Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Mesut Yar Acil Kurulması Gereken Bakanlık!

        Dünya üzerinde insanın arsızlıkta sınırı olmadığını, kötülüğün ısrarla kendini tekrar ettiğini, çürümüşlüğün salgına dönüşme ihtimalini düşünenler hızlı davranmış…

        1972 yılında oluşumu başlayıp, 2008 yılında ilk “Mutluluk Bakanlığı”nı kuran ülke Himalaya dağlarının eteklerindeki Butan olmuş. Nüfus sayımında bile vatandaşlarına mutlu olup, olmadıklarını soruyorlarmış hala…

        Peşi sıra Venezüella 2013’te, Birleşik Arap Emirlikleri ise 2016 yılında “Mutluluk, Barış ve Hoşgörü Bakanlığı”nı kurarak zincire katılmış…

        2020’lere geldiğimizde Venezüella hariç kurulan bakanlıkların işini kusursuz yaptığı “Dünya Mutluluk Endeksi” sıralamasında görülüyor…

        Peki, yaşadıklarımıza bakarak; endeksteki yerimiz üç haneli rakamlarda dururken, işlevsiz bakanlıklar yerine böyle bir bakanlık gerekmiyor mu bize de?

        Bakarak işini yaparsa belki bir acil çıkış kapısı olur hepimize. Toplumun öfkesini kontrol altına almak için musluklardan antidepresan akıtamayacağınıza göre çok da alternatifimiz yok…

        Sonra belki Japonya’nın 2014’te açtığı “Tuvalet Bakanlığı”na gelir sıra. Boğazımıza kadar pisliğe battığımızı hisseden herkes için ona da ihtiyaç hasıl olmuştur. Net!

        ***

        Zalimsin insan!

        Sıla İki yaşında…

        Yani bir bebek…

        Dünyadan milyarlarca yaş küçük…

        Medeniyetten on binlerce

        Bizim türkülerimizde sıkça duyduğumuz “Zalim Dünya” değil,

        bizzat insanın kendisi istismar ediyor onu…

        Bir yanlış daha hakikati işaret ediyor…

        Dünya değil zalim olan; insan…

        Bu kadar kimsesizlik,

        kendini kimsesiz hissedenler için bile fazla…

        ***

        Dünyanın kaderi gökyüzünde mi?

        Dünya tarihi birçok lider gördü. Kimi deliliğiyle yazdırdı ismini tarihe, kimi de dâhiliğiyle. Sanırım biz en şanslı olanlardandık…

        Hepsinin ortak özelliği eskilerin “Müneccimbaşı” ya da “Kahin” dediği danışmanlarına sormadan hayati adımlar atmamalarıydı…

        Şimdi isimlere bakıp, “işimiz fala mı kaldı?” diye düşünenler olabilir. Atın o kelimeyi ağzınızdan. Bahsettiğim danışmanlar; matematik, fizik, astronomi, felsefe gibi dönemlerinin önemli disiplinlerinde donanımlıydılar…

        Dünya’da bu türden danışmanlarını dinleyip çağ kırılması yaşatan en güçlü lider Sahipkıran olarak bilinen Timurlenk olmuş. Listede Büyük İskender, Fatih Sultan Mehmet gibi büyük fetih liderleri de var…

        Bugün birçok dünya lideri de gökyüzünü yokluyor. Üstü örtülü de olsa astrolojik doğum haritalarıyla yönetiyorlar ülkelerini…

        Bu danışmanlarını en etkin kullanan liderin Rusya Devlet Başkanı Putin olduğunu söylüyor Astrolog Dr. Şenay Devi

        Kimi zaman kaybetmiş gibi görünse de Putin’in kuzey ve batı disiplinlerindeki astrolojik doğum haritasında kaybetmek yokmuş…

        En güçlü doğum haritasına sahip lider ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk olarak envantere geçmiş. Bizim gönlümüzdeki envanterde de onun ismi yazılı zaten…

        Yıldızlara sormadan hem de!

        ***

        Bir güzellik yarışmasının düşündürdükleri…

        Yaşadığımız çağda her şekilde dayatılan bir “güzellik” kavramı var. Çoğunlukla klişelerle belirlenmiş ve daha çok fiziksel özellikleri önceleyen…

        Belki bilmeyenleriniz vardır. Dünyanın ilk güzellik yarışması Yunan Mitolojisine göre şimdi Kazdağları olarak bilinen İda’da üç Yunan tanrıçası arasında yapılmış…

        Jüri tek kişilikmiş. Troya prensi Paris, kendisine çeşitli vaatlerde bulunan Hera, Athena ve Aphrodite arasında kazananı “aşkı vaat eden” Aphrodite olarak belirlemiş…

        Kıyamet de ondan sonra kopmuş. Ünlü Troya Savaşı’nın bu seçki yüzünden çıktığını iddia etmiş Anadolulu kör ozan Homeros…

        Sonunda Troya “DÜŞMÜŞ” ve kaybeden güzellik olmuş!

        Önceki akşam Miss Turkey yarışmasında birinci olan İdil Bilgen, sanırım tacı taktığına bin pişman oldu. Sosyal medyada kendisine edilmeyen hakaret yok…

        Kemal Sunal tiplemesi olan Şabaniye örneğinden başlayarak trans bireyliğe kadar varan ithamlar havada uçuşuyor. Sorsan herkes mizah yaptığını söyler ama bu bildiğin aşağılamaya dönüştü…

        Artık işlevini yitirmiş, tarihe de savaş nedeni olmaktan başka bir tanımla geçmemiş güzellik yarışmalarını atın bir kenara. Bir kızın özgüveni, geleceği ve hatta haysiyetiyle oynamayın. “DÜŞMEK” sadece savaşı kaybetmekle olmuyor çünkü!