Sokak köpekleri ile ilgili yapılmak istenen düzenleme nedeniyle siyasette normalleşme söylemi adeta rafa kalktı. Türkiye’deki mevcut siyasi kutuplaşmayı hayvan meselesine dahi sirayet ettirmeyi başardık.
Geçen yazıda bu konu üzerine bir program hazırladığımı, bir tarafta köpek saldırısında hayatını kaybetmiş olanların acılı yakınları diğer tarafta günah keçisi haline getirilme riski ile karşı karşıya kalan hayvanlar olduğunu dile getirmiş, konunun taraflarına mikrofon uzatacağımı söylemiştim.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, İBB Veteriner Hizmetleri Müdürü Fevzi Kararağaç, hayvan psikolojisi üzerine çalışan Prof. Dr. Tamer Dodurka ve İstanbul Barosu Hayvan Hakları komisyonu eski başkan yardımcısı avukat Yasemin Babayiğit ile röportaj yaptım. İBB’nin haftada üç gün ring seferine çıkan ‘vetbüs’üne bindim.
Bugün Habertürk TV’de saat 20’de programı izleyebilirsiniz.
Sayın Abdullah Güler ile yaptığım röportaj ile başlıyorum.
Henüz yazılı bir metin yok
Önümüzdeki yazıda diğer isimlerin tespitleri ve önerilerini anlatmaya devam edeceğim.
AK Parti adına konu ile ilgili açıklama yapan isim olan Sayın Abdullah Güler henüz yazılı bir metin olmadığını altını çizdi.
Güler’e Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un "Tasarıyı meclise gönderdik" açıklamasını da sordum.
Olan şu:
Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı kendi alanları ile ilgili ayrı ayrı çalışma yapmış ve metinleri göndermişler. Hepsi bir araya gelecek, AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu’nun toplumun farklı kesimleri ile yaptığı görüşmelerden çıkan öneriler de toplanacak ve öneriye nihai şekil verilecek.
Abdullah Güler medyanın konuyu yanlış aksettirdiğine dikkat çekti, tüm köpeklerin değil, kuduz riski taşıyan ve saldırgan olan, gözetim altında da düzelmeyen köpeklerin uyutulması üzerinde durulduğunu söyledi.
- Sayın Güler günlerdir sokak köpekleri ile ilgili bir tartışma yaşanıyor. Henüz nihaileşmeyen bir taslak üzerine çalıştığınızı söylediniz. O taslakta köpeklerin uyutulması gündeme geldi. Hangi köpekler uyutulacak ve bu konu taslağın neresinde ne şekilde yer alıyor?
Nagehan Hanım bizim hali hazırda yürürlükte olan bir kanunumuz var. 2004 yılında yürürlüğe girdi, 2021’de biz mecliste hayvanları koruma kanunu ile ilgili bir araştırma komisyonu kurduk, 5199 sayılı kanunda değişiklikler yapıldı.
Bakın bu tartışmalara nasıl gelindi ona bakalım… Şehirlerimizde, kasabalarımızda şöyle bir tablo ile karşı karşıyayız: Çocuklarımıza saldırılarla ilgili görüntülerle karşı karşıya kaldık. Yine sabah namazına giden camii cemaatimizin bazı köpek gruplarının saldırısına uğradığını gördük. Sokaklarda belli saatlerde bu tür saldırganlığı öne çıkmış köpekler görüyoruz. Vatandaşlarımız bu yönde çok sayıda şikayette bulundular.
Malumunuz 31 Mart seçimleri yapıldı, benim seçim bölgem olan Sivas’ta ve İstanbul’da insanlarımızın artık giderek yaygınlaşan köpeklerden ciddi rahatsızlık duyduğunu ve belediyemizin, kamu kurumlarının buna yönelik tedbirler alması gerektiğini ifade ettiler.
- Sayın Güler bu konuda sorun olduğu apaçık, tartışma sorunun nasıl çözüleceği üzerine değil mi?
Sorunumuz önce tespit edilmeli. Bizim 5199 sayılı kanunumuzda bu yönüyle beraber metinlerimiz, açıklamalarımız, uygulamalarımız var. Deniyor ki sokaklarımızda saldırganlaşan, çeteleşmiş, kuduz riski taşıyan farklı ırk olarak bazı eğitimlerden de geçirilerek yapısal bozukluğa uğramış köpeklerin toplanması ve barınaklara alınması, barınaklarda kısırlaştırma ve sahiplendirme noktasında güçlü bir destek verilmesi ve çip vasıtası ile takibinin yapılması.
- Yani bütün köpekler değil sadece saldırganlık gösteren köpekler mi toplanacak?
Elbette Nagehan Hanım, benim de mahallemde sokağımda adıyla herkesin hitap ettiği, beslediği, sevdiği adı Can olan, Yaren olan birçok köpeğimiz var.
- O halde bütün sokak köpekleri toplanmayacak?
Hayır efendim tabii toplanmayacak. Bizim amacımız sorunu doğru tespit etmek, sorunla beraber toplum sağlığımızı etkileyen, sokakların güvende olmasını engelleyen, çeteleşmiş köpeklerin toplanması, barınaklara alınıp kısırlaştırılması ve sahiplenilmesi. Saldırganlığı normalleştirilemeyen ve sahiplenme imkanı olmayan köpeklerin uyutulması…
Nagehan Hanım bakın barınaklarda da sağlıklı bir ortam yok, farklı türler bir arada bulunuyor. Bir arada bulunmasından kaynaklı sorunlarımız var.
“Yanlış bir medya kışkırtması var”
-O zaman barınaklarla ilgili bir düzenleme de yapacak mısınız?
İşte mesele tam da burada. Çok yanlış bilinen bir medya kışkırtması söz konusu. Deniyor ki sokak köpekleri toplanacak ve toplu itlaflarda bulunulacak. Bunu söyleyen insanlar toplumu yanlış bilgilendiriyorlar.
- Nedir doğrusu?
Saldırganlık riski taşıyan, kuduz riski taşıyan, barınakta kalma imkanı olmayan köpekler toplanacak.
- Bunun için yeterli sayıda ehil ekip var mı?
Var barınaklarda birçok veteriner hekimimiz var.
- Öyle ama uzmanlar da diyor ki genelde belediyeler daha kolay olduğu için uysal, kimseye zararı olmayan köpekleri topluyor. Dolayısıyla esas saldırganlar yerinde duruyor. Daha ehil ekipler kurup saldırgan köpeklerin toplanması nasıl sağlanacak?
Sokakta çeteleşmiş köpekleri zaten herkes biliyor, bu köpekler barınaklarda da aynı hayatı sürdürüyor. Bizim barınaklarda da iyi bir yaşam ortamı oluşturmamız gerekmiyor mu? Biz yeterli gıdaya ulaşamayan, herkesin sevgisini kazanmış köpekleri de barınaklara alıyoruz onların da bakımlarının yapılması gerekiyor. Barınakta saldırgan köpeklerle birlikte tutulunca orada da risk oluyor. Bunları da düzenlemek gerekir.
- Toplanan saldırgan köpeklerle ilgili nasıl bir süreç işleyecek?
30 günü gibi bir süre işletilecek şayet farklı bir gelişme olmazsa bu hayvanların uyutulması gerekiyor, bütün dünya örnekleri bu şekilde.
- Yani hayvanlara 30 gün süre tanınacak sonra agresyon devam ederse uyutulacak mı?
Bakın bu 30 gün olur, 3 hafta olur süreleri tartışıyoruz. Sorunu toplumun tüm kesimleri ile konuşuyoruz. Grup başkanvekilimiz Bahadır Yenişehirlioğlu toplumun bu konuda bilgisi olan duyarlı akademisyenleri, gazetecileri, sanatçıları arıyor ve dinliyor. Elimizde henüz bir metin yok. Biz henüz sorunun tespiti ve çözüm yollarını araştırıyoruz. Dünya örneklerini inceliyoruz.
Nagehan Hanım biz bir merhamet iklimi içerisinde büyüdük. Benim çocukluğum kedilerimizle köpeklerimizle geçti ancak sokak güvenliğini de oluşturmamız gerekiyor. Sokakların güvenliği de anayasanın 56. Maddesi kapsamında devletin sorumluluğu altında. Biz bazı insanlar yanlış anladı diye gözümüzü kapatamayız.
- 30 gün içinde ehlileştirilemeyen hayvanlar için ne yapılacak?
Önce şunu tekrar söyleyeyim, bu 30 gün olur, 15 gün olur, örnekleri var dünyada. Bakın Amerika’da bir hafta, İngiltere’de 10 gün, bazı ülkelerde 15 gün…
“Bakanlıkların ve valiliklerin devreye girmesi noktasında bir düzenleme olabilir”
- Belli bir süre içinde iyileştirilemeyen ve saldırganlığı devam eden köpekler uyutulacak diyorsunuz. Peki bir ay içinde sahiplendirilemeyen köpeklere ne olacak? Sahiplendirme ile ilgili bir zaman öngörüyor musunuz?
Biz barınakların varlığını hem güçlendireceğiz hem de devamı için her türlü tedbiri alacağız. Sizin dediğinize göre bütün köpek varlığı bitecek demektir, hayır barınaklarda bu mahiyette köpekler geldiği müddet içinde yaşamlarını sürdürecekler ancak sizin belli bir izleme yapmanız gerekiyor. Belli bir popülasyona ulaştığımızda sokak güvenliği sağlandıktan sonra hayvanlar barınaklarda daha nitelikli bir şekilde yaşamaya devam edecekler.
- Esasen barınaklarla ilgili bir düzenleme yapılmıştı ancak konan süre dolduğu halde birçok belediye yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Bununla ilgili sertleştirilmiş bir yaptırım öngörüyor musunuz?
Elbette tartışıyoruz Nagehan Hanım, istismar eden, bu konuda hiçbir şey yapmayan belediyeler var. Bakanlıların ve valiliklerin devreye girmesi noktasında bir düzenleme olabilir.
- Hayvan severler kısırlaştırma konusunda çok daha geniş çaplı uygulama olsa sorun bu boyutta olmazdı diyorlar. Bu eleştiriye katılıyor musunuz?
Katılmıyorum çünkü 2,5 milyonun üzerinde hayvan kısırlaştırıldı, sizin sadece şehir merkezinde değil kırsalda da kaçak üretim var. Kısırlaştırma bir yerden sonra saldırganlığı ya da kuduz riskini önleyemiyor. Sizin başka tedbirler de almanız gerekiyor. Bütüncül bir yaklaşım ile olayları değerlendirmeliyiz.