İsrail askerî sözcüsü önceki gece Gazze’nin Şucaiyye, Cedide, Türkmen ve Tuffa mahallelerini hedef alan yeni bir operasyona girişileceğini duyurup halktan bölgeyi terketmelerini istedi; mahallelerin boşaltılmayacağını duyuran Kassam Tugayları da saldırgan İsrail birliklerine ağır kayıplar verdirdikerini açıkladı.
Arapçası “al-Turkman” olan “Türkmen Mahallesi”nin isminin nereden geldiğini yazmama pek lüzum yok!
Bundan otuz küsur sene önce Gazze’de defalarca gitmiş, bütün bu mahalleleri günlerce dolaşmış ve Türkmen’de Türkçe konuşan aileler ile tanışmıştım...
Bu aileler şimdi ne oldular, nereye gittiler, yaşıyorlar mı, Allah bilir...
İsrail, şimdi tekrar saldırdığı Şucaiyye’yi on sene önce, 2014 Temmuz’unda Hamas’ın kullandığı tünelleri yoketme gerekçesi ile roketler ile vurmuş, Hamas’ın yanısıra İslâmî Cihad’ın da İsrail birliklerine kayıplar verdirmesine rağmen Şucaiyye’de tam bir katliam yaşanmıştı.
Binyamin Netanyahu, askerlerinin vaktiyle beceremediği işi, on sene sonra tamamlamaya çalışıyor...
ŞUCAİYYE’Yİ FALİH RIFKI’DAN OKUYUN
İsmini şimdi haberlerden işittiğimiz Şucaiyye son dönem tarihimizde önemli bir yere sahiptir. O zamanki ismi “Mantartepe”dir ve Gazze’yi 1917’de İngilizler’e karşı savunan 32. Alay’ın 11. Bölük’ündeki yüzlerce Mehmetçik burada şehid olmuş ama mezarları bile İngiliz bombaları ile yokedilmiştir!
Türkçe’nin en usta yazarlarından Falih Rıfkı Atay, edebiyat ve üslûp şâheseri olan “Zeytindağı”nda, Şucaiyye yahut Mantartepe’de o zaman yaşananları, okuyanı daha ilk satırlardan itiberen etkileyen ifadelerle anlatır:
“…Önümüzde, Gazze’nin bütün kısa dağlarına ve düşmanın cephesine hâkim, külâha benzer bir küçük tepe var. Bu tepede Şeyh Ali Mantar’ın çıplak türbesiyle iki ölü ağaç duruyor, Gazzeliler kıymetli adamlarını da Şeyh Ali Mantar’ın mukaddes toprağı etrafına gömmüşler.
Kısaca, ‘Mantartepe’ denen bu toprak çıkıntısı, Gazze Muharebeleri’nde unutulmaz bir isim bıraktı. Cephemizle karşı cephe arasında en elverişli tarassut yeri burası idi, Arap mezarlarının altında sekiz tünel deldik, cesur tarassut zabitleri bu tünellerden geçip top ateşlerini idare ediyorlar.
İkinci Gazze Taarruzu’nda İngilizler karadan ve denizden en ağır toplariyle üç gün Şeyh Ali Mantar’ın tepesini dövdüler. Korkunç bir gürültü ile toprağı karıştıran mermiler altında ufak tepenin irtifaı birkaç metre azalmış, ateş altında bir yanardağa benziyen tepe toz, toprak, sarı ve siyah dumanlar içinde boğulmuş idi. Kaç defa türbe, mezar, ağaç ve taş parçaları ve senelerden beri ılık mezarlarının içinde uyuyan ölülerin kemikleri bize kadar geldi.
Bir topçu zabitiyle bir telefoncu nefer, arasıra kopan bir telefon teliyle canlılara bağlıydı. Bazen yıkılan toprak tünel ağızlarını kapıyor, zabitle nefer nefeslerini boğan bu dar kanalın içinde menfezleri yeniden tırnaklariyle açıyordu. Bir tarassut mevkii büsbütün yıkıldığı zaman toprakların altında saatlerce el ve vücutla uğraşıp diğer mevkie geçmek lâzımdı. Onlar hiçbir gün bu cehenneme isyan etmediler. Dünyanın en büyük itidâliyle üç gün üç gece İkinci Gazze Harbi’nin batarya ateşlerini idare ettiler.
Mantartepe, İngilizler’e o kadar şüphe verdi, ki biz terkettikten sonra da üstündeki bir taşın hareketine karşı yüzlerce mermi attılar.
Şeyh Ali Mantar’ın tepesi altında sebat eden tarassut zabitleriyle neferler, Gazze günlerinin hakikaten en büyük kahramanıdırlar.
…Biliyor musun, bu kadar tazyik hangi kuvvet önüne toplandı?
32. Alay’ın 11. Bölüğü cephesine!
…Tarih böyle kahramanların isimlerini yazmaz fakat İkinci Gazze Muharebesi’nin son gününü görenler 11. Bölüğün ismini unutamazlar”.
Biz, Şucaiyye’yi böyle savunmuştuk...
MEHMETÇİĞİ HATIRLAMAMIZ ŞARTTIR!
Şimdi ve hattâ şu anda İsrail ateşi altında bir ölüm-kalım mücadelesi veren “Şucâiyye”, yahut tam ismi ile “Hayye’l- Şucâiyye”, “Kahramanlar Mahallesi” demektir, Şucaiyye ismi bundan sekiz asır önce, Memlûkler zamanında buraya yerleştirilen göçebe Türkmen ve Kürt boylarının 13. yüzyıldaki Haçlı seferlerini kahramanca durdurmalarından sonra verilmiş, mücadelenin hatırası yüzyıllarca muhafaza edilmiş ve biz Şucâiyye’ye orada bulunan “Ali Mantar Türbesi”nin isminden hareketle “Mantartepe” demişizdir.
Bugün çoluk-çocuk, kadın-erkek denmeden dünya kadar masumun katledildiği Şucâiyye ile ilgiki haberleri dinlerken bîçare Filistinliler’in kaderine üzülmemiz ama aynı yerde bundan 107 sene önce toprağa düşen ve artık kemikleri bile kalmamış olan 32. Alay’ın 11. Bölük’ündeki yüzlerce Mehmetçik’i de hatırlamamız şarttır!