA YAŞANDI"

        "KAFAM KARIŞIKTI"

        • Ödülün kariyerine nasıl bir etkisi olmasını umarsın?

        Nejat İşler: Açıkçası insan, mesleğin profesyonelleri tarafından değerlendirilmek ve iyi bulunmak istiyor. Ben ilk aldığım ödül sayesinde oyuncu olmaya karar vermiştim. Öncesinde kendimden çok emin değildim. Bana ilk filmimde Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği ödül verdi. Oyuncuydum ama iyi miydim, kötü müydüm? Bunu ve ne yapacağımı henüz bilmiyordum. Kafam karışıktı. Meslektaşlarım, ağabeylerim, ablalarım bana “Senden olur” deyince "Ben, bu işi yaparım" dedim.

        • O ödülü kazanmamış olsaydın farklı bir yola girer miydin?

        Nejat İşler: Hiç bilmiyorum... Ödüller, insanın hayatında etkili olabiliyor. İnsan, belli bir süre sonra "Ödüller, çok da önemli değil" diyebilir ama bence önemli.

        • Karakterine hazırlanırken özel bir çalışma yaptın mı?

        Deniz Işın: Biz çift olarak Kuzey Ege şivesiyle konuştuk. Orada yaşayan insanların; konuşmalarını dinleyerek, onlarla sohbet ederek şivemi geliştirmeye çalıştım. Onun dışında sürekli, "O harmoniyi nasıl oturtabilirim?" diye Nejat ve Ümit hoca ile karakter hakkında konuştuk.

        "BASKI ALTINDA ÇALIŞMADIM"

        • Nejat İşler'in yapımcılığını nasıl değerlendiriyorsun?

        Deniz Işın: Sette bir yapımcı var gibi bir baskı altında çalışmadım. "Oyuncu arkadaşım var" diye çalıştım. Hatta çoğunlukla Nejat’ın yapımcı olduğunu unutuyordum. Çünkü hiç öyle bir baskıyla çalışmadım. Hiç öyle bir yapımcı kisvesiyle bakmadım. Rahat çalıştığıma göre demek ki iyi bir yapımcı.

        "CANI SIKILAN AKLIMA TAKILIR"

        • Yapımcılığın en hassas noktasının ne olduğunu söyleyebilirsin? Bonkör mü yoksa nekes bir yapımcı mısın?

        Nejat İşler: İnsanları mutsuz etmemek. Mutsuz bir an bile görmemek. Yapımcı olmasam da dikkat ederim. Canımı sıkar. Gittiğim bir yerde, yüz yirmi kişinin içinde canı sıkkın olan birini bile görsem aklıma takılır. Neyin var diye sormak için yanına giderim. Öyle takıntılı bir tipim. Bonkörüm... Yapımcılığın, parayla alakası olmadığını yineliyorum.

        Deniz Işın: Sette mutlaka huzuru sağlamak için "Kimsenin canı sıkılmasın" şeklinde bir yapımcı Nejat İşler... Bence oyuncu olarak da öyle.

        "AMACIM SOSYAL FENOMENLİK DEĞİLDİ"

        • Filmde sosyal medya konusu da işlendi. Senin sosyal medyayla aran nasıl?

        Deniz Işın: Benim iyidir. Yıllar önce sosyal medyada skeçler çekiyordum. Onları, biraz mizahi bir yön katarak çekiyordum. Amacım fenomenlik değildi. Oyunculuk yapmadan önce kimya mühendisliği yapıyordum. O zamanlarda tiyatroyla da ilgileniyordum ama çalışmaktan hiç kopmak istemiyordum. İkisi ayrı sektörler ve aynı anda ikisinde bulunamıyordum. O yüzden de kimya mühendisliğinde çalışırken aynı zamanda skeçleri çekmek istedim. Sektöre tamamen giremediğim için en azından bir şekilde var olmak istedim. O yüzden de aktif olarak çalışıyordum. Yoksa fenomen olmak gibi bir gayem olmadı.

        "HALDUN DORMEN KEŞFETTİ"

        • Oyuncu olmaya karar verdiğin ışık nasıl yandı?

        Deniz Işın: İzmir’de yüksek lisans zamanında tiyatro yapıyordum. Hobi olarak, tiyatro kursuna gidiyordum. O süreçte Haldun Dormen, tiyatromuzun süpervizörlüğünü yapıyordu. Beni görüp; “Bu kızda ışık var, bunu İstanbul’a gönderin” demiş. Işığımı Haldun Dormen yakmış olabilir. İzmir’den kalkıp, oyuncu olmaya İstanbul’a gelmek benim için büyük bir hareketti. O zamana kadar da çok garanti bir hayat yaşamıştım. O sebeple; "Özel sektörde çalışmaya gidiyorum" deyip iş başvurusu yaptım. Sonra İstanbul’da kimya mühendisliği üzerine çalıştım. O süreçte tiyatro yapmaya devam ettim. Sonra bir gün bir anda istifa ettim.

        • O halde İstanbul’a gelme sebebin Haldun Dormen'in sözleri...

        Deniz Işın: Aslında oyunculuk yapabilmekti. "Ben galiba profesyonel anlamda oyunculuk yapmak istiyorum" deyip o süreçte bunun yolunu yaptım. Yolunu yaparken de mühendisliği biraz kullanmış olabilirim.

        REKLAM

        "BEN DE TAKİPÇİ KUYUSUNA DÜŞTÜM"

        • Sosyal medya siz oyuncuları nasıl etkiliyor?

        Nejat İşler: Ben çok haşır neşir değilim. Sosyal medyayı işlerim hakkında bilgi vermek için kullanıyorum. Bir arkadaş grubum var, onlarla konuşmak için bazen kullanıyorum. Onun dışında dünyaya bir şey söylemek için zaten bir işim var ve onu yapıyorum. Sosyal medyada bir şeyler anlatmak istemiyorum.

        Deniz Işın: Günümüzde sosyal medya özellikle daha taze oyuncular için özgeçmiş gibi bir şey olduğu için ben kullanıyorum. Ben, bunun sıkıntısını çekmiyorum. Çünkü aktifim ama şu da yorucu oluyor; benimle aynı süredir oyunculuk yapan bir arkadaşıma sosyal medyadan “Aktif değilsin” gibi bazı yorumlar yapılıyor.

        Nejat İşler: Kendimi yakaladığım yeri söyleyeyim. Ben de iş için birine bakarken, kaç takipçisi var diye sordum. Ben de o kuyuya düştüm.

        Deniz Işın:Takipçi sayısına reklam ya da iş için bakılıyor. Bunu sadece oyuncu olarak söylüyorum, seni takip eden kitleye çok daha kolay ulaşılabilir oluyorsun. Güzel dilekleri de çok fazla alabiliyorsun, kötü şeyler de söyleniyor ama ben uzun zamandır sosyal medya kullandığım için alıştım. İlk zamanlar kötü yorumlar canımı acıtıyordu ama artık acıtmıyor. Özgürce ifade etme şeklini; “İğrenç bir oyuncusun” diye dile getiriyorsa, yapabilir. Bana bir zararı yok.

        "SOSYAL MEDYA FENOMENLERİNİN FİLMLERİ ÇAKILDI"

        • Çok fazla takipçisi olan çok başarılıymış gibi bir algı oluşuyor. Niceliğin, niteliğin önüne geçmesi hakkında neler söylemek istersiniz?

        Nejat İşler: Ben; iyi mi yoksa kötü olduğuna bakarım. Çok onaylanan birisi "İyidir" diye bir şey yok. Zaten biz bu işi böyle yapmıyoruz. O kıvama gelmedik. Çok takipçisi olanların bütün takipçisi gelip bilet alacak mı? Sosyal medya fenomenlerinin filmlerini yaptılar, çakıldı gitti.

        Deniz Işın: Aynı şekilde düşünüyorum. O belirleyici bir faktör değil, sadece parametrelerden biri olabilir belki ama küçük bir parametre... O da başlangıç için sonrasında büyük büyük etkileri olan bir şey olduğunu zannetmiyorum.

        • “Yeni kuşağın farklı dili, farklı bir yaşam şekli var” deniliyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

        Nejat İşler: Ayak uydurmaya çalışmak lâzım. Evrimin kuralı bu ve ayak uyduramazsan bitersin. Ben de anlamaya çalışıyorum. Bırakırsam, "Bizden sonra her şey bitti" dersem aslında ben biterim. Öyle bir şey yok... Bir sürü şeyi izliyorum bir sürü inanılmaz kızlar, inanılmaz erkek oyuncular var. Gayet iyiler... Anlıyorum onları, ne yapmak istediklerini de anlıyorum. Özgürlüklerini de kıskanıyorum. Çünkü biz o yaştayken, o kadar özgür değildik. Büyük kıskanıyorum... Ne var ki bu özgür çocuklar, büyüdüklerinde bazen çirkinleşiyorlar, ondan korkuyorum. Biz insanız, bizim son kullanma tarihimiz de son nefesimiz. İnsan, öleceğini bilen tek varlıktır. Ona göre yaşa hayatını ve ona göre de devam ettir. Herkese de tavsiye ederim. Yeni çağın dilini öğreneceğiz.

        "O KAOSUN İÇİNDE BAŞKA BİR DÜZEN YARATMAK ZORUNDAYIZ" "

        • 2024'ün en çok dinlenen şarkısının kadınları aşağılayan bir şarkı olması konusu var. Bununla bağlantılı olarak; "Dünya nereye gidiyor?" deniyor. Sizin bu konuyla ilgili görüşünüz nedir?

        Nejat İşler: Ben dinlemedim. "Dünya nereye gidiyor?" konusuna gelince; bence bu anne -baba olmak isteyenlerin derdi. Biraz düşünerek çocuk yapsınlar.

        Deniz Işın: Sürekli artan bir düzensizlik vardır, kaos vardır. Bu artan düzensizlik kendi içinde bir düzen yaratır ama kalabalıklaştıkça da düzensizlik artar. Bu hayatta kalma içgüdüsüyle o kaosun içinde başka bir düzen yaratmak zorundayız. Böyle bir şeye karşı durmak da o kaosun içindeki başka bir taraftan bir düzen sağlama amacıdır. Her zaman çatışmalar olacak ama dediğim gibi kalabalık arttıkça kaos da artacak ama sürekli olarak farklı düzenler de oluşacak.

        "BAŞKA TÜRLÜ YAŞANMIYOR"

        • İzleyicilerin 'Evcilik'i izledikten sonra salondan özellikle hangi duygularla ayrılmasını umarsın? Film, izleyicilere özellikle nasıl bir mesaj vermeyi amaçlıyor?

        Nejat İşler: "Film bitmesin" duygusuyla çıkmalarını isterim. Arkadaşlarına anlatsınlar, paylaşsınlar isterim. Bir yapımcı olarak söylüyorum dünyanın en iyi reklamı budur. Film akıllarında kalsın ve birilerine anlatsınlar, onlar da merak edip gitsinler. 'Evcilik', güzel bir hikâye anlatmak amacıyla çekildi. Bizim işimiz bu; dert anlatmak, başka da hiçbir şey değil... Sonrasında zaten işimiz olduğu için mecburen paraya çevirmek zorundayız. Çünkü başka türlü yaşanmıyor ama her zaman ilk derdimiz iyi bir hikâye anlatmak.

        Deniz Işın: Bence böyle filmler aslında devamını merak ettiren filmler oluyor. Film bittikten sonra da neler olacağını merak ettirsin isterim. "Ben olsam ne yapardım?" gibi... Bir filmi izlerken hiç kimseyi haklı bulamama ve herkesi haklı bulma duygusu beni tatmin ediyor. Ben bu işte de her karakter için öyle hissediyorum. Hepsinin kendine göre haklı olduğu ve diğerine göre haksız olduğu bir sürü şey var. "Ben olsaydım ne yapardım?" gibi soru işaretlerini çok seviyorum. Bunu çok tatmin edici buluyorum.

        Nejat İşler: Bütün oyunlarımı böyle oynuyorum. İyi, kötü, çirkin, fark etmez... "Ben olsam ne yapardım" diye düşünüyorum.

        • Parayı önemsemeyen birisin ama paranın 'Olmazsa olmaz' olduğu yapımcılığa da yöneldin. O dengeyi nasıl kurdun?

        Nejat İşler: Bu iş için elbette para lâzım oldu. Kendi paramla yapabileceğim bir durum yok. Daha önce iki kere çalıştığım Emre Oskay ile "Elimizde böyle bir şey var" diye konuştum. O da hemen “Tamam ağabey gireriz” dedi. Öyle bu işe girdik. Bu film Emre Oskay sayesinde oldu, o olmasaydı olmazdı.

        "GARANTİ EDİYORUM"

        • 'Evcilik', Antalya Altın Portakal Festivali’nden iki ödül kazandı. Ne yazık ki ödüllü filmlere karşı bir ön yargı var. Bu nedenle de az kişi tarafından izleniyorlar. Bundan tedirgin oluyor musun?

        Nejat İşler: Olmuyoruz... Aslında garip bir soru sordun ama onu gerçekten bilemem. Şuna inanmadığımı söyleyebilirim; bu ne bir sanat filmi ne de bir gişe filmi. Bu iyi bir hikâye anlatan bir film. Filmden çıktıktan sonra iyi hissedecekler, bundan eminim ve insanlara da garanti ediyorum.

        'Evcilik'in senarist - yönetmeni Ümit Ünal ile oyuncuları, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde izleyicilerin sorularını cevapladı

        "ESKİDEN PARA MI VARMIŞ"

        • İki yıl önce yorgun olduğunu söylemiştin Hâlâ yorgun musun? Dinlenmek için bir yöntemin yok mu? Yorgunluğun çocuk yaştan bu yana çalışmakla ilgisi olabilir mi?

        Nejat İşler: Her zaman... Çalışmak... Çalışınca dinleniyorum. Durduğum zaman yoruluyorum. Çünkü her şey yoruyor ama çalışırken sadece işimi düşünüyorum. Çalışmaya çocukken başlamak bizde aile geleneğidir. Çocukken işe girmen lâzım. Onun değerini anlaman lâzım. Eskiden gazete satardım. Bence herkes için böyle olması gerekli. Başka türlü olmuyor. Bitcoin, bankadaki hesaplar sadece birer rakam... Giydiğin ayakkabı, saat, bunlar bir şey değil... Sen, ne hissediyorsun önemli olan o. Eskiden para mı varmış? Bizim zamanımızda da kimsede para yoktu, 1980’lerden sonra çıktı. Hatırlayın, 1970’lerde para konuşan bir insan var mıydı? Alacak bir şey yoktu, para da konuşulmuyordu. Büyüyünce garip geliyor. O yüzden o mefhum bende çocukluktan kayboldu.

        "İYİ ŞEYLER DE GEÇİYOR KÖTÜ ŞEYLER DE"

        • Filmde canlandırdığınız karakterler gerçek bir kişi olmuş olsaydı ona özellikle bir şey söylemek ister miydiniz?

        Deniz Işın: Herkesin kendi yolculuğu olduğunu düşünüyorum. Filmde de bütün karakterlerin, hepimizde olduğu gibi kendine ait yolculukları var. Biz, filmde sadece can alıcı bir kısmını, dönüm noktalarını görüyoruz. 'Aysun’a; “Her şey geçiyor” demek isterdim. Kendime de sürekli söylüyorum. Hayat mottom da bu; geçer. İyi şeyler de geçiyor, kötü şeyler de... Bu da bir süreç... Evet, insan dışarıdan çok fazla etkene maruz kalıyor. 'Aysun' karakterinin de hayatına çok müdahale edilmiş ve çok savunmasız hissediyor ama bundan daha güçlenerek çıkıyor.

        Nejat İşler: Deniz'in filmdeki sözü çok güzel; “Bir şey olmaz.” Bana gelince; adam deli, ne söyleyeyim? Kimseyi dinlemiyor. Onu çok seven ve hatta acıyan bir eşi var, onu bile dinlemiyor. Dinlemeye çalışıyor ama onu da beceremiyor.

        "KADINLARIN DA ERKEKLERİN DE ZORBALIĞINA MARUZ KALDIM"

        • Kariyerinizde hiç zorbalıkla karşılaştınız mı?

        Deniz Işın: Tabii ki karşılaştım. Her anlamda karşılaştım. Bir kadının kadını zorbalamasıyla da karşılaştım erkeklerin zorbalamasıyla da. Keza eminim ki Avrupai görüntümden dolayı benim böyle bir karakteri oynayamayacağımı düşünen birçok insan da var. Bende Kuzey Egeli bir kadın görüntüsünün olmayabileceği düşünülüyor. Böyle bir ön yargıyla da yaklaşılabilirdi ama Ümit Hoca, Nejat ve Emre Oskay bana bu şansı verdiler.

        Nejat İşler: Deniz’in deneme çekimi çok iyiydi.

        Deniz Işın: Teşekkür ederim ama hiç böyle bir teklifle bile gelmeyebilirdiniz. Bu sektörel olarak da oluyor. Bu işin okulunu okumamış olmaktan dolayı da zorbalığa uğruyorsun. Güzel bir kadın olmakla ilgili de zorbalığa uğruyorsun. Bu her sektörde var. Mühendislik yaptığım sektörde çalışırken de zorbalıkla karşılaştım. Aslında öyle bakılmaması lâzım ama yüzeysel anlamda görsel bir iş yaptığımız için kilodan, saçtan, estetikten dolayı da zorbalığa uğradığımız oluyor. Karşılaştım, karşılaşmaya da devam ediyorum ama önemli olan; geçer...

        Nejat İşler: Elbette ben de zorbalıkla karşılaştım. Benim canımı en çok sıkan; bir şeyi yutmaktır. Bir şey söylemen lâzım ama yutuyorsun. Buna canım sıkılır ama kinim de vardır; unutmam. Zamanı gelince yapıştırırım. Ben çocukluğumdan beri böyleyim. Büyüklerime karşı da böyleydim. Efendi takılırdım ama bir şekilde o işi hallederdim.

        • Yapımcılığı da deneyimledin, keşke şunu da çeksem dediğin yapımın konusu ne olur?

        Nejat İşler: Öyle bir şey tasarlamadım. Ben bir sonraki projeye bakıyorum. Şimdi elimde bir projem var, her şey iyi giderse Mayıs gibi ona başlayacağız. Çünkü bu coğrafyada iki dakika sonra ne olacağı belli olmuyor. Ondan sonra bir projem daha olacak. Böyle böyle gidecek.

        • Yapımcılıkla birlikte oyunculuk da olacak değil mi?

        Nejat İşler: Ben oyunculukta seçilen adamım ama yapımcılıkta seçen insanım. Hikâyeyi seçebiliyorum. Oyunculukta birisi beni seçiyor.

        Deniz Işın: Ben, en çok ‘Evcilik’ gibi bir işte oynamayı çok istiyordum. Kariyerimde farklı bir şey yapabilecek olma avantajını elde etmek istiyordum. Yakın zamanda gerçekleştirdiğim hayallerimden biri bu. Onun dışında ben de güzel bir hikâyede oynamak isterim. Bence oyuncunun kabuğu parça parça kırılıyor. Her seferinde birazcık kabuğumu kırabileceğim, başka bir tarafa kapı açabileceğim bir hikayede olmak isterim. Şansıma da hep öyle işler denk geldi. O yüzden her zaman kendimle ilgili yeni bir şey keşfedebilmek, biraz daha kabuğumu kırabilecek işlerde olmak isterim.

        • Yönetmenlik de yapmayı düşünüyor musun?

        Nejat İşler: Yönetmenlik yapmak isterim. Onun için de bir projem var. Kendi yazdığım bir iş var ve kendim çekeceğim. Zaten benim en sevdiğim yönetmenler kendi yazdıkları işleri çekiyorlar.

        • Filmle ilgili başka neler söylemek istersiniz?

        Deniz Işın: İki çiftin kendilerine ait hayatlarını ve dört tane farklı karakterin kendi iç dünyalarındaki değişimi, birazcık da gerilim draması olan bir iş izleyecekler. O yüzden filme gelmelerini ve izlemelerini tavsiye ederim. Filmi izledikten sonra bir sürü soruyla ve mutlu bir şekilde ayrılacaklarını düşünüyorum. Ben filme çok güveniyorum.

        Nejat İşler: Bence iyi bir film yaptık. Ben olsam merak eder, izlerdim.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ