Cem Yılmaz'a son yıllarda yaşanan hadiseler sorulmuş. Kendisi de; "'Bizim memlekette böyle 'sözün bittiği yer' diye tespit edilen bir yer var. Elbette ki, bizi izleyenler, sevenler bizden de kendi duygularının tercümanı olmamızı istiyor. Dolayısıyla aklı başında herkesin ne hissedeceği belliyken, bizlerin de çok farklı düşünmesi mümkün değil" diyor.
Tam da budur.
1-Gerçekten sözün bittiği yerdeyiz.
2-Aklı başında herkes yaşananlardan etkilenir.
Etkilenmeyen de vicdansızdır, canidir ki, zaten bu tür manyaklardan da farkları yoktur.
***
Bana bir şey olmaz diye bir durum yok artık
Malumunuz son yıllarda dizilerle yatıp, dizilerle kalkıyoruz.
Özellikle toplumun gerçeklerini ortaya seren, anlatan dizilerin daha duyarlı olması gerekir ki, Show TV'nin reyting rekorları kıran dizisi "Kızılcık Şerbeti" bunu en iyi yapan dizilerin başında geliyor. Keza bazı diziler var ki, sosyal hayattan bir haber, kopuk senaryoları ile kısa süre içinde de unutulup gidiyor.
Önceki akşam yayınlanan bölümünde de "Kızılcık Şerbeti" son zamanlarda yaşadığımız sıkıntıları anlatan çok güzel bir bölüm hazırlamış. Dizinin toplumsal olaylara özellikle dikkat çeken karakteri Kıvılcım; "Toplumun yaşadıkları yanında benim yaşadıklarım ne ki!!! 'Can güvenliğim yok' diye bas bas bağıran kadınlarımızı bile resmen koruyamıyoruz. Her gün yeni bir vahşet hikayesine uyanıyoruz. Bana bir şey olmaz diye bir durum yok. Hepimizin başına gelebilir" diyen harika bir konuşmaya imza atıyor. Senaristlere özellikle teşekkür ederim.
Çünkü artık "Bana bir şey olmaz diye bir durum" yok gerçekten.
Yani Sibel Can'ın, dediği gibi "Ben güvendeyim ama benim dışımda kimse güvende değil" diye bir şey de yok. Tamam anlıyorum Sibel Can, orada; "Hani ben daha korunaklı yaşıyorum. Yanımda yardımcılarım var, şoförüm var. Sahneye gidiyorum, sahneden iniyorum, evime gidiyorum. Toplu taşıma kullanmıyorum" demek istemiş. Ancak malumunuz son yıllarda sahneye çıkan sanatçıların başına gelenler ortada.
Mesela en son Simge Sağın'a telefon fırlatıldı. E Simge de orada en güvenli alanındaydı. Sonuçta korumalar, müzisyenler, yüzlerce seyirci var ama bir şekilde şiddete uğradı bir densiz tarafından. Yani bunu bekliyor muydu? Tabii ki hayır ama yaşadı.
Yani diyeceğim odur ki; Sibel Can da güvende değil. Allah aşkına sahnedeyken manyağın biri bir şey fırlatsa ki olmaz diyemiyorum. Tabii ki Allah korusun, asla böyle bir şey yaşanmasın olmasın ama olmaz diyemediğimiz durumdayız maalesef. Orada Sibel Can, tam da bu konuya parmak basıp; "Değiliz. Görmüyor musunuz sahnedeki sanatçı dostlarıma neler fırlatıyor bazıları. Ya birinin kafasına çok kötü bir şekilde gelse orada bir şey olsa. Sanatçı sahnedeyken insanlar birbiri ile kavga ediyor. Ya sahneye bir şeyler fırlatılsa" dese tam da yerinde olacaktı.
Bakın mesleğe başladığım yıllardan bu yana ilk kez bu noktadayım ve düşüncem "Kimseye bir şey olmaz" diyemiyorum.
Yani şu an da maalesef ki;
-Erkek ya da kadın; maalesef "Ben yüzde yüz güvendeyim" diyecek durumda değil.
-Toplumda sinirler gergin, tuhaf tipler aramızda dolaşıyor.
-Bu insanlara ne oldu bilmiyorum ama bir gariplik hakim.
-"Akıl sağlığı yerinde değil" diyerek olayı normalleştirmeye çalışıyor bazıları ama normal değil yaşadıklarımız.
Gibi uzayıp giden bir sürü detay var. Bu yüzdendir ki, olayı saptırmadan gerçekten şiddet olayına eğilmek ve ciddi cezaların acilen getirilmesi gerekiyor.
***
Hayvanlarımız katlediliyor
İki gündür korkunç görüntüler izliyoruz. Bakamıyorum, içim parçalanıyor. Hayvanlarımız canlı canlı katlediliyor.
Allah'ım bu nasıl vahşet. Gerçekten sözün bittiği yerdeyiz. Ve gerçekten bizlere ne oldu bilmiyorum. Anlayamıyorum, nasıl gelindi bu noktaya.
Etrafımda sürekli;
-Trafikte haklı bile olsam görmemezlikten gelip yoluma bakıyorum.
-Kimseye bulaşmıyorum.
-Kalabalık yerlere gitmiyorum.
-Toplu taşıma aracına binmemek için yürüyorum.
-Kimseyle görüşmüyorum.
-Psikolojik sorunları olduğunu bildiğim dostlarımla, hatta aile fertlerimle bile görüşmüyorum...
Diyenlerle doldu taştı.