Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ORTA Anadolu'da geçmiş yıl için "bıldır..." denir...

        O nedenle geçen yıldan devredenler için bu başlığı tercih ettim...

        Dönüp bakınca da görülüyor ki geçen yılın nasıl geçeceği ilk günlerinden belliydi…

        Arkasından konuşuyormuş gibi olmasın; geçen sene için acı, keder, sıkıntı, çatışma, bir o denli de abukluk, çapsızlık ve aymazlığın yılı denilse yeridir…

        Umarım bu yıl da göstermez, giden ilk gününden acısını gösterdi..

        Yılın ilk haftasında Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada 9 asker şehit oldu…

        Felaket haberleri bu noktada da kalmadı, önce çığ, ardından İliç’te yaşanan toprak kayması çok sayıda canı alıp götürdü…

        Sanki her ayda birini yaşamak zorundaymışız gibi Nisan’da da Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde bulunan Sarısu-Tünektepe teleferik hattını taşıyan direklerden biri koptu.

        Sonrasında da durmadı…

        Türkiye çocuklara karşı şiddet ve katliamın en ağır yılını yaşadı; Narin Güran cinayeti simgesi haline geldi…

        Terör de boş durmadı, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin terörün sona ermesi için yeni bir dönemin önünü açtığı sırada TUSAŞ’a saldırdı…

        Karada trafik kazaları yetmiyormuş gibi buna havada da helikopter kazası eklendi…

        SUİKASTLER YILI

        Muhalefet yerel seçimden kazançlı çıktı ama gerisinde de üç liderini bıraktı…

        CHP, İYİ ve Saadet partilerinin liderleri siyasete veda etti…

        Çevremizde de felaketler eksik olmadı…

        Sel, yangın, uçak kazalarının yanında, suikast yılı denilse yeriydi…

        İsrail’in saldırıları sonucu Hizbullah liderlerini ardı sıra kaybederken, İran da Irak sahasında en önemli komutanını yitirdi…

        Üstüne bir de Azerbaycan’daki baraj açılışından dönen Cumhurbaşkanı’nın helikopter kazasında ölümü eklendi…

        İran açısından en büyük kaybın yaşandığı yıl denilse yeriydi.

        Çünkü kaybı ülke içinde karşılaştığı kayıplarla kalmadı, buna Suriye, Lübnan ve Irak sahasındaki kayıpları da eklendi…

        Bütün bunlar da Suriye’de Esad’ın vedasını, HTŞ’nin de Şam’a hakimiyetini getirdi…

        ÇATIŞMA İÇİNDE BARIŞ

        Şam’da sağlanan hakimiyet Suriye’nin diğer sahalarındaki yeni yapılanmanın da kapısını araladı.

        MHP lideri Bahçeli’nin adımı, DEM Partililerin İmralı’yı ziyareti ile başlayan yeni dönemin Suriye ve Irak’ta da önemli etki yaratacağı açık…

        Dolayısıyla iyilikler ve güzellikleri de yok değildi…

        Örneğin iki ülkenin barışına aracılık etti; Somali ve Etiyopya Ankara’da barıştı…

        Rusya ile Ukrayna arasında aranan barış ise bu yıla devretti…

        Yıl bitmeden uçak felaketlerini de eksik etmedi.

        SEÇİM YILI…

        Türkiye ile birlikte dünya da tarihin en büyük seçim dönemini yaşadı; 4 milyar insanın yaşadığı ülkelerde seçmen sandığa gitti…

        ABD’nin ikinci kez seçilen Başkanı Trump’ın yeni dönemde Moskova’ya karşı nasıl bir tutum alacağını kestirmek ise bugünden kolay değil…

        Herkes bu ayın 20’sinde göreve başlamasına odaklandı.

        BUDALALIĞIN TEORİSİ

        Ancak yakınındakilerin tutumlarına ve açıklamalarına bakılırsa ABD ile Avrupa ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde gitmeyeceği açık…

        Sandıktan çıkan aşırı sağ partilerin hakimiyetine giren AB’nin bir diğer açmazı da kurumlarında oluşan tıkanmayı açacak eczasının olmaması…

        Avrupa, içinde yaşadığı bu açmazı, asırlardır büyük bir döngüyle tekrarlıyor…

        İkinci dünya savaşı öncesinde de benzer bir döngüyü yaşadı…

        Alman teolog olan Papaz Dietrich Bonhoeffer, daha o günden yaşananın ne olduğunun teşhisini Nazi Kampında şöyle kaleme almıştı:

        “Sayısız filozof, şair, fikir adamı ve bilim adamı çıkaran bu kültür, nasıl organize kötülüğün, zalimliğin, korkaklığın, cehaletin ve suçun merkezi haline geldi?”

        Yanıtını da yine kendisi vermişti:

        “Sorunun kökeninde kötülük değil budalalık yatıyor… Budalalığın yarattığı kötülük, diğerlerinden çok daha tehlikelidir. Kötülüğü protesto edebilirdiniz, karşı argümanlarla kötülükle mücadele etmeniz mümkündür. Oysa organize olmuş ahmaklar (budalalar) sürüsüne karşı yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Ne protesto, ne zorlama onlara etki etmez…”

        BREAK DANSTAN, DUVARDAKİ MUZA

        Örnek mi arıyorsunuz…

        O denli çok ki…

        Örneğin bu yıl Fransa’da yapılan Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda Breakdans ilk kez disiplin olarak kabul edildi.

        Avrupa’nın en çok kazananları arasına sosyal medya etkileyicileri (influencer) girdi…

        İçerikten ve bilgiden yoksun, sadece bağırıp, hakaret etme temelindeki yayınlarına aldıkları reklam kazancı birçok haber kanalını katladı…

        Dünyadaki abukluklar bununla da bitmedi…

        En gösterişlisi de olmaması gereken kültür sanat alanında yaşandı.

        Tabii sanat denirse…

        Yapılan sanat gibi, satın alanın sermayesini de kripto para biriminden sağladığı New York’ta düzenlenen açık arttırmada, duvara bantlanmış bir muz 6,2 milyon Dolara satıldı…

        Üstelik alan da muzu duvardan çıkarıp orada yerken, “diğer muzlardan tadı daha iyi…” demeyi de ihmal etmedi…

        YAPAY ZEKANIN GÜCÜ

        Sanattaki yapaylık, bir başka alanda ise başarı oldu…

        Yapay zekanın sağladığı faydalar bir çok alanda yeni buluşların ortaya çıkmasına da katkı sağladı.

        Başta sağlık alanı olmak üzere yapay zeka birden fazla sektörde yeni süreçlerin de önünü açtı…

        Bu yılın nasıl olacağına gelince…

        İnsanoğlu inanmasa da fal okumayı veya dinlemeyi sever; o nedenle gelecek yıla bakarken nelerin olacağını anlamak için bir önceki yıldan devredenleri bilmek yeterlidir…

        Bize düşen de sadece temennidir…

        Umut ederim ki acıların bittiği, huzurun ve mutluluğun geldiği, bolluk bereket dolu bir yol olsun…