Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler İbrahim Yıldız Kötü savunma, beceriksiz forvet

        Heyecanı ve tansiyonu yüksek derbi karşılaşmasını Galatasaray kazandı. Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 3-1 yenen Sarı-Kırmızılılar 3 puanı alırken ezeli rakibine karşı ciddi bir üstünlük sağladı.

        Seyir zevki yaşanan maçta beklenilenden daha yüksek bir tempo vardı. Pozisyon bolluğunun yanı sıra özellikle Fenerbahçe forvetinin beceriksizliği dikkat çekti. Ayrıca, Sarı-Lacivertli takımın savunmasının çok kötü bir oyun çıkardığını da söylemeliyiz.

        Çağlar başta olmak üzere defans oyuncuları alan ve adam paylaşımında hata yaptılar. Rakiplerini boş bırakan son hareketi yapmakta zorlanan savunma yenilen gollerde sorumluydu.

        Aslında Fenerbahçe’nin bu maç öncesi Kasımpaşa karşılaşmasında sergilediği kötü oyun Galatasaray yenilgisi için önemli bir işaretti. Ne yazık ki, Portekizli teknik adam Mourinho bu sorunu görmemiş olacak ki gerekli önlemleri almamıştı.

        Dünya çapında bir teknik adamdan daha gerçekçi bir taktik beklendi. Kendi sahasındaki avantajı kullanmak bir yana, takımı mental olarak iyi hazırlamamış. Yenilen goller sonrası oyundan düşen takım yeterli geri dönüşü göstermekte vasat kaldı. Fenerbahçe’nin kırılgan bir takım olduğu ortada. Penaltı golünden sonra sonucu çevirmek için yapılan hamleler de boşa giden bir olgu olarak sahaya yansıdı.

        Karşılaşmaya iyi başlayan hatta ilk 20 dakika soldan yapılan ataklar ile Galatasaray’a zor anlar yaşatan Fenerbahçe golü bulamadı. Maximin tek başına takımı taşımaya çalıştı. Çok çalıştı, bireysel özelliklerini gösterdi. Fakat verdiği paslar değerlendirilemedi. Maç süresince 22 şut atan Sarı-Lacivertlilerin isabetli şut sayısı 8’di. Oysa Fenerbahçe’ye oranla daha az şut atan Galatasaray sonuç almasını bildi. Sarı-Kırmızılı takımın 12 şutundan 5’i isabetli olurken 3’ü ağlarla buluştu.

        İlk gol şansızlık olarak yorumlanabilir. Galatasaray ilk atağında uzaktan Torreira’nın attığı şutun önce direğe sonra kaleci Livakovic’in sırtına çarparak ağlara gitmesi Sarı-Kırmızılılar adına şanstı. İkinci ve üçüncü gollerde savunma uyudu diyebiliriz. Taç atışından yenilen gollerde kaleci Livakovic’in hatası yoktu. Tamamen savunmanın hatası vardı.

        İkinci yarı Fenerbahçe oyunu çevirmek adına istekli bir mücadele sergiledi. Fakat bu istek ne kadar iyi gibi gözükse de sonuca yansıması yeterli olmadı. Bunun nedeni ise, Fenerbahçe forvetinin beceriksiz oluşuydu.

        Büyük umutlarla transfer edilen En-Nesyri acemi bir oyuncu gibi sırıttı. Açıkçası verilen paralara yazık dedirtti. Kafa toplarında etkili olduğu iddia edilen bu oyuncu iki kafa şutunu çok cömertçe harcadı. Son anlarda boş kaleye atamadığı bir top var ki, bu kadar da olmaz dedirtti.

        Tadic’i de unutmamak gerekir. Hiçbir etkisi yoktu. İkinci yarıyı beklemeden oyundan çıkarılması gerekirdi. Bu oyuncuda neden bu kadar ısrar ediliyor anlamak mümkün değil.

        Şurası bir gerçek ki, Fenerbahçe’nin transferleri Maximin hariç kötü seçimler olarak yansıyor. Oysa, Galatasaray’ın aldığı oyuncular daha hazır ve iyi oynuyorlar. Birkaç yıldır yanlış transferlerin sorgulanması gerekiyor. Kim karar veriyorsa, acilen bu isimle yolların ayrılmasında yarar var.

        Galatasaray’a gelince, profesyonelce oynadılar. Pas isabetleri, pozisyon bilgileri daha üst düzeydeydi. Oyuna fark koyan ise orta sahanın performansı oldu. Fenerbahçe’ye göre ne yaptığını bilen bir takım vardı sahada. Galip duruma geçtikten sonra, skoru tutmasını bildiler. Uzun toplarla oynadılar. Son topları iyi kullandılar. Psikolojik olarak daha rahattılar. Telaş ve stres yoktu. Bu da kazanmalarında büyük etken oldu.

        Sonuç olarak; Kadıköy’de oynanan derbiyi zaferle sonuçlandıran Galatasaray, puan farkını da açarak Mourinho’lu Fenerbahçe’ye karşı büyük avantaj sağladı.