Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı   Fransa'daki seçim sonuçlarının Türkiye ile ne ilgisi var?

        Doğrudan bir ilgisi yok ama geçen Pazar Fransa’da yapılan genel seçim sonuçlarından bizim çıkarmamız gereken önemli dersler var.

        30 Mart'ta CHP’nin zaferi ile Türkiye’de başlayan dalga devam ediyor yorumlarına katılmıyorum.

        Türkiye’deki yerel seçim sonuçları ile Fransa’da ortaya çıkan reaksiyoner seçim sonucu arasında bir paralellik kuranlar ile kesinlikle hemfikir değilim.

        CHP önemli bir başarı elde etti fakat bu başarı aşırı sağa karşı gelmedi. Türkiye’de Avrupa’dakinin yansıması bir aşırı sağın yükselmesi ya da güçlenmesi söz konusu değil. Öyle olsa Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’nin oylarında patlama yaşanırdı. Yaşandı mı? Çok şükür hayır…

        Evet, Cumhur İttifakı sağ bir iktidar, muhafazakar-milliyetçi kanat devlet ve halk nezdinde hiç olmadığı kadar bütünleşik ama bunu Le Pen’in Fransa’daki yükselişi ile karıştırmamak gerekir.

        Fransa’da ilk tur seçimlerinden zaferle çıkan Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi sol kanadı ve kamuoyunun geniş bir kesimini harekete geçirdi. Öyle ki sandığa gitme oranı 40 yıldır olmadığı kadar yükseldi, yüzde 40’lardan yüzde 65’lere çıktı.

        Çok kısa bir süre içinde Sosyalist Parti, Komünist Partisi ve Yeşillerin olduğu 4 parti Yeni Halk Cephesini oluşturdu ve Fransa’nın seçim sistemine göre 2’den fazla adayın ikinci tura kaldığı bölgelerde aşırı sağ adaya karşı seçilen 200’den fazla isim istifa ederek Ulusal Birlik’in karşısındaki en güçlü ismi destekledi.

        Bu yolla 577 sandalyeli parlamentoda henüz kesin olmayan verilere göre 170 ile 190 arası sandalye elde ettiler.

        Ancak şunu hatırlatayım: Fransa’da hükümet kurmak için 289 sandalye gerekiyor, bu sayıya kimse ulaşamadı dolayısıyla aylar sürecek hükümet kurma görüşmeleri olacak.

        Kaldı ki şayet ikinci sırada çıkan mevcut cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un merkez bloğunu yanına alsa dahi henüz Yeni Halk Cephesi kimi başbakan olarak göstereceği konusunda uzlaşmış değil.

        Bu dört parti tamamen tek bir hedefe kilitlendi: Göçmen karşıtı, ırkçı politikaların yükselmesini durdurmak.

        Bunu sandıkta başardılar ancak Fransa’yı bu yaz kolay bir süreç beklemiyor.

        Bu kadar hızlı örgütlenmek büyük başarı

        Öte yandan göçmen karşıtı dalganın genel olarak bu kadar yükseldiği bir dönemde böyle hızlı refleks göstermek bence tek başına büyük başarı.

        Fakat bu başarı sadece bu siyasi partilere bağlanamaz. Fransa halkını da tebrik etmek gerek.

        Açılan pankartlardan çıkarılacak ders

        Nefret diline, ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı öyle hızlı bir dayanışma gösterdiler ki… Göçmenlere ve çoğulculuğa öyle kuvvetli destek çıktılar ki…

        Bundan ders çıkarmamız gerekiyor.

        Paris sokaklarında açılan göçmenlere sahip çıktıkları afişleri gördünüz mü bilmiyorum…

        Açıkçası o afişlere bakınca aklıma daha önceki hafta Kayseri’de yaşadığımız tatsız olaylar geldi, Antalya’da bıçaklanarak öldürülen Suriyeli genç geldi…

        Utandım…

        Evet Türkiye’de Avrupa’daki gibi yükselen bir aşırı sağ yok, bizde ırkçılık hiçbir zaman güçlü bir zemin bulamadı çok şükür ama göçmenlere karşı nefret dili çok güçlendi, göç politikalarının ve ekonomik problemlerin tüm sorumluluk ve yükü Suriyeli göçmenlere yüklendi.

        Normalde sol, göçmenleri ve dezavantajlı grupları korur, onlara sahip çıkar ama bizde bunun tersi bir durum var.

        Hadi diğer muhalefet partilerini anlıyorum ama CHP’nin göçmenleri gönderme vaadi solculukla bağdaşır mı?

        Sayın Özgür Özel CHP’nin değiştiği yönünde önemli mesajlar veriyor, cesur çıkışlar yapıyor ama konu Suriyeliler olunca parti eski kimliğine geri dönüyor sanki. Mevcut göç politikalarını eleştirmekle göçmen karşıtlığı birbirine karıştırılıyor.

        Açıkçası 2000’lerin ortalarında göçmenler tarafından arabaların ateşe verildiği, sokakların şiddet olaylarıyla karıştığı Fransa’da bile böyle bir sağduyu dalgası ve kenetlenen bir sol varken bizde göçmen karşıtlığında yarışılması sadece üzüntü değil, utanç verici!

        Fransa’daki sonuçlardan asıl çıkarmamız gereken sonucun bu olduğu kanaatindeyim…