İstanbul Sanayi Odası meclis üyeleri önce Hatay’da depremzedeler için yaptırdıkları bin konteynerlik İSO Yaşam Kentini ziyaret etti, sonra da Hatay ve Adana’da sanayi ve ticaret odaları ile ortak toplantılar yaptı.
Gezi bitiminde bölgedeki potansiyelleri ve sonuna yaklaştığımız 2024 yılını değerlendiren İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, 2025 beklentilerini ve dünyadaki gelişmeleri de paylaştı. Bahçıvan “2025 çok meşakkatli olacak” dedi.
ACIMASIZ SABIR GEREKTİREN SÜREÇTEYİZ
➔Ekonomik hedeflerde en uzak kalınanın enflasyon tahmini olduğunu belirten İSO Başkanı Erdal Bahçıvan “Enflasyon direniyor. İstenilen ölçüde düşmüyor. Düşmesi noktasında en güçlü mücadeleyi veren Merkez Bankası, kendine ait silahlarla ve ekonomi bilimi çerçevesinde bunu yapıyor” diye konuştu. Erdal Bahçıvan’ın enflasyon konusunda söyledikleri şöyle:
➔ “Hep yaptığımız bir benzetme, hastanın yoğun bakımdan rahatlıkla çıkabileceği konusunda hasta yakınlarına herhangi bir işaret yok. Bu, hastada ve hasta yakınlarında sabır stresini artırıyor.
➔Kararlı düşüş politikası uygulanacaksa bir müddet daha sabır gerekiyor. Ancak hastalığı çözmeye çalışırken vücutta başka arızalar çıkıyor.
➔Merkez Bankası politikası savunduğumuz bir politika ama mücadelenin giderek uzun olması, tam anlamıyla istenilen cevabın verilmemesi, sanayi üzerindeki yükü artırıyor.
➔Reel sektöre dönük olarak artık sektör analizlerinin ve tespitlerin yapılması gerekir. Temel tespitler yapılarak çözüm politikalarının geliştirilmesi lazım.
➔2025’in ilk altı ayı çok daha zorlu olacak. Vücudun mücadele gücünün ne kadar yeterli olacağını iyi hesaplamak lazım. Merkez Bankasını gereğinden fazla yalnız bırakıyoruz. Diğer cephelerde yeteri kadar mücadele yok.
➔Geçmiş dört yılın oluşturduğu tahribat ve güven kaybı o kadar yüksek ki… ekonomi biliminden uzaklaşmanın bedelini ödüyoruz.
➔Enflasyonla ilgili sonuç almayı hızlandıracağız derken doğru politikadan U dönüşü yaparsak, çok büyük açmaza gireriz.
➔Yoğun bakımda hasta kurtarılmak istenir ama zamanı gelmeden yoğun bakımdan çıkartılırsa onun sonu olabilir. Acımasız bir sabır gerektiren süreçteyiz.”
DEMOGRAFİK YAPIYI GÜNLÜK TELAŞLARLA HEBA ETMEYELİM
➔Açıklamalarında sanayinin eleman sıkıntısı ve yabancı çalıştırma sorununa da değinen İSO Başkanı Erdal Bahçıvan “Ara elemanda olan sıkıntı, giderek yüksek katma değer üretecek yönetici ve beyaz yaka sınıfında da kendini çok daha farklı boyutta gösteriyor. Günlük politikalarla çözülmeyeceği net ve açık net” diyerek şu öneride bulundu:
➔ “Türkiye’nin, Cumhuriyet tarihinin en önemli planlaması olarak adlandırılacak, geniş katılımla hazırlanacak, önümüzdeki 25-30 yılının planlanacağı, bu yapının içinde hangi iş kolunun neye ihtiyacı olacağı ve bunların içinin nasıl doldurulacağı, ana okulundan yüksek eğitime kadar ele alınmasına şiddetle ihtiyaç var. Mevcut eğitim sistemiyle bu işin tutmayacağı çok net.
➔Bazı yerlerde eğitim kurumlarını çok fazla artırmaya çalışıyoruz ama miktarı artırdığımız yerlerde nitelikli evlatlarımızı okutamıyoruz. Okuyan bir avuç nitelikli evladımız da geleceği bu ülkede aramıyor. Herkesin bunu görmesi lazım.
➔Günlük sorunlardan çıkıp geleceği odaklanma alanı burası. Eğer yapılacak bir envanter bize belli konularda, belli iş alanlarında, kendi kaynaklarımızla orta veya kısa vadede bir çözüm getirmeyecekse, o zaman yurt dışından bir alternatif oluşturmaya bakılır.
➔Ama bu ülkenin demografik yapısını günlük telaşlarla heba etmemeli. İstanbul ve Adana caddelerinde dolaşırken, nerede dolaştığımızı anlayamayabiliriz. Yani plansız ve programsız şekilde bu ülkeyi günlük kararlarla yabancı çalışan yükünün altına bırakmak yanlış.
GENÇLERİN ÜLKEDEN ÇABUK KOPMASINI YANLIŞ BULUYORUM
➔Ülkemizin uzun vadeli insan kaynakları planı yapması gerekiyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi, gençlerin mevcut kurumlarında yurt dışında eğitime gönderip buraya geri getirmek lazım.
➔Eğitimde donanımlı güçleriyle geri dönmeleri gerekiyor. Ne kadarının dönüp dönmeyeceğini şansa bırakmamak lazım.
➔Türkiye’nin gelişmesinde Cumhuriyet dönemindeki o kuşak önemli katkı sağladı. Kıymetli yöntemleri çok çabuk unutuyoruz. Pırıl pırıl yetişen evlatlarımızın bu ülkeden bu kadar çabuk kopmasını yanlış buluyorum.
➔Bu konuda kısa vadeli, telaşlı bir şekilde, sektör ve gelecek değerlendirmesi yapılmadan alınan kararların ileride çok daha büyük boyutlu sorunlara yol açabileceği endişesini taşırım.
➔Kontrolsüz adımlar hayatta başka boyutta sıkıntılar getirir. İş gücü kaybında sadece ücret değil, başka faktörler de var. İşgücünün bu ülkeden neden ayrıldığını çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bu işin, güçlü bir yüzleşme noktasına gelmesi lazım.
➔Bunların her birinin bilimsel analizinin çok güçlü yapılması lazım. Bu iş, şansa bırakılacak bir noktada değil. Doğru kullanırsak muhteşem çözüm olacak. Aksi takdirde riski, tehdidi çok fazla artacak. Para, toprak bulunuyor ama insan bulmak kolay değil.”
AB’DE MAALESEF İŞLER İYİ GİTMİYOR
➔AB, ABD ve Uzak Doğu pazarı ekseninde ihracatçıları ve sanayicileri bekleyen risklere dikkat çeken ve özellikle Avrupa pazarının iyi analiz edilmesi gerektiğini belirten İSO Başkanı Erdal Bahçıvan şu tespitlerde bulundu:
➔"Avrupa'da şartlar nereye gidiyor, Çin'deki durum ne, ABD'nin yeni dönemi nasıl olacak, teknolojideki dev rekabet nasıl seyredecek ve bu gelişmeler karşısında Türkiye nasıl konumlanacak gibi çok önemli konuları doğru değerlendiremiyoruz.
➔Özellikle en büyük pazarımız, ortağımız Avrupa'yı çok iyi takip etmeliyiz. AB pazarı maalesef iyi gitmiyor. AB'deki gelişmeler kendi sorunlarımız kadar önemli. Almanya'yı, Fransa'yı ve Euro'yu çok iyi takip etmek lazım.
➔Avrupa'nın kısa vadede zorlanacağı çok açık ve net gözüküyor. Bunun sosyolojik boyutları nereye gidebilir, siyasi boyutları nereye gidebilir, AB süreci bu konuda nasıl etkilenir? Bu soruların her biri önümüzdeki ayların temel stres konuları olacak.
➔Yıllardan beri kendini AB'ye entegre eden, yabancı ortaklarını oradan alan bir Türkiye için, bu denklem son derece önemli.
➔İSO olarak Stratejik Dönüşüm Merkezi adı altında bir birim oluşturuyoruz. Bütün bu konuları daha iyi değerlendirebileceğimiz, sanayinin Think Tank'i gibi çalışacak bir birim olacak.
HER KURUŞ DÖVİZ ÇOK ÖNEMLİ OLACAK
➔Asya ve ABD tarafındaki fırsatları ve yabancı sermayeyi takip etmek gerekiyor.
➔Çin ile yaptığımız iş birlikleri önemli, artırılması gerektiğini düşünüyorum.
➔Aynı şekilde Hindistan’a iş birlikleri olmadan stratejik boyutta pazar olarak bakmak kolay değil.
➔ABD pazarında Trump döneminin daha olumlu olmasını umuyoruz.
➔Ancak bazı konularda ne kadar içine kapanacağını, gümrük duvarlarını nasıl yükselteceğini henüz bilmiyoruz. Korumacı refleksler artacak. Dünya giderek liberal yapıdan kapalı bir döneme doğru gidiyor.
➔Onun için iç sorunlardan çıkıp, bunları değerlendirmek lazım. Artık yüksek teknoloji ve katma değerli konulara çok daha fazla odaklanmamız gerekiyor.
➔Ve ileriki dönemde ihracatın çok daha zorlanacağını düşünerek ithalatını yapmış olduğumuz ürünleri de içeride üretmemizin yolunu açmamız lazım. İthalat için harcanacak dövizi burada tutacak, gideni azaltacak çözüm için stratejiler geliştirmeli.
➔Çünkü her kuruş döviz çok önemli olacak.
ESKİ BÜYÜME HIZLARI KALMAYACAK
➔Bu çerçevede Adana’da Yumurtalık/Ceyhan’da kurulması beklenen, gelecekteki önemli döviz giderlerini kapatacak olan (Liman) yatırımların yıllardan beri hala yapılmaması inanılır gibi değil.
➔Bölge hakikaten çok kıymetli. Lojistiğiyle enerji üçgeninin içinde olmasıyla hedeflenen projelerle Türkiye’nin çoğunu ithal ettiği ürünlerin alternatifi olacak projeler pekala hayata geçirilmeliydi.
➔Neden gecikme olduğunu incelemek ve bu denli gecikmeleri ortadan kaldırmak lazım.
➔Dünyada kesin olan şey şu: Çin başta olmak üzere eski büyüme hızları kalmayacak.
➔Türkiye için hizmet sektörü ve turizm elbette çok büyük bir şans, önemli bir fırsat sunuyor. Ama cari açığı sadece bunun üzerinden azaltıyoruz rehavetine girersek, bunun getireceği orta vadedeki stresler de başka boyutta olabilir."
ASGARİ ÜCRET İKİ KESİMİ DE MUTLU ETMEYECEK
➔İSO Başkanı Erdal Bahçıvan asgari ücrete yapılacak artışla ilgili ise "İki tarafın da empatisinin yüksek olması gerekiyor” diyerek şu açıklamayı yaptı:
➔ “Çalışanlarımız en önemli bir ortağımız. Onların bir hayatı ve yaşamı var.
➔Diğer taraftan işgücünün rekabette oluşturacağı değerler var. Asgari ücretin, işgücünün kalıcı ve istikrarlı olması yanında aynı zamanda maliyetlerde rekabet edilebilmesi açısından mutabık olmak lazım.
➔Üzerinden konuşulacak bir konu bu. Durum iki kesimin de mutlu olmayacağı bir noktayı gösteriyor. Asgari ücrette mutsuzluğun azaltılması gerekiyor. ➔Merkez Bankasının faiz politikasını çok fazla zorlamamak lazım. Cephedeki en büyük silahımız. Merkez Bankası, elindeki silahlarla Türkiye'nin itibarını yükseltmeye çalışıyor.
➔Ücretlerde de özellikle son iki, üç yıldır düzeltilemeyen, çalışanın enflasyon muhasebesi olarak da adlandırdığımız bu vergi basamaklarının mutlaka yeni bir endeksle yukarıya çekilmesi lazım.
➔Eski dönemlerde çalışan maaşlarından 8., 9., 10. aydan sonra başlayan kesintiler, şimdi artık neredeyse yılın 2., 3. ayında kesilmeye başlıyor. En azından o bandın biraz yukarı çekilmesi, çalışanlarımızın yılın daha geç dönemlerinde kesintiyle karşılaşmasına vesile olacak.
➔Bir iki haftaya kadar onunla ilgili bir ümit verici bir durum var. Ama tabi Bakanlık kendi açısından baktığı zaman o vergiyi kaynak olarak gördüğünden nasıl bir yanıt verecek bu talebimize, göreceğiz."