Gelecek yıllarda, hatta yakın zamanda hangi yolcu profilinin ne tür bir seyahat plana yapmak istediği merak konusu. Özelikle COVID-19 sonrası değişen seyahat ve tatil alışkanlıklarının havacılık sektörünü nasıl etkileyeceği de epeydir araştırılıyor. Yapılan son bir araştırma ise Y ve Z kuşağının gelişmekte olan pazarları, ülkeleri daha fazla merak ettiğini, buralara gitmek isteğini ortaya koyuyor.
Küresel havalimanı, lounge ve deneyim şirketi Airport Dimensions tarafından 9 binden fazla yolcuyla gerçekleştirilen "Havalimanı Deneyimi Araştırması" (Airport Dimensions) yolcuların yeni deneyimlere olan iştahını ortaya çıkarmış. Ankete katılanların tamamı düzenli seyahat edenler ve son 12 ay içinde en az 2 gidiş 2 dönüş uçuş gerçekleştirmiş.
Sık uçan yolcularla yapılan ankette, değişen harcama kalıpları ortaya çıkmış. Yolcuların memnuniyetini arttırmak ve buna bağlı olarak gelirlerini korumak isteyen havalimanlarının da bu konunun üzerinde birçok projeye imza attığı belirlenmiş.
Ankete göre gelecek 12 ay içinde seyahatlerde yüzde 8'lik bir büyüme beklentisi var. Bu büyümenin de özellikle Y kuşağı ve Z kuşağı yolcuları tarafından gelişmekte olan pazarlardaki seyahatlerden kaynaklanacağı öngörülmüş. Anketteki diğer sonuçlar şöyle;
Gençler uyku kabinlerini tercih ediyor
Bugünün ve yarının yolcuları, yeni ve daha iyi deneyimler arıyor. Özellikle yaşlı gezginler daha kolay ve verimli hizmetlere harcama yapmak istedikleri dikkat çekiyor. Yaşlı yolcular gençlere göre havalimanı otoparklarında 2 kat daha fazla harcama yapıyorlarmış. Gençlerin ise en fazla harcama yaptığı alanlar havalimanlarındaki uyku kabinleri olarak yüzde 11’le en popüleri olmuş. Sağlık ve bakım yüzde 9’la ikinci olurken oyun alanları yüzde 5 tercih edilmiş.
Daha az kuyruk isteniyor
Yaş grubu fark etmeksizin yolcular arasında yapılan değerlendirmede ise alışveriş ve mağazalara göz atmak isteyen yolcular yüzde 13, bar seçeneklerini ziyaret etmek ve bekleme salonlarını tercih ediyorum diyenler yüzde 15 oranında ankete yansımış. Tüm katılımcıların yüzde 70’i havalimanlarında tek bir uygulama kullanmak ve daha fazla lounge erişimine ulaşmak istiyorlarmış. Bu eğilim, yolcu deneyimlerini iyileştirmek için yeni dijital hizmetlerin artan önemini ve etkisini vurguluyor. Ancak bu sonuçlar, yolcuların temel beklentilerini azaltmıyor. Yolcuların yüzde 83'ü daha iyi koltuklar, yüzde 79'u daha az kuyruk görmek istiyor. Bir diğer önemli nokta yolcuların havalimanlarında gerekli hijyen faktörlerinin uygulandığından emin olmak istemesi olarak dikkat çekmiş.
Havalimanlarının iletişim sorunu var
İşletmeciler yolcuların havalimanında daha fazla vakit geçirmesi için önemli planlamalar yapıyorlar, ancak salgın sonrası havalimanlarında vakit geçirmek yolcuların tercihlerini oluşturmuyor. Ankete katılan yolcuların yüzde 93’ü havalimanlarıyla olan etkileşime açık olduklarını söylemiş. Ancak havalimanları araştırmaya göre yolculara ulaşamamış. Yolculardan sadece yüzde 17’lik bir kısım sürekli uçtukları havalimanlarından bir mail veya mesaj almış. Yüzde 21’lik bir grup ise havalimanlarıyla herhangi bir konuda iletişim kurmadıklarını ifade etmiş.
Havalimanı fiyatları şehirle aynı olmalı
Yolcuların yüzde 40'ı havalimanı ve dışarıdaki alışveriş merkezlerinde fiyat eşitliği olması halinde daha fazla satın alma yapacaklarını dile getirmiş. Yolculardan yüzde 32’si havalimanı ve dışarıdaki fiyatları karşılaştırdıklarını dile getirmiş. Öte yandan ankete katılan Z kuşağı yolcularının alışveriş faaliyetleri için harcama yapma konusunda en hevesli olan yaş grubu olarak ön plana çıkmış. Yolcuların yüzde 48’i daha fazla markanın olduğu havalimanlarını tercih ediyorlarmış. Yolcuların yüzde 48'i salon içi perakende isteklerini dile getirirken, yüzde 50’lik bir bölüm ise önde gelen markaların sponsor olduğu daha fazla hibrit perakende yolcu salonu görmeyi arzuluyormuş. Özellikle yolcular Orta Doğu ve Asya gibi bölgelerdeki havalimanı perakende alanlarına ilgi duyuyormuş.
Lounge'lar seyahat için önemli
Yolcular özel yolcu salanlarına popüler adıyla 'lounge'lara erişim için direkt ödeme yaptıklarını söylemişler. Yapılan ankette yolcuların yüzde 30’unun lounge erişimine değer verdiği ortaya çıkmış. Ve yolcuların yüzde 70’i uçuşları öncesi lounge hizmetinden yararlandıklarında seyahatlerinin daha iyi geçtiğini dile getirmiş. Bu durum bir dönem iş seyahati yapanlar tarafından tercih edilen lounge kullanımının, iş seyahatlerinin azalmasından sonra düşüşe geçtiğini gösteriyor. Yolcuların lounge kullanımına talebi artık yaşam tarzı ve rahatlık aradıklarını gösteren bir unsur olarak araştırmaya yansımış. Öte yandan yolcu salonu kullanımı için önceden rezervasyon yapma imkânı da önem kazanmış. Yolcuların yüzde 79'u lounge'a giriş ücretinden daha önemli bir faktör olarak lounge'da yiyecek-içecek hizmetini değerlendiriyormuş. Yüzde 61'lik bir kısım lounge'a girdikten sonra premium yiyecek-içecek seçenekleri için ödeme yapmaya hazır olduklarını ifade etmiş. Yolcuların yüzde 86'sı uçuş bilgilerine erişimin önemli olduğunu söylerken yüzde 80’i yiyecek siparişi vermenin önemli olduğunu belirtmiş. Yolcuların yüzde 61'i ise ek yiyecek içecek harcaması yapıyormuş.
*****
Salgının dünya havacılığına daha fazla hijyen, daha fazla temizlik, daha az temas ve daha fazla teknolojiden faydalanmak gibi faydaları oldu. COVİD-19 sonrası temiz havalimanı sayısı arttığı gibi temizliğe dikkat eden havayolları da bu yönleriyle daha fazla öne çıkmaya başladı. Fakat şöyle bir gerçek de var. Temizlik toplumlarla, halkla yakından ilgili bir şey. Genelde ülke, halk temizliğe önem veriyorsa şehirleri de temiz oluyor, havalimanları da. Bunun çok az istisnaları söz konusu.
Ülkemize gelince, temizlik ciddi anlamda dikkate almamız gereken bir mesele. Maalesef Türkiye’den ne havalimanları ne de havayolları en temiz sıralamalarında yer alamıyor. Daha temiz olmak gibi bir kaygımız yok. Ortadoğu havalimanları da temizlik konusunda Asya Pasifik ile yarışamıyor. Ama listeye dördüncü olarak giren Doha Hamad Havalimanı’nın temizliğine ben de hayran kaldığımı söyleyebilirim. Avrupa’da ise yöneticilerinin Türk olduğu TAV Havalimanları Holding’in işlettiği Zagreb Havalimanı temizliğiyle dikkatimi çekmişti. Anlaşılacağı üzere bizim insanımıza da temizlik konusunda destek olunursa netice alınıyor. İstanbul Havalimanı’nın da temizlik konusunda ilk 10’da yer almasını çok isterim.
Mesela ilk defa bir şehre uçtunuz ve indiğinizde havalimanı temizse bilin ki şehirde temizdir. Son 8 ay içinde iki defa Tokyo, iki defa Seul seyahatim oldu. Tokyo Narita, Tokyo Haneda, Seul Incheon ve Seul Gimpo gibi bu iki ülkenin havalimanlarını test etme fırsatı buldum. Daha önceden de çok kez bu ülkelere gitmiştim. Tertemiz havalimanları ve tertemiz şehirlere daha fazla hayran kaldığımı söyleyebilirim. Sokaklarda çöp kutusu bile yok. Açık alanlarda sigara içilmiyor, cezası var. Böyle uygulamaları olan şehirlerin havalimanları temiz olmaz mı?
Neden havalimanların ve temizlik konusuna bir kez daha değiniyorum? Sebebi; Skytrax’in her sene geleneksel olarak açıkladığı “Dünyanın En Temiz Havalimanları" listesinin belli olması. Havalimanlarının en temiz seçilmesi mevzu değil, temizliğe nasıl baktıkları çok daha dikkat çekici. Bu havalimanları temizlik ve hijyeni, teknolojiyle birleştirerek çığır açmışlar.
2024’ün en temiz havalimanlarına gelecek olursak Tokyo Haneda’nın bu listeyi uzun yıllar domine ettiğini söyleyebiliriz. Onu ikincilikte Seul Incheon takip ediyor. Bu iki havalimanlarının da tuvaletlerini biliyorum. Adeta çiçek bahçesi gibi. Üçüncü sırada ise Singapur Changi Havalimanı var. Onu Doha Hamad, Centrair Nagoya takip etmiş. Altıncı sırada Narita Havalimanı yer almış. Sırasıyla Kansai, Hong Kong, Tayvan Taoyuan takip etmiş. Listede Avrupa’dan tek havalimanı olan Zürih listeye son sıradan girebilmiş. Amerika'dan ise herhangi bir havalimanı ilk 10'da yok.
Dünyanın En Temiz 10 Havalimanı:
1-Tokyo Haneda
2-Seul Incheon
3-Singapur Changi
4-Doha Hamad
5-Centrair Nagoya
6-Tokyo Narita
7-Kansai
8-Hong Kong
9-Tayvan Taoyuan
10-Zürih
*****
Havalimanlarındaki yiyecek ve içeceklerin yüksek fiyatları zaman zaman medyanın gündemine geliyor, sosyal medyada bolca tartışılıyor, paylaşılıyor. İstanbul Havalimanı, bir şişe su ve bir dilim baklava fiyatıyla uzun süre konuşuldu. Son olarak ise Sabiha Gökçen Havalimanı, börek ve çayın yer aldığı astronomik bir ödeme fişiyle kamuoyunun dikkatini çekti. Uçak biletinden pahalı börek! Yolcu, 4 dilim börek, 2 ayran, 1 çay ve 1 su için tam 2 bin 499 TL ödeyince medyanın her mecrasında konuşuldu.
Tuhaftır haberlerin yer aldığı mecralara da Halkbank adeta bu yüksek fiyatlarla, tartışılan çay, su ücretleriyle dalga geçer gibi reklam vermiş. Halkbank'ın seyahati ve havalimanlarını hedeflediği kartının adı ParaFly. "Biz her yer ucuz" çağrışımı yapmak istenen reklamın içeriği de şöyle;
“Her Yer Lounge. Hangi havalimanı olursa olsun ister yurt içi ister yurt dışı, uçuş gününüzde havaalanında yapacağınız restoran harcamanızın 80 TL’si hediye!”
Halkbank yöneticilerinin seçili mecralara verdikleri boy boy reklamlarda hediye edeceklerini söyledikleri 80 TL ile havalimanında bir bardak çay bile içilmediğinden haberleri yok. Ayrıca zaten hediye 80 TL’ye ulaşmak için de epeyce bir efor sarf etmek gerekiyor ki, hedefledikleri müşteri kitlesi buna da tenezzül etmez. Bu durumda Halkbank ne diye bilmediği ortamlara açılır. “Her Yer Lounge” sloganını kullanır, anlam vermek zor. Zaten özel yolcu salonu/lounge müşterisi Halkbank’ın kitlesi de değil. Böyle reklamlarla ParaFly kartına yönelmeleri de imkansız. Hatta tercih ettikleri, paraları uçurdukları mecralarda bu reklamları görme şansları da yok!
Kısacası ParaFly reklamları Halkbank’ın halktan, gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu gösteriyor. Reklam, tanıtım kampanyası yaparken bir kriterlerinin olmadığını, özen göstermediklerini ortaya koyuyor. ParaFly ile halkın parası sağa sola uçuruluyor!