Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Kamala Harris'in kedisi yok üvey çocukları var – Merkel'in de öyleydi

        Trump, başkanlık seçiminde rakibi Kamala Harris’e her türlü şahsi sataşmada bulunmaya hakkı olduğunu iddia ediyor; “Ona saygım yok, zekasına da yok. Aklı kıt, ülkesini sevdiğine de inanmıyorum. Ona iyi davranamam, çünkü bana iyi davranmadılar, yargıyı silah olarak kullanıp beni hapse atmak istiyorlar” diyor. Anketlerde zemin kaybettiği için danışmanları “Harris’e şahsi yüklenme, programını eleştir” diye uyardığı halde, Trump basın toplantısında açık açık Harris’e çok öfkeli olduğunu ve kişisel saldırılardan asla geri durmayacağını söylüyor. Siyasi eleştiri safhasında ise Harris’in fiyat kontrol politikaları için “Radikal komünist, Maduro planı” gibi laflar savuruyor, enflasyonu düşürme hedefine “dolandırıcılık” diye çemkiriyor.

        Ancak Trump saldırganlıkta yaya kalabilir, çünkü hiçbir kişisel hakaret Trump’ın yardımcı adayı J.D. Vance’in üç yıl önceki sözleri kadar önyargılı, kadın düşmanı ve cinsiyetçi olamaz. Vance kampanyaya dahil olunca dolaşıma çıkan eski Fox röportajında Kamala Harris ve diğer bazı Demokratlara “Zavallı hayatlar yaşayan, çocuksuz kedili kadınlar” diye mim koyup, bu kadronun ülkeyi de mutsuz etmeye teşne olduğu şeklinde fikir yürütüyor. Hatta Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg’i de “cat ladies” kategorisine katıyor, çünkü genç gay bakan bir erkekle evli.

        Trump, Vance’in şimdi bu ortamda gürültü koparan açıklamasını “Aileye önem verdiğini anlatmaya çalışmış” diye yuvarlayarak geçiştirdi, kedili kadın bağlamında “Cat Ladies for Harris” kampanyaları açıldı, baskılı tişörtleri de çıktı.

        Ama esas mesele bugüne kadar biyolojik çocuğu olmayan hiçbir kadın liderin bu toksik erkeklik atağından muaf kalmamış olması. Başbakan sınıfından Angela Merkel, Theresa May, Julia Gillard dahil. Hatta Yeni Zelanda’nın eski başbakanı Jacinda Ardern genç yaşında “Bebek ne zaman” sorularına cevap vermek zorunda kaldı.

        Angela Merkel çocuksuzluğu üzerine sataşmalara maruz kaldı; annelik yapmamış bir kadının nasıl ülke yöneteceğine dair spekülasyonlar üretildi. Ama Merkel Almanya’yı 16 yıl yönetmeyi bildi. Doğudan gelip CDU’da siyasete atılan Merkel’e, mentoru Helmut Kohl’ün “kızı” gözüyle bakılarak “Maedchen” lakabı takıldı, ancak ustalıklı anaç tavrıyla sonunda “Mutti” oluverdi, kendi isteğiyle özel hayatına çekildi.

        Arşivden - Başbakan Kohl ve Kadın Bakanı Merkel
        Arşivden - Başbakan Kohl ve Kadın Bakanı Merkel

        “Özel hayat” kısmı önemli. Almanya’da çocuksuzluk bir dereceye kadar dillere dolanabilir, sonrası özel hayata girer. Ancak Amerikan siyasetinde liderlerin aile bireyleri, yeğenlerden kedi-köpeklere kadar ön planda, yönetme gücünün dayanağı aile. Üç ayrı kadından beş çocuğu olan Trump’ın aile babalığını tartışan yok ama kadın politikacı olunca şefkat, sevecenlik ve bir dizi haslete dair ille savaşmak, çocuk eksiğiyle çorak bir insan olmadığını kanıtlamak gerekiyor.

        MOMALA’YA SAVUNMA BARİKATI

        İşte Kamala Harris’i savunmak için kurulan aile barikatından belli. Bilindiği kadarıyla kedisi yok ama “ebeveynlik” yaptığı üvey çocukları var. Harris’in on yıllık kocası Doug Emhoff’un ilk evliliğinden olan kızı Ella, saldırı üzerine derhal Instagram’a sarıldı, “Cole ve benim gibi tatlı çocukları olan hangi kadın çocuksuz olabilir. Ebeveynimin üçünü de seviyorum” yazdı. Üvey çocuklardan Cole 29 yaşında, Ella Emhoff ise 25’inde; Harris’e “Momala” diye hitap ediyorlar, mom (anne) ile Kamala’nın karışımı. 2020’deki seçim kampanyasında da sahne alan Ella, başkan yardımcısı adayı Kamala Harris’i “Dünyanın en iyi üvey annesi” diye takdim etmişti.

        Yetmedi, öz anne bile söz aldı. Doug Emhoff’un eski karısı, film yapımcısı Kerstin Emhoff mükemmel bir üvey aile ilişkisi içinde olduklarını anlatan sözler sıraladı; Kamala’nın on yıldır, ta ergenlik günlerinden bu yana çocuklarına sevgi ve şefkat gösterdiğini, koruyucu davrandığını ve varlığına minnet duyduğunu söyledi.

        Kamala Harris kocası Doug Emhoff ile kampanyada
        Kamala Harris kocası Doug Emhoff ile kampanyada

        Merkel’in kocası Joachim Sauer’in de ilk evliliğinden iki oğlu var, ancak Almanya’da başbakanın üvey anneliği üzerine tek satır yazılmadı, tek söz edilmedi. Üvey çocukların kimlikleri özel hayat sınırları içinde kaldı. Aslında Merkel, cinsiyetçiliğin sol partilere oranla daha gaddarca işlediği muhafazakar cephede siyaset yaptığı için Kamala Harris’ten daha nazik pozisyondaydı.

        Merkel’e meclis sıralarından laf atıldığı oldu ama, en ağır sözü bir kadından işitti. İlk kez iktidara geleceği 2005 seçim kampanyasında SPD’li rakibi Gerhard Schröder’in karısı Doris Schröder-Köpf, “Merkel’in biyografisinde birçok kadının aksine eksikler var” demişti. Çocuksuzluğa dair imalı bir göndermeydi.

        KADIN DA KADININ KURDU

        Sadece erkekler değil, çocuklu kadınlar da çocuksuzlara karşı zalimleşebiliyor. Amsterdam Üniversitesi’nden Hanna Szeeres, Harris’e yönelik saldırı üzerine “annelik” olgusuna bakış açısıyla ilgili uluslararası araştırmasını paylaşmış X’te. Hemen her toplumda çocuksuz kadınlar sıcaklık, sosyal anlayış ve empatiden yoksun, annelik işlevini yerine getirmeyen eksik ve güvenilmez bireyler olarak görülüyor. Bir nevi görev ihlali sayılıyor ama daha önemlisi araştırmaya katılanlar arasında yaş, eğitim düzeyi veya ailevi durumuna göre görüş farkı bulunmuyor. Deneklerin kadın veya erkek olması da rol oynamıyor.

        Theresa May ve rakibi Andrea Leadsom
        Theresa May ve rakibi Andrea Leadsom

        Nitekim politika sahnesinde çarpıcı bir örneği var. Olay İngiltere’de, Muhafazakar Parti içindeki liderlik ve dolayısıyla başbakanlık yarışında geçiyor. Brexit sonrası istifa eden David Cameron’ın yerine aday olan Andrea Leadsom, rakibi İçişleri Bakanı Theresa May’in çocuksuzluğunu “gayet üzücü” bulduğunu, kendisinin ise iki erkek ve bir kız annesi olarak ülkenin geleceğinde daha fazla pay sahibi olduğunu iddia ediyor. “Tabii May’in de herkes gibi yeğenleri var ama benim ileride yeni bir hayata başlayıp çocuk sahibi olacak çocuklarım var” diyor. The Times’ın bir sorusu üzerine ihtirasa kapılıp tuzağa düştüğünü de belirtelim. Partiyi dehşete düşüren sözlerine gelen tepki üzerine Andrea Leadsom özür dileyip adaylıktan çekiliyor ve kongrede Theresa May yeni lider seçilerek başbakan oluyor. Leadsom ise Çevre ve Gıda Bakanlığı'nı üstleniyor kabinede.

        Rekabeti daha dramatik kılan faktör ise May’in sonradan gelen itirafı; çok istediği halde çocuk sahibi olamadığını açıklıyor. Bunu söylemek zorunda kalmamalıydı yorumları geliyor kadın yazarlardan.

        Julia Gillard
        Julia Gillard

        Avustralya’nın eski Başbakanı İşçi Partili Julia Gillard da bekar ve anne olmadığı için hedef tahtasına konulan liderlerden. Muhalefetten “Kendini kasten çorak bırakmış” şeklinde kadın düşmanı saldırılar geliyor. İleri sol kanatta olduğu için parti içi hizipten “çocuksuz ateist, komünist” gibi suçlamalar işitiyor. Hatta partinin eski lideri Mark Latham, ülkedeki sel felaketine duyarsız kalan Başbakan Gillard’ın, anne olmak yerine kariyeri ön planda tuttuğu için afetzedelere karşı adeta “odun” gibi davrandığını iddia edecek kadar ileri gidiyor. Aile kurmaktan kaçınan kadınların daha az empati sahibi ve sevgisiz olduğunu söylüyor. Anne olan ve olmayan kadınların empati ve sevgi eşiğinde fark tespit eden bilimsel veri olmadığına dair açıklamalar geliyor akademi çevrelerinden.

        EN GÖZDE MAGAZİN SORUSU

        Avustralya’nın deniz aşırı komşusu Yeni Zelanda’da çocuk saplantısı biraz farklı gelişiyor. Yıl 2017, muhalefetteki İşçi Partisi’nin yeni lideri seçilen Jacinda Ardern, henüz genç ama 37’sine de varmış ve genel seçim öncesi medyada en büyük merak konusu, bebek gelecek mi? Ardern tartışmalara sabırla katlanıyor, ancak bir TV sunucusu “Halk başbakanı seçerken, doğum iznine çıkıp çıkmayacağını bilmek ister. İşveren de kadın çalışanın niyetini bilmek ister. Sizce başbakan doğum iznine çıkabilir mi?” diye sorunca tepesi atıyor. Erkeklere asla sorulmayan bu sorunun ayrımcılığa girdiğini, kadınların annelik tercihinde mahremiyet hakkına sahip olduğunu söylüyor.

        Jacinda Ardern, partneri Clarke Gayford'la geçen ocakta evlendi
        Jacinda Ardern, partneri Clarke Gayford'la geçen ocakta evlendi

        Medyadaki cinsiyetçilik şiddetle tartışılırken Ardern seçimden ikinci çıkıp koalisyon hükümetini kuruyor. Bir yıl geçmeden hamile kalınca başbakanlığı yardımcısına devredip doğum iznine çıkıyor. Benazir Butto’nun ardından görevdeyken doğum yapan ikinci başbakan oluyor. Çalışan anne kimliğiyle kadınlara rol olmasına ve uluslararası sahadaki süksesine karşın, hayat pahalılığı ve artan suç oranları nedeniyle reytingi düşünce “Bende yakıt bitti” diyerek geçen yıl istifa edip aktif siyasetten çekiliyor. Sıra, kızının babasıyla evlenmeye geliyor.