Oscarların habercisi Altın Küre önceki gün gerçekleşti ve gecenin tek bir yıldızı vardı, o da tartışmasız Demi Moore'dur.
"The Subsantance"deki olağanüstü oyunculuğu ile Altın Küre kazanan Demi Moore; "Bunu gerçekten beklemiyordum. 45 yıldır bu işi yapıyorum ve ilk kez bir ödül kazanıyorum. Müteşekkirim. 20 yıl önce bir yapımcı bana 'Popcorn oyuncusu" olduğumu söylemiştim. O zaman buna inanmıştım ve asla sahneye böyle bir ödül almak için çıkacağımı düşünmemiştim. Birkaç yıl öncesine kadar 'Artık işim bitti' diye düşünüyordum. Sonra 'The Substance' isimli bu çılgın, cesur, sihirli senaryo karşıma çıktı evren bana işimin henüz bitmediğini hatırlattı. Yeterince akıllı ya da güzel ya da zayıf olmadığımız düşündüğümüz o anlarda yetmediğimizi düşündüğümüz o zamanlarda. Bir kadın bana bir zamanlar demiş ki, 'Ölçüp biçmeye bırakmadığın sürece kendini asla yeterli hissetmeyeceksin' ve bunu sevdiğim bir şeyi yapabilmemin ve ait olduğumuz hatırlatılmasının bir işareti olarak kutluyorum!" diyerek gecenin de kazanını oldu.
Birçok kişi gibi ben de Demi Moore'un ilk kez ödül almasına şaşırdım. Oysa ki, birçok Hollywood starından daha yetenekli gelir bana.
Şimdi bu ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada çok daha iyi anladım ki, rol çok ama çok doğru insana gitmiş. Çünkü filmde de, bir zamanlar büyük bir Hollywood yıldızı olan, hatta hâlâ muhteşem formda olup, evde egzersiz programı sunan bir kadını Elizabeth Sparkle’ı canlandırıyor. Ve Elizabeth yaşı nedeniyle işini kaybedeceğini öğrendiğinde, henüz onaylanmamış olan "The Substance" adlı bir gençlik prosedürüyle tanışıyor ve böylece işine de yeniden kavuşan ve genç haliyle mücadele etmeye başlayan bir kadın olarak muhteşem bir performans sergiliyor. O yüzdendir ki, "The Subsantance"ı izledikten sonra bu köşede, "Ondan başkası oynayamazdı" diye yazışım. Demek Demi Moore'un tam vazgeçtiği ve "Bitti benim işim" diye düşündüğü zamanda bu rol gelmiş ve iliklerine kadar da oynamış.
Demek ki, tüm benliği ve ruhu ile mesleğine emek vermiş ve zamanı gelince de evren, "Kendi kıymetini bil, hadi devam" diyerek bu senaryo ile mesajını yollamış.
Kimse kusura bakmasın. Şimdi bana deli diyebilirsiniz ama ben "Evren"den gelen mesajlara çok inanıyorum. Çünkü yaşam içinde bazı insanlar maalesef bizi yaralayıp, değersizleştirebiliyor. Ve bizler de zaman zaman bu oyuna gelebiliyoruz. Fakat, doğru yolda olur ya da iyi insan olmaktan vazgeçmezsen zamanı geldiğinde, seni kıymetsizleştiren insanlara inat evren senin için çalışmaya başlıyor. Ve tüm kapılar ardına kadar açıyor.
Yeter ki, kendine inancından vazgeçme.
Demi Moore'un da zamanı gelmiş ve 45 yıl sonra hak ettiği ödülü almış ki, bunun ayak sesleri Oscar'ı da işaret ediyor.
Bu yüzdendir ki, yıllardır mesleğe emek veren Demi Moore geç gelmiş zaferini kutluyor. Ki hak etmiş gibi de gözüküyor.
***
Bu konuşma şunu bir kez daha gösterdi ki!!!
-Yolundan vazgeçme.
-Pes etme.
-Küsme, kızma, darılma, çalışmaya, kendini geliştirmeye devam et.
-Olacak olan olur. Geç de olsa olur.
-Kapandı zannettiğin kapılar bir anda açılır.
-Su yolunu her zaman bulur.
***
50 yaş sonrası ünlüler var
Bu tarz konular açıldığı zaman hep büyük usta Şener Şen ve Allah rahmet eylesin Seyfi Dursunoğlu gelir aklıma. İkisi de 40'larından sonra şöhret oldu. İkisinin yeteneği de tartışılmaz.
İkisi de hep geç ödüller aldı.
Bu sebeple "Olacak olan olur" diyorum.
Önemli olan istemek ve çok çalışmak. Tek sır bu...
Şu dönemin iki günlük starları var. Onlara kanmayın. Sanma ki, kalıcı olacaklar.
Kendini geliştirmeyen, çalışmayan hiç kimse kalıcı olamaz. Nokta...
