Ve yine olan oldu…
Konumuz yine ve yeniden; kadının kadına ettiği.
İnanın, bu durumu yazmaktan dahi utanıyorum. Çünkü bazı kadınlar, hemcinsleri için çok kötü ve ağır konuşuyor.
Her seferinde de, “Beş erkek bir masaya oturup güçlerini birleştirirken, beş kadın bir masaya oturur, bir başka kadını yerin dibine sokar” diye diye sayıklıyorum. Tabii şimdi bazılarınız, “Aman erkekler bizden daha dedikoducu” diyebilir. Ama hayır, benim bahsettiğim dedikodu değil. Kadının kadını yerin dibine sokma meselesi.
Erkekler bir araya gelip başka bir erkeği yerin dibine sokmakla uğraşmak yerine güçlerini birleştirir.
İşte yine bir kadın, başka bir kadını yerin dibine sokuyor ve bizler de her seferinde bunu konuşuyoruz.
Kim bu kadın? Trabzonspor’un milli futbolcusu Enis Destan’ın annesi Gül Destan.
Efendim Gül Hanım, belli ki paşası, baş tacı olan oğlu kendi istediği kızla birlikte olmadığı için sinirlenmiş, açmış ağzını, yummuş gözünü. Bunu da kendi akrabaları arasında değil, sosyal medya hesabından cümle aleme duyuruyor. Çok doğru bir şey yapmış gibi yazıyor da yazıyor.
Enis Destan, antrenör Arzum Kuruçalı ile ailesine karşı durarak nişanlanıyor. Anne Gül Hanım da, bu nişan fotoğrafını alıp “Sen misin benim oğlumla nişanlanan?” dercesine kadını yerin dibine sokuyor.
Neden? Çünkü paşası oğluna, kızı yakıştıramamış.
Gül Hanım, “Oğlumun tercih ettiği gelin hanımın kıyafetine bakın. Hiçbir şekilde yakıştıramıyorum. Ne fiziksel olarak, ne yaşam tarzı olarak, ne de yaş olarak. Bizim tercih etmediğimiz gelin adayı. Defalarca bu işin olmayacağını konuştuk ama gelin hanım oğlumun yakasına yapışmış. Her şeyi kendi planlamış. Acelesi var, sonra elinden kaçar diye korkuyor” diyerek, kendi gibi kadın olan bir kadını yerden yere vuruyor.
Anne Hanım, gelin adayının oğlundan 10 yaş büyük olduğunu vurgulayarak, “Madem kendinden yaşça büyük biriyle evlenmek istiyorsa, sıradan bir meslek dalından eş seçseydi, amaç belli” diye devam ediyor. Tabii, bu paylaşımı kısa süre sonra siliyor.
Belli ki o paylaşım sonrasında oğlu ya da akrabaları araya giriyor ve sonra da siliyor. Ama ne fayda! Bir kez ortaya düştü, dillere düştü. Bir kadın, yine bir başka kadın tarafından rezil edildiği ile kalıyor.
Bu durum Gül Hanım’ın ilk vukuatı da değilmiş. Daha önce de, Trabzonspor’un Alanyaspor ile oynayacağı maç öncesinde oğlunun yediği köfteden zehirlendiğini iddia ederek, “Takımın birçoğu köfteyi almamış, neden? Enis köfteyi almış ve yemiş. Maçtan önce üç kez kusmuş. Köftenin içinde ne vardı acaba?” diyerek gündem olmuştu.
Anlayacağınız, anne hanım çok bilgili, kültürlü. Her şeyi biliyor, iddia ediyor ve tahminleri var. Tipik Türk annesi…
Ve oğlu olan tipik Türk annesi ve kadını ne der? “Ben anneyim anne!”, “Senin oğlun olsun da o zaman anlarsın”, “Oğluma yapıştı bu kızlar...”
Ve derler de derler…
Evet bakın bu durumda ben yabancıyım anlamıyorum. Ve bu kadınlardan utanıyorum.
Ve Gül Hanım, yaşınızı başınızı almışsınız. "Gençler birbirini sevmiş, mutlu olsunlar. Benim oğlum demek bu kızla mutlu, onunla olsun denesin. Olmazsa yine her zaman oğlumun yanında olurum" diyeceğinize böyle sözler, laflar hoş mu? Biri de sizin kızınıza böyle sözler söylese hoşunuza gider mi?
O kız da bir anne ve babanın evladı.
O kazın annesine de ayıp etmiş olmuyor musunuz?
Hem yeter Allah aşkına, oğullarınıza kendi istekleriniz doğrultusunda kız seçme fikrinden çıkın artık.
Memleketin en büyük yaralarından biri de bu. İnsanlar, istedikleri kişilerle evlenmedikleri ya da birlikte olmadıkları için mutsuz oluyor ve mutsuz evlilikler yapıyor.
Ve bu mutsuz evliliklerden dünyaya gelen çocuklar da mutsuz, sorunlu bireyler oluyor.
Siz mutsuz evlilikler yaptınız, anne ve babanızın istediği insanlarla evlendiniz diye, çocuklarınız da bunu yaşamak zorunda değil. Yeter!
Bu arada Gül Hanım ve evliliği hakkında bir fikrim yok, elbette. Sadece Türk gelenek ve göreneklerinde olan belli gerçekler üzerine konuşuyorum. Yanlış anlaşılmasın, ama bu topraklarda genellikle anne ve babanın belirlediği insanlarla evlenip, çocuk dünyaya getiren mutsuz bir nesil var. Ve mutsuzluk nesiller boyu devam ediyor.
Artık bırakın insanlar istedikleri insanla birlikte olsun. İyisiyle ve kötüsüyle onlar hayatlarına karar versin.
Hele ki, kadınların bir başka kadını ötelemesi, reddetmesi, aşağılaması hiç hoş olmuyor!
Anne ve babanın görevi her koşulda evlatlarının yanında olmasıdır. Nokta!!
***
Utandıran kadınlar
-Bir başka kadının mutsuzluğu ile mutlu olan.
-Bir başka kadının kocasını, sevgilisini elinden alan.
-Bir başka kadının ilişkisine karışan.
-Bir başka kadının eski eşi ya da sevgilisinin önünde göbek atan.
-Bir başka kadını erkeklere çekiştiren.
-Bir başka kadına iftira atan kadından utanıyorum....