Avrupa Ligi’nde İngiltere’nin güçlü takımlarından Tottenham’ı 3-2 yenen Galatasaray tarihi bir farka imza atabilirdi.
Karşılaşmanın favorisi Sarı-Kırmızılı takım olsa da, İngiliz ekibinin hiç de azımsanacak bir takım olmadığı biliniyordu.
İstanbul’a eksik bir kadro gelmişlerdi. Ancak, ligde Aston Villa’yı farklı yenmenin morali vardı. Bu nedenle zor geçmesi beklenen bir karşılaşmaydı.
Maç başladığında, sahada harika bir takım vardı. Galatasaray, öylesine bir oyun sergiledi ki hangi takımın İngiltere Ligi’nde oynadığı tartışıldı. Tottenham, pas yapmakta zorlanan acemi bir takım görüntüsü ile şaşırttı açıkçası.
Okan Buruk, sahaya çift santraforla çıkardı takımını. Osimhen ile Icardi yan yana oynadılar. Kadroyu görenler, Galatasaray ne olursa olsun golü düşünen bir dizilişine tanık oldular. Elbette, orta saha sorunu yaşanır mı diye de düşünüldü.
Fakat; takım oyunu, yardımlaşma üst düzeyde olunca rakip sahasından çıkmakta zorlandı. İlk yarı bir kez atağa kalktılar golü de attılar.
Oysa, Galatasaray ilk yarıyı 3-1 önde kapatırken en az o kadar gol pozisyonunu değerlendiremedi.
6.dakikada gelen ilk gol de, Yunus’un vuruşu bir şimşek gibi ağlara gittiğinde başta İngilizler olmak üzere herkesi şaşkınlık içerisinde bıraktı. “Ne vuruştu öyle..” diyebileceğimiz olağanüstü güzellikte bir şut ağlara gittiğinde Tottenham’ın gardı tamamen düştü.
Bu kez sahneye çıkan büyük golcü Osimhen 8 dakikada iki gol atarak “ bu işi bitirelim” mesajı verdi.
Taraftar güzel oyun, atılan goller ve mücadele karşısında öylesine mutlu oldu ki, bir ara suskunluğa kapıldılar. Kaçan goller karşısında onlar da şaşkındılar. İngilizler gibi.
İkinci yarı oyun temposu düştü. Beklenen goller bir türlü gelmedi. Üstelik Tottenham 10 kişi kalmıştı. Son yarım saat eksik kalan takıma karşı daha üretken bir oyun beklendi doğal olarak. Olmadı. Golü atan rakip takımdı. Skor 3-2’ye geldi. Eksik olan takım farkı bire indirdi. Beraberlik için fırsatlar aradılar. Şunu belirtmekte yarar var. İngiliz ekibinin bu kadar kötü olması, pas hataları bir yana yakaladıkları fırsatları beceriksizce harcamaları hayret vericiydi gerçekten.
Galatasaray, 10 kişi kalan takıma karşı daha fazla pozisyon bulabilirdi. Yorgunluğun yanı sıra maçı kazandık havasının faturası ağır olabilirdi. Boş kaleye atılamayan bir şut var ki, herkesin yüreğini ağzına getirdi.
Her şeye karşın, Galatasaray’ın futbol beşiği denilen İngiltere’den gelen takıma futbol dersi verdiği bir olguydu. Özellikle 60 dakika rakibini dağıtan, çaresiz bırakan bir oyun sergilediler.
Taraftar oyuna ve sonuca sevinirken daha farklı bir skor olmadığına üzüldü haklı olarak.
