Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Aaaa nasıl Bozcaada'ya gitmezsin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Minik, şirin, küçük, buram buram aşk kokan, doğal, doğa harikası adamız olan Bozcaada'ya ilk gelişim. Evet arkadaş ilk gelişim. Ne var bunda şaşıracak. Ya da neden şaşırıyorsunuz.

        Olabilir... Daha önce gelmedim, görmedim, bilmiyordum. Ama sen misin ilk kez gelen. Aman sen misin ilk kez giden...

        Yıllardır "Senin gibi gezen, araştıran, merak eden biri nasıl Bozcaada'yı görmez?", "Yok artık nasıl gitmezsin!", "Şaka yapıyorsun?" baskılarından sonra üç gündür de "Nasıl ama çok güzel di mi", "Bak mutlaka şuraya git", "Bak mutlaka şunu ye", "Kesin bir daha gidersin", "Sen oraya bayılmışsındır", "Bilmem kimin yemeklerini tatman lazım", "Adaya kesin bir daha gitmelisin" sözleri sürdü. Hani yanlışlıkla "Ne var işte minik bir ada. 15 yıl öncesinin Alaçatı havası var. 90'ların da Bodrum Türkbükü sanki" demeye kalksam bin ton laf işiteceğim. O yüzden susuyorum ve çünkü Bozcaada aşkı ve dokunulmazlığı var arkadaş. Bunu çok fazla hissettim ve kimse bu adaya laf söyletmek istemiyor. Benim de söyleme gibi bir niyetim yok.

        İlk kez gittim, gördüm, gezdim, havasını, şu meşhur rüzgarını doyasıya hissettim ve buz ama buz gibi denizine de girdim. Mesela buz dolu fıçı da 2,5 dakika geçirmeseydim giremezdim. O derece soğuktu denizi.

        Bozcaada'ya geç de olsa gitme sebebim Bozcaada Caz Festivali'nin 6. yılında sahne alacak sanatçıları izlemek ve o atmosferi yaşamak içindi. “Oyun” teması etrafında şekillenen etkinlikleri ve caz dünyasının sevilen isimlerinin konserleriyle katılımcılara zengin bir festival deneyimi sundu. 2018 yılından bu yana Bozcaada Caz Festivali’nin destekleyicileri arasında yer alan Volkswagen araçları ile de adaya ulaşıp değişik değişik bir deneyim yaşadım. 2017 yılından bu yana Bozcaada'nın ilham veren coğrafyasını mesken tutan Bozcaada Caz Festivali bence harika bir etkinlik. Üç gün katılan kitleye baktım şahaneydi. 7'den 70'e herkes müzik, sohbet, güzel yemekler, deniz, doğa ve ahenk içindeydi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın katkılarıyla süren etkinlik ile müziğin ruhu adanın her köşesinden de hissediliyordu.

        Ve bu festivalin "Oyun" teması ile hayata daha sıkı tutunmak, kendimizle ve diğerleriyle daha derin bağlar kurmak, umudumuzu yeşertmek, zihinsel sağlığımızı korumak için oyun oynamak; festivalin dikkat çeken konularıydı. Konserler ve etkinlikler “oyuncu insan”ı yeniden hatırlamamıza yardımcı oldu. Festival, yedinci edisyonunda Ferit Odman, Nubya Garcia, Volkan Öktem, Kazy Lambist ve AvishaiCohen gibi caz dünyasının sevilen isimlerini ağırladı. Festivale, ada ruhunu yansıtan ekolojik dönüşüm ve sürdürülebilirlik anlayışı, bu senenin de odak noktaları arasında yerini aldı. Çevre dostu yaklaşım ile gerçekleşen Bozcaada Caz Festivali’nde, tüm etkinlikler azami çevresel atık göz önüne alınarak gerçekleştirildi. Adaya gelen ve festivali belli ki, yıllardır izleyen bir kesim de bu konuda çok dikkatliydi.

        Gözlerden kaçmadı.

        Tabii günübirlik adaya gelen de çoktu. O küçük ada bir anda dolup dolup taştı. Bir anda da boşaldı. Dediğim gibi değişik ve güzel bir ahenk içindeydik.

        ***

        Ve benim Bozcaadam

        Şimdi kalkıp size "Şuraya gidin, şunu yiyin, buraları mutlaka görün" kelamları etmeyeceğim. Çünkü gerçekten bir kesimin adı gibi ezbere bildiği bir Bozcaada gerçeği var.

        Çoğu insanın terk edilip, hatta terk edip koştuğu minik Bozcaada'da şunu çok gördüm ki insanlar aşırı relaks ve mutlu. Rahat bir hava hakim.

        İnanın 90'larda hissettiğim Bodrum Türkbükü ve 15 yıl öncesinde hissettiğim Alaçatı havası hakim.

        Kendini kasmayan, abartmayan, saçmalamayan rahat insanlar. İnşallah bozulmaz gerçekten. Çünkü burası da öyle saçma hallere bürünürse Alaçatı gibi aşırı kötü olur ki, buranın müdavimleri "Sen burayı yıllar önce görecektin" diyor.

        Eminim burası da eskisi gibi değil illa ki, bozulmuştur ancak yine de bakir geldi. Daha temiz bir ruha sahip. Burası da o ruhu kaybederse geçmiş olsun.

        Siz de gitmediyseniz gidin o küçük adaya... En azından şehrin hareketliliğinden ciddi şekilde uzaklaşıyorsunuz. Şehri bir anda unutuyorsunuz... Sanki yıllardır o adada yaşıyor gibi hissediyorsunuz.