Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Trump damgasını vurmaya geliyor

        Donald Trump ikinci kez ABD’nin başkanı oldu. Üstelik ezici bir çoğunlukla ve Kongre’nin her iki kanadında kazanarak bunu başarması, kendisini frenleyecek herhangi bir mekanizma kalmadığını gösteriyor. Trump ABD’de artık istediğini yapabilir, yasaları değiştirebilir, demokrasiye güç katan kurumları ele geçirebilir veya zayıflatabilir.

        Trump, hakkında açılan soruşturmalar ve yargılamalar nedeniyle çok daha bilenmiş, sisteme ve rakiplerine karşı öfkelenmiş, öç alma duygusunu kabarmış, egosu müthiş şişmiş olarak ilk dönemine oranla çok daha agresif davranabilir.

        ➔Trump’ın başkanlığında araya 4 yıllık bir dinlenme dönemi girmesi, tecrübe kazanması yanında çok daha hazırlıklı ve ne yapacağını bilerek ikinci dönemine başlıyor. Bu anlamda Trump, ABD başkanları içinde bir ilki oluşturacak.

        KÜRESEL TİCARET YAPISINI YIKACAK

        ➔Bu ihtimal elbette ilk bakışta ABD'nin sorunu ama aynı zamanda tüm dünya için ciddi sonuçları olacak bir sürece işaret ediyor.

        ➔Bu sonuçların politik ve ekonomik olarak ne anlama geleceği ise büyük ölçüde Trump'ın hem kabinesine bakan hem de danışman ekibine kimi kattığına da bağlı olacak.

        ➔Ancak Trump'ın yaptığı açıklamalardan ve 2016'daki ilk başkanlık dönemindeki icraatlarından yola çıkarak atacağı olası bazı adımları tahmin etmek çok da zor değil.

        “Bizi kazıklarsanız biz de sizi kazıklarız!” Donald Trump’ın dış ticaret politikasını kendisine ait bu veciz ifadelerle tanımlamak mümkün.

        ➔Bu tür açıklamalar, ABD'nin kurallara dayalı serbest ticarete dönmesini umut edenlerin en büyük korkularını doğruluyor.

        ➔İkinci dönem Trump yönetimi, ilkinin getirdiğinden daha fazlasını getirebilir. Mevcut küresel ticari düzende başlayan yıkılma ivme kazanabilir ve sonlanabilir.

        ➔Daha yüksek gümrük vergileri, daha fazla izolasyon ve içe kapanma ile elbette yeni ticaret savaşlarının şiddetlenmesi söz konusu olacak. Yıkılan yapının yerine neyin geleceği de yine bu dönemde şekillenmeye başlayacak.

        Trump’ın ikinci döneminde dünyaya damga vurması da, küreselleşmeyi bitirmesinden, serbest ticaret yerine korumacı ve devletçi ekonomilerin gelişmesini hızlandırmasıyla mümkün olacak.

        ÇİN İLE TİCARET SAVAŞI KAÇINILMAZ

        ➔Seçim kampanyası sırasında Trump tüm Çin mallarına yüzde 60, diğer tüm ithalatlara ise yüzde 10 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı.

        ➔Ancak bu konuda geçmişe bakıp ağlaşmaya da gerek yok.

        ➔Zira Demokratların yönetiminde de ABD, Çin'in elektrikli otomobillerine, lityum pillerine, liman vinçlerine, bilgisayar çiplerine ve güneş pillerine yönelik devasa gümrük vergileri duyurmuştu.

        ➔Anlaşılıyor ki başta Çin olmak üzere diğer ülkelere ticaret savaşları açmak sadece Trump'ın yaptığı bir iş değil. Bu ABD'nin değişmeyen genel dış ticaret politikası.

        ➔İddialara göre Çin, ekonomisini haksız gümrük vergileri ve ticaret engelleriyle koruyor, ürün korsanlığı ve döviz manipülasyonu yapıyor.

        ➔Buna ek olarak Çin, Amerikan şirketlerini iş yapamaz hale getirip bazı sektörlerde kasıtlı olarak büyük sübvansiyonlar uyguluyor.

        ➔Bu nedenle Çin, ABD ile yoğun bir ticaret savaşına hazırlanmak zorunda kalacak.

        ➔Trump'ın ekonomik alanda Çin karşıtı radikal bir politika izleyeceğinden hiç şüphe yok.

        ➔Zira Çin dostu politikalarla ABD'de puan kazanmak zaten mümkün değil.

        DTÖ’NÜN SUYU KAYNADI

        ➔Öte yandan Trump ve dış ticaret konularındaki yakın danışmanları, ABD'nin dünyanın geri kalanına büyük dış ticaret açığı vermesini zayıflığın işareti olarak kabul etti.

        ➔İşte bu iddia bizi Çin’in ardından Trump’ın dış ticaret konusunda büyük öneme sahip ikinci başlığına getiriyor. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)

        ➔Trump’a yakın çevreler ülkenin Dünya Ticaret Örgütü kurallar sisteminde haksızlığa uğradığını ve örgütün tartışmalı bir yapıya sahip olduğunu ileri sürüyor.

        ➔Söz konusu teoriler aklı başında hiçbir ekonomist tarafından paylaşılmasa da Trump destekçileri arasında geniş yankı buluyor.

        ➔İddialar göre başta ABD'nin müttefikleri olmak üzere diğer ülkeler ABD mallarına uyguladıkları yüksek gümrük vergileri ile kendilerine büyük avantaj sağlıyor.

        ➔Bu nedenle diğer ülkeler ABD'ye kolayca ihracat yaparken ABD aynı şekilde ihracat yapamıyor ve diğer ülkelere karşı büyük ticaret açığı veriyor.

        ➔Pek çok uzman Trump’ın başkanlığı döneminde DTÖ konusunu masaya yatıracağını ve ABD’ye hizmet eder hale getirip tamamen işlevsiz kılmasından endişe ediyor.

        DÜNYA EKONOMİSİNDE KALICI OLUMSUZ ETKİ

        ➔Donald Trump seçim kampanyası sırasında Çin'i bir ticaret savaşıyla tehdit etmekle kalmadı, aynı zamanda tüm ithalata en az yüzde 10 gümrük vergisi uygulamak istediğini de açıkladı.

        ➔En iyi koşullarda bu tehdit, Trump'ın pazarlık kozu olarak kullanabileceği ticaret ortaklarıyla yeni anlaşmalar yapılmasını sağlayan bir müzakere taktiğine dönüşür.

        ➔Ancak aynı zamanda misilleme önlemleri ve daha fazla ticaret savaşı riskini de yükseltir.

        ➔Bu durum Trump’ı daha da kızdıracağı için karşılıklı restleşmelerin küresel ekonomi üzerinde kalıcı olumsuz bir etki yaratmasından endişe ediliyor.

        FED BAĞIMSIZLIĞINI KORUYABİLECEK Mİ?

        ➔Trump yönetiminde ABD borcunun önemli ölçüde artması muhtemel hatta geçmiş başkanlardan daha hızlı artacağını piyasalar da tahmin ettiğinden uzun vadeli tahvil faizlerini yükseltti.

        ➔Zira Cumhuriyetçi lider büyük ölçekli ve önemli vergi indirimleri sözü verdi.

        Bu adım genişletici para politikaları, yasadışı göçmenlerin toplu olarak sınır dışı edilmesi gibi diğer önlemlerle birleştiğinde enflasyonda yeni bir artışa neden olabilir.

        ➔Bu durumda ABD Merkez Bankası faiz oranlarını yeniden yükseltmek zorunda kalabilir.

        ➔Yükselen faizler doları güçlendirecek ve özellikle borç yükü yoğun gelişmekte olan ülkelere zarar verecek.

        ➔Diğer yandan bu tür bir karar faiz konusunda Fed’in bir ileri iki geri yaptığı gerekçesiyle kurumu yeniden eleştirilerin merkezine yerleştirecek.

        ➔Tabi böyle bir ortamda endekslerin ciddi kayıplar yaşaması da ihtimal dahilinde.

        ➔Trump döneminin Fed için en büyük riski ise itibar kaybı ve bağımsızlığını kaybetmesi olabilir.

        ➔Bunun için gerekli yasal düzenleme gücünü Trump sahip. Trump’ı sadece finansal piyasaların. Vereceği sert tepki ve ekonomide yaratacağı ciddi bozulma durdurabilir.

        AB’NİN YILDIZI SÖNÜYOR

        ➔AB ile olan ilişkilerin ise biraz daha karmaşıklaşması bekleniyor.

        Çok yaygınlaşan bir senaryoya göre Trump, Ukrayna’yı mümkün olan en kısa sürede Rusya ile bir barış anlaşması imzalamaya zorlayacak hatta bu konuyu dikte edecek.

        ➔Trump’ın bunun için Ukrayna’dan toprak tavizi talep edip, Kiev'in NATO üyeliğini aklından çıkarmasını isteyecek.

        ➔Barış anlaşmasının ardından ise Ukrayna’nın her türlü güvenlik garantisi AB’nin sırtına yükleyip bölgeden ayrılacak.

        AB ise Rusya'ya karşı askeri bir güç olabilmek için gelecek 10-20 yılda savunma alanına trilyonlarca dolar yatırım yapmak zorunda kalacak.

        ➔Başta Yapay Zeka olmak üzere yeni teknolojilere akması gereken bu kaynakların silaha harcanması Avrupa Birliği'nin geleceği yönelik ekonomik alandaki rekabet gücünü kötü yönde etkileyecek.

        ➔Rusya'nın ardından yıllarca stratejik ortak olarak bilinen ABD piyasasını da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak Avrupa Birliği için şartlar daha da zorlaşacak.

        ➔Önümüzdeki yıllarda Almanya ve Fransa'da yapılacak seçimlerde devlet yönetimine aşırı sağ eğilimli siyasetçilerin gelme ihtimali oldukça yüksek.

        ➔Bunun sonucunda tek başına hareket etmenin daha avantajlı olacağını düşünen Almanya ve Fransa'nın da Avrupa Birliğini terk edebileceği belirtiliyor.

        ➔Böyle bir durumda ABD en büyük ekonomik rakiplerinden biri olan Avrupa Birliği'nden kurtulduğu gibi dolara karşı rezerv para birimi olarak tehdit oluşturan Euro’yu da tarihe gömmüş olur.

        ➔Malum, ABD’nin yeniden büyük olması için başkalarının küçülmesi ve yok olması gerekir.

        KÜRESEL SERBEST TİCARETE SON

        ➔Sonuç olarak elbette konunun öznesi Trump olunca tüm bu yazılan ve çizilenler birer tahmin olarak da kalabilir.

        ➔Zira Cumhuriyetçi liderin adımları planlı stratejilerden ziyade onun günlük ego barometresine göre de şekilleniyor.

        ➔Durum böyle olunca kesin olarak söylenebilecek tek şey şu: II. Trump döneminde çok taraflı, kurallara dayalı küresel serbest bir ticaret dönemi kapanacak.