Bir seçim daha geçti ve sonuçlar sadece iktidarı değil, muhalefeti de şaşırttı. İktidar partisi tahminlerinden çok aşağıda, muhalefet ise hayal bile etmediği kadar fazla oy aldığı için şaşkın...
Benim dikkatimi, seçimden birinci çıkan CHP’nin düşünce yapısında birkaç ay önceden itibaren meydana gelmeye başlayan bazı önemli değişiklikler çekiyor: Bir zamanların devrimci, solcu ve lâik CHP’sinin seçim meydanlarında dinî unsurlardan bol bol istifade etmesi...
Tek parti olarak iktidarda bulunduğu dönemde lâiklikten, devrimcilikten, vesairecilikten asla taviz vermeyen; bu konularda ceberut davranmaktan da hiç çekinmeyen, sonraki senelerde 28 Şubat’ın ve Cumhuriyet mitinglerinin arkasında duran, Onuncu Yıl Marşı’nı zikir ilâhisi gibi terennüm eden ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözünden başka slogan bilmeyen aynı CHP şimdi bilerek yahut bilmeyerek vaktiyle en hassas olduğu konuda geri adım atıp yepyeni bir kimliğe bürünmüştür ve dini siyasetten ayrı tutma hassasiyetini artık dikkate bile almamakadır.
Arşivler, CHP’nin tek parti olarak iktidarda bulunduğu yıllarda bugün birçok adayının din ve maneviyat alanında yaptıklarının ve söylediklerinin benzerini yapıp söyleyen vatandaşlara nasıl eziyet ettiğinin belgeleri ile doludur. O senelerde Arapça ezan yasağı başta olmak üzere özellikle dinî konularda halkın üzerinde büyük baskı kurulmuş; gözaltılar, tutuklamalar ve mahkûmiyetler birbirini takip etmiş, dinî unsurların sosyal hayatta yeralmamasını sağlama çabası jakoben CHP’nin temel politikalarından biri olmuştur.
Ama artık seçmenlerine seccade, zikirmatik yahut iftariye dağıtan, cami cami dolaşan adayları kameraların önünde Kur’an okuyan ve seçimi kazandığı kesinleşen belediye başkanının kıldığı şükür namazını sosyal medyada paylaşan bir CHP var! Geçmişte “Etrafına topladığı gençlere Arap harfleri denen kargacık-burgacık şekilleri öğrettiği” gerekçesi ile çok sayıda kişi hakkında takibat başlatan CHP’nin şimdiki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hat sergisi açıp eski parti büyüklerinin “kargacık-burgacık şekiller” dedikleri Arap harflerinden doğan hat sanatını medhedici konuşma bile yapıyor.
CHP’NİN ÖNEMLİ İSİMLERİ İTHALDİR!
Ve daha da önemlisi: Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş başta olmak üzere seçimden galip çıkan birçok CHP’li belediye başkanı aslında CHP geleneğinden gelmemektedirler. İmamoğlu da, Yavaş da, uzun seneler milliyetçi-muhafazakâr camiada yeralmış; Mansur Bey o camiada siyaset yapmış ve kaderin sevki ile her ikisi de şimdi CHP’li olmuşlardır, yani CHP önde gelen isimlerini başka ideolojilerden ithale mecbur kalmıştır!
Peki, CHP’de bugün yaşanan değişim, meselâ partililerin ibadet görüntüleri, zikirmatik yahut iftariye dağıtılması parti ve memleket açısından hatâlı yahut zararlı mıdır?
Tabii ki değil! Bu yeni âdetler gerçi CHP’nin sermayesinin bittiğini ve muhafazakâr kesimden sadece aday değil, görüntü ithaline de mecbur kaldığını göstermektedirler ama bu günlük âdetlerin siyasette de yeralması çoktan olması gereken birşeydir!
1950’den itibaren yapılan bütün seçimlerin sonuçları, tek parti dönemindeki din politikası karşıtlığının seçmen üzerinde CHP’ye karşı nefret yaratmaktan başka netice vermemiş ve son senelerde düzenlenen Cumhuriyet mitingleri de karşı tarafın üzerinde aynı hissi uyandırmıştır.
Göreve ilk gelişlerinde hâlâ eskinin sembollerini kullanan, meselâ “Andımız”ı okuyan yahut İzmir Marşı ile karşılanan CHP’li başkanlar gerçi hâlâ mevcut...
Ama, CHP’nin şimdi bulunduğu noktaya aslında bundan seneler önce gelmesi gerekirdi, fakat bir türlü gelemedi ve olan geçmişte partinin binbir çeşit baskı altında inlettiği vatandaşa oldu...
Solun aşırısını, ortasını, ucunu, vesairesini bir tarafa bırakıp merkez sağ partisi olmaya soyunan yeni CHP mübarek olsun!