Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Kadir Kaymakçı Siz de her şeye aşırı tepki veriyorsanız, yalnız değilsiniz!

        Son zamanlarda en yoğun hissettiğim duygu öke! Kendimi hiçbir zaman öfkeli biri olarak tanımlamadım… Tamam, belki bir pamuk şeker de değilim ama arkadaşlarımın da beni anlatırken kuracakları cümlelerde ‘öfke’ sözcüğünün geçeceğini sanmıyorum. Ama bir süredir gün içinde toplu taşımada, sokakta yürürken, televizyon izlerken ya da sosyal medyada gezinirken öfkemle göz göze geliyorum. Onu çok iyi tanıdığımı söyleyemem çünkü yıllardır çok nadiren görüşürüz kendisiyle! Öfkem sıklaştırdığı ziyaretlerinde yanında birini de getiriyor: ‘Aşırı tepki!’

        Çevremde olup bitenlere verdiğim tepkilerin aşırıya kaçtığını fark ettim geçenlerde. Kendi iç sesim bile çığlık çığlığa bağırıyor bazen.

        Bir süre önce Londra Üniversitesi’nde modern edebiyat teorisi alanında dersler veren Prof. Josh Cohen, The Guardian’da çıkan ‘Öfke çağında yaşıyoruz’ başlıklı yazısından bahsetmiştim. Toplumda artan ‘öfke patlamaları’nın nedenlerini sıralayan Cohen, “Gerginlik ve güvensizlik bir toplumun baskın ruh hali olursa, öfkenin yayılması ve büyümesinin önünde bir engel kalmaz” diyordu. Sosyal medyanın güvensizliği günlük hayatımızın baskın bir özelliği yaptığını belirtip ekliyordu: “Sinirlilik ve güvensizlik bir toplumun baskın ruh hali haline geldiğinde, öfkenin yayılması ve büyümesi için uygun ortam oluşur. Kendimizi bilgi baloncuklarının içine sıkışmış buluyoruz. Bu baloncuklar da anlaşmazlıklar ve farklılıklar merak ve bilgi bilgi alışverişini değil bir yankı odasının içinden gelen düşmanlığı doğruyor. İşte sosyal medyadaki öfke de bu topraklarda yeşeriyor… Sayısız sanal vatandaşın öfkesi…”

        DOĞRU SORU: “NE KADAR FAYDALI TEPKİ VERİYORUM?

        Öfke somut bir varlık olarak aramızda dolaşıyor bugünlerde. Sokakta bizimle yürüyor, işte yan masamızda oturuyor, evde bizimle uyuyor, toplu taşıma araçlarına bizimle birlikte biniyor. Öfkenin elinden tutup yanında gezdirdiği ‘aşırı tepki’nin sesi geliyor dört bir yandan. Herkes tetikte, incir çekirdeğini doldurmayan konularda, öfkelerinin kışkırtmasıyla, aşrı tepki gösteriyorlar. Hayat kolay değil, her şey giderek daha da kışkırtıcı oluyor ve hepimiz baldan tatlı öfkeyi kaşıklamak için fırsat kolluyoruz gibi geliyor. Ve fırsatı yakaladığımızda o bet sesimizle, bağır çağır, öfkeyi mutlulukla dans ettiren berbat şarkılar söylüyoruz. Yoksa metrodan inerken, açılan kapıda önümüzde duran, birine onun yüzünden sadece 2 saniye geç dışarı çıktık diye neden avaz avaz bağıralım ki?

        Michigan Üniversitesi’nden psikolog Ethan Kross, benim dertlendiğim bu ‘öfke ve aşırı tepki’ durumunun çok da kötü bir şey olmadığını söylüyor. İnsanların kendilerini bu duygulardan çok da uzaklaştırmaması gerektiğini belirten Kross, “Öfke, bir duruma verdiğimiz tepki bir adaletsizliği düzeltmemize yardımcı olabilir. Öfkemizin ve tepkilerimizin bir sorun teşkil edip etmediğini anlamak için tepkilerimizin ne kadar sürdüğüne ve ne yoğunlukta olduğuna bakmak gerekir” diyor. Tuttuğumuz takımın uğradığı haksızlık karşısındaki öfkemiz ve buna verdiğimiz tepki günlerce bizimle kol kola geziyorsa biraz durup düşünmemiz gerektiğini belirtiyor. Ve şunu öneriyor: “Kendinize ‘aşırı tepki mi veriyorum’ diye sormak ya da hiç tepki vermemek yerine ‘Ne kadar faydalı tepki veriyorum’ diye sorabilirsiniz...”

        “BİR TEPKİ ÇAĞINDA YAŞIYORUZ, KENDİMİZİ SEVMİYORUZ”

        Reddit’te bu öfke patlamalarının, aşırı tepki durumlarının konuşulduğu ‘Aşırı tepki mi veriyorum’ adlı bir topluluk var! Topluluğun üye sayısı, ben baktığımda 845 bindi. Üyelerin yazdığı ‘aşırı tepkili miyim?’ konularına bakarken kendi kendime “Ya bunlarda aşırı tepki gösterecek ne var! Siz aşırı tepki gösterecek durumla karşılaşmamışsınız” diye öfkelendim. Bisiklete binmesini isteyen babasına binmek istemediğini söylemeyerek aşırı tepki gösterip göstermediğini soran mı dersiniz kocasının Christmas’ta Sevgililer Günü hediyesi (?) vermesine öfkeleneni mi ararsınız binlerce insan her gün ‘aşırı tepki’ verip vermediklerini anlamak için bu topluluğa sorular soruyor.

        Bir genç kadın saçlarını kestirdiğinde babasının kendisine arkadan Rod Stewart’a benzediğini annesinin ise The Beatles üyeleri gibi göründüğünü söylediği için öfkelendiğini yazmış mesela, “Aşırı mı tepki gösteriyorum?” diyor.

        Reddit’teki ‘Aşırı tepki mi veriyorum?’ grubuna yazılanları okurken öfkelenip, ekranla konuşmaya başladım. Her mesaja laf yetiştirdim, öfkem büyüdükçe büyüdü. Sonra durdum, “Aşırı tepki mi veriyorum” diye sordum kendi kendime... Ne saçma! Metronun en yoğun saatinde, kalabalığın ortasında sırt çantasını çıkarmadan duran organizmaya öfkelenip bağırmak neyi değiştiriyor ki! O yarın yine aynı şekilde biniyor metroya sen öfkelendiğinle kalıyorsun üstüne “Ne var canım niye bu kadar tepki gösteriyorsun” diye ayıplanıyorsun da!

        Öfkeme öfkeleniyorum artık!

        Tanpınar haklı galiba bir tepki çağında yaşıyoruz biz ver her şeyin nedeni tek: Kendimizi sevmiyoruz!