"Kişi ne ederse kendine eder" atasözünün de söylediğine göre; kişinin davranışları, niteliğine göre çevrede yankı bulur. "Davranışları iyi ise, çevresinden iyilik gelir. Kötü ise, karşılıklar da kötü olur" der.
Yani tıpkı Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ın geldiği nokta.
İkisi de kabiliyetli, başarılı, ne olursa olsun Türk halkı tarafından sevilmiş, yaptıkları "Gaf"ları dahi Türk halkı tarafından kredilenmiş ve sahip çıkılmış iki isim. Fakat geldikleri nokta ise acı verici. Bir kariyer böyle mi göz göre göre heba edilir?
Dün Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç, "Yaşa dışı bahse teşvik" iddiasıyla gözaltına alındı. Önce Serdar Ortaç adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Ancak akşam saatlerinde Mehmet Ali Erbil de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Tamam şükür serbestler ama değer miydi? Her fenomen ile her şeyi yapmayı değer miydi?
Ya da bu durumda olmaya değer miydi?
İki güzel kariyer, iki güzel hayat ve gelinen bu nokta değer miydi gerçekten?
Düşünün Mehmet Ali Erbil'in oyunculuğu, şovmenliği, hazır cevap tavrı ile Türk halkından her zaman alkış almış bir isim. Keza Serdar Ortaç bir döneme damgasını vurmuş, sayısız şarkı yapmış ve bir beste fabrikatörü diye anılmış, kapısında sanatçıların kuyruk olduğu bir isim.
Ve geldikleri nokta hayret verici!!!
İkisini de kumar tutkusu biliniyor.
İkisinin de sansasyonel yaşadıkları aşkları biliniyor.
İkisinin de yaşadığı hastalıklar var.
Ve ikisi de girdikleri girdaptan bir türlü çıkamıyor, çıkamadı. Ya da bildikleri kumar tutkusundan.
Bence artık, ikisi de öyle sakin bir kafayla düşünüp, "Yeter" demeli ve kendilerine çeki düzen vermeli. Çünkü ikisinin de kariyerine bu geldikleri nokta yakışmıyor ve sonları da böyle giderse daha da fena olacak. Serdar Ortaç sayısız kere tövbe etti, özür diledi. Mehmet Ali Erbil yaşadığı hastalıklar sonrasında "Asla" dedi. Ama olmuyor, olamıyor. Durmuyor, durmuyorlar.
Hele Mehmet Ali Erbil'e hiç mi hiç yakışmıyor. Çünkü çocukları var, onların gelecekte "Babamız" diye sahip çıkmalarını istiyorsa durmalı.
Her sosyal medya fenomeni bu ünlüler ile yan yana gelmemeli, yan yana olmamalı. Herkesin her söylediği şeyi paylaşmamalı nokta.
***
Bütün gençler siteyi, sitelerin adını ezbere biliyor
Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'in gözaltına alınma sebeplerinden adı geçen bahis reklamını ben daha önce bilmiyordum. Fakat Z kuşağı dediğimiz gençler maşallah olaya ciddi ciddi hakim.
Şimdi ismini vermemeyim hatta o adı geçen marka mı denir artık neyse onun adını sular seller gibi bilip, "İşte o hesap" falan diye birbirlerine mesajlar, haberleşme, yazışmalar falan dönüp durdu dün. Ben de nereden biliyorum. Gerek sosyal medyada gördüm gerekse arkadaşlarımın çocukları kendi aralarında konuşuyordu.
Yahu ne oluyor bu gençlere!!! Gerçekten kumar bağımlısı birçoğu. Birçok kafe ve restoranda da daha yaşları 17 olmamış gençlerin telefonlarında bir şeyler oynadığına bile şahit oluyorum. Yazıktır yazık!!!
Gerçekten bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp ama ben bilmiyordum bu bahsedilen siteyi ve iyi ki de öğrenmemişim. Gerçekten bu gençler biraz genç olup gençliklerini yaşayabilirler mi? Ne işiniz var Allah aşkına sizlerin bahis sitelerinde. Biz ne güzel gençlerdik be!!! Mis gibi mis... Hiç de işimiz olmazdı böyle saçma sitelerde. İyi ki de olmamış, iyi ki de bilmiyormuşuz...
***
Ya ben de bir sorun var ya da sizlerden ey ahali!!!
Gerçekten Türk insanının anlamak mümkün değil. Kara paradan tutunda her türlü vergi kaçırma gibi suçlardan 40 yıl yargılanıp bırakılan bir kadın Dilan Polat. Yani iddialar bu doğrultuda tabii...
Kendisi önceki gün Ankara'da bir mağaza açılışına katılıyor ve o da ne!!! İzdiham yaşanıyor...
Bir kitle var ki sıraya girmiş fotoğraf çektirmek için kuyrukta birbirini eziyor.
"Bu görüntüler gerçek mi? Yoksa montaj mı?" diye gerçekten düşündüm. Araştırdım doğruymuş. Bir de Anıtkabir'e gitmiş kendisi. Şimdi orada şov yapıyor. Atamızın huzurunda. Gerçekten ya ben de bir sorun var ya da sizlerde ey ahali!!! Benim aklım yetmiyor, çıkamıyor bu dönemden.
Bu dönemde asla rezil olmuyor kimse.
Şöyle, "Dur ya ben ne yapıyorum, biraz kendimi geri çekeyim. Çok rezil oldum" falan diye de düşünmüyor. Daha fazla, daha fazla, daha fazla nasıl abartırım, nasıl göze batarım, nasıl rezilleşirim derdinde.
Dilan Polat sadece birisi gerçekten. O kadar çoklar ki!!! Anlamak mümkün değil...