İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce gözaltına alınması ve sonra da tutuklanması finansal piyasalarda dengeleri alt üst ederek tam bir deprem etkisi yarattı. Hafta ortasında başlayan ve üç gün süren piyasa şokunda döviz, faiz ve Türkiye riskini yansıtan CDS’lerin faizi 252 baz puandan 328 baz puana sıçradı, borsada hisse senetleri çakıldı.
İki günlük hafta sonu ardından piyasalar zor bir haftaya daha adım atıyor
ÖNCE DÖVİZ SATIŞI
➔19 Mart’ta şokun ilk saatlerinde yüzde 10 sıçramayla dolar kuru 36.69’dan 41 liraya kadar çıktı. Ardından Merkez Bankası’nın müdahaleleri ile 37.65 TL’ye geri dönen dolar günü yüzde 2.6’lık yükselişle bitirdi.
➔Müdahalenin ilk günkü boyutunun 11 milyar dolarlık satış, sonraki günlerle birlikte 20 milyar doların üzerine çıktığı hesaplandı. Denilebilir ki yaşanan şok karşısında kurun dizginlenmesi için şimdiye kadarki en büyük döviz müdahalesi yapıldı. 1994, 2001 ve 2018 krizlerinde yapılmayan tarihi büyüklükte müdahaleye şahit olduk.
SONRA FAİZ YÜKSETLMESİ
➔Döviz satışı yanında müdahalenin diğer ayağı faiz tarafından yapıldı. Merkez Bankası’nın piyasaya politika faizinden para verdiği bir haftalık repo ihaleleri geçici süreyle iptal edildi. Bunun yerine gecelik borçlanmaya geçildi.
➔Ancak onun alt bandına dokunulmazken üst bandı 2 puan yukarı çekilerek faiz koridoru açıldı ve ağırlıklı ortalama borçlanma faizi fiilen yükseltildi. Sonuçta yüzde 42.5 olan politika faizi fiilen ve geçici bir süreyle yüzde 46’ya dayandı.
➔Kısa vadeli faizler yanında 2 yıllık ve 10 yıllık devlet tahvili faizleri de yükseldi. 10 yıllık tahvil faizi yüzde 26.40’tan yükselişe geçerek haftayı yüzde 33.44’ten kapattı. 7 puana varan artışın değişimi yüzde 26.6.
➔İki yıllık tahvil faizi de yüzde 35.23’ten yüzde 45.24’de çıkarak 10 puan ve yüzde 28.4 düzeyinde yükseldi.
➔Merkez Bankası TL likiditeyi çekerek döviz kurlarını dengeleme politikası çerçevesinde iki önlemi daha aldı.
➔Bunlardan biri 91 günlük likidite bonosu ihraç etmek.
➔Diğeri de TL uzlaşmalı vadeli döviz satışı yapmak. Kurun artmasından endişe edenler ve özellikle şirketler için vadeli satış etkili bir yöntem.
➔Yaşanan şok gelişme karışında kur artışı müdahale ile dizginlenirken faizlerdeki artış da sınırlı kaldı.
BORSADA TARİHİ DÜŞÜŞ
➔Borsada ise herhangi bir müdahale veya düşmemesi için kamu tarafından destek yoktu. Bu nedenle en büyük kayıp da hisse senetlerinde yaşandı.
➔Üç günlük borsa düşüşü yüzde 16.5’e varırken banka hisselerindeki gerileme yüzde 26.4’ü buldu. Borsanın düşüşü MSCI endeksiyle dolar bazında yüzde 21’e vardı.
➔Kaybın banka hisselerinde daha çok olmasına, yabancıların bu sektörde daha yoğun bulunması ve satışa geçmeleri, daha hızlı artmış olmaları, faiz artışlarından ilk önce ve en çok etkilenecek sektörlerin başında gelmesi etkili oldu diye düşünüyoruz.
➔Dolayısıyla herhangi bir destekleyici kamu müdahalesinin yapılmadığı borsa ilk günkü sert satışlarla yüzde7.8 gerileyen hisse senetleri ikinci gün sakinleşir ve gelişmeleri bekler gibi oldu. Yüzde yarım gibi sınırlı bir düşüşle günü geçirdi.
➔Ancak Cuma günü yeniden ilk günkü gibi sert satışları gördük ve endeks yüzde 7.8 daha geriledi. Bunda da hafta sonunda yaşanabilecek gelişmelerin önceden fiyatlanması veya satılması olarak değerlendirebiliriz.
HAFTASONU ÖNLEMLERİ
➔Bu arada hafta sonunda SPK bugünden itibaren piyasayı destekleyici üç kararı uygulamaya soktu.
1-Açığa satış işlemlerinin yeniden yasaklanması.
2-Halka açık şirketlerin hisse senetlerini geri alımının kolaylaştırılması.
3-Kredili sermaye piyasası işlemlerinin devamı süresince öz kaynak oranının esnetilerek uygulanması.
➔Borsa İstanbul da robotların gerçekleştirdiği yüksek frekanslı işlemlerin maliyetini yükseltti. Emir/işlem oranını düşürüp, bu oran aşıldığında ödenecek ekstra komisyonu artırmak suretiyle yüksek hacimli işlemcilerin borsada oynaklığı artırmalarını sınırlandı. Küçük yatırımcıyı koruyan ama hisse senetlerinde likiditeyi azaltan bir karar.
KURLARIN ÖNEMİ NEREDE?
➔Kur artışı demek ithal mal ve ara malı fiyatlarının artışı ve enflasyonist beklentilerin kötüleşmesi demek.
➔Yine kur sıçraması demek yabancıların Türkiye pozisyonlarından zarar yazmaları ve buldukları her fırsatı değerlendirerek Türk mali varlıklarını satmalarına yol açabilir. Bu da ülkeden sermaye çıkışına ve kurların bir tur daha yükselişine neden olabilir.
➔Aynı zamanda kur artışından en büyük zararı dövizle borçlanan şirketler kesimi görecek. Çünkü ekonomi yönetimine güvenerek dövizde dövizle borçlandılar ve açık pozisyona girdiler.
➔Reel şirketlerin döviz kredileri Ekim 2023’te 125.4 milyar dolardan Mart 2025’te 179.4 milyar dolara yükseldi. Döviz açık pozisyonları da 73.3 milyar dolardan Ocak 2025’te 147.9 milyar dolara çıktı.
➔Her iki rakam da geçmişteki rekor düzeylerinin altında ancak çok kısa bir sürede hızlı artışı önemli.
➔150 milyar dolarlık döviz açığı demek kalıcı yüzde 10 kur artışı gerçekleştiğinde 15 milyar dolar zarar yazmak demek. Bu da Türkiye’deki toplam reel şirket karlarının üçte biri kadar.
➔Kaldı ki kuru durdurmak için yükselen faizlerden dolayı üstlenilmek zorunda kalınacak bir yük de var.
➔Şirketler kesiminde batıkların meydana gelmemesi, ekonomik programın çökmemesi ve iki yılda elde edilen kazanımların korunması açısından döviz kurunun serbest bırakılması diye bir şey söz konusu olamaz.
➔Hükümet “benim kur taahhüdüm yoktur, ne haliniz varsa görün” diyemez.
➔ Yürütülen programın belkemiğini oluşturduğu ve çıpa görevi gördüğünden ekonomi yönetimi açısından en önemli ve hayati konu döviz kurlarında istikrarın korunması ve düzeyi oluyor.
DÖVİZDE YERLİLERİN TERCİHİ ÖNEMLİ
➔Rezervlerin rekor düzeyinde şoka yakalanılmış olması bu açıdan bir yerde şans. Güçlü rezerv ilk şokların atlatılmasına ve yabancı çıkışlarının finanse edilerek çok büyük piyasa oynaklığına meydan verilmemesine katkı sağladı.
➔Ancak rezerv dediğin de sınırlı bir varlık ve tüketene kadar kullanılmaz, ölçülü olmak ve tadında bırakmak gerekir.
➔Döviz kurlarının enflasyonun altında yavaş artışına veya TL’nin reel değerlenmesine dayalı dezenflasyon programının devam edebilmesi de kurların kontrol edilmesine bağlı.
➔Bunun için yabancıların çıkıp gidiyor değil Türkiye’ye geliyor olmaları lazım.
➔Yetmez asıl büyük talep veya kurda hareketliliği yaratacak yerli yatırımcıların da dövize dönmemesi gerekir.
TL YENİDEN CAZİP KILINMALI
➔Bunun yolu da TL’nin yeterince cazip hale getirilmesinden geçiyor. Son gelişmelerin bu çekiciliği bir ölçüde azalttığı bir gerçek.
➔Bu açıdan kısa vadeli faizler yükseldi ve gelişmelere göre belki biraz daha yükseltilebilir.
➔17 Nisan’da TCMB’nin faiz kararı toplantısı yapılacak. O zamana kadar piyasaların yatışıp yatışmayacağını görebiliriz. Oluşacak yeni dengeye göre faize karar verilebilir.
➔Faiz ya pas geçilir veya indirim adımları küçültülebilir. Faizin yükseltilmesi ihtimali ortaya çıkarsa zaten o tarihe kalmaz. TCMB olağanüstü toplantıyla kararını verir diye düşünüyoruz.
➔Hafta sonu gerçekleşmelere bakınca piyasaları yeniden rayından çıkartacak olağanüstü yeni bir gelişme meydana gelmediğini ve aynı zamanda ekonomi yönetiminin önlemler almaya devam ettiğini gördük.
ŞİMŞEK: GEREKLİ TÜM ÖNLEMLER ALINACAK
➔Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Piyasalarda geçici olduğu değerlendirilen dalgalanmaların yakından ve ilgili tüm kurumlarla eşgüdüm içinde takip edildiğini, alınan tedbirlerin yanı sıra gerektiğinde alınacak önlemlerin de belirlendiğini, programın kararlılıkla sürdürüleceğini” söyledi.
➔Şimşek "Program sayesinde önemli kazanımlar elde edildi; bu kazanımları korumak ve geliştirmek adına gerekli tüm önlemler alınmaya devam edilecektir. Elimizde yeterli araç var. Programın uygulanmasına ilişkin hiçbir tereddüt yok. Kurumlarımızla yakın bir koordinasyon içinde çalışıyoruz" dedi. –
➔Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan banka yöneticileriyle yaptığı toplantıda “piyasa kuralları içinde gereken her şeyin yapılacağını” söyledi. Karahan aldıkları önlemlerin piyasa dostu olmasına önem verdiklerini belirterek tüm araçları proaktif olarak kullandıklarının altını çizerek yöneticilere iletişim kanallarının çift yönlü olarak devamlı açık olduğunu bildirdi.
➔Kısa vadeli yabancı yatırımcılar şok yaşayıp piyasadan çıktığını belirten Garanti BBVA’nın Türkiye ve MENA bölgesi stratejisti Tufan Cömert de değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
➔ “Ancak gerçek belirleyici olan, Türkiye içindeki yatırımcıların dövize mi yoksa TL’ye mi yöneleceğidir. Çünkü şu an uluslararası yatırımcılar, yerel yatırımcıların ne yaptığına bakarak karar veriyor. Eğer yerli yatırımcılar TL’de kalır ve güven tazelerse piyasalar dengelenebilir.”