Futboldan anlamam ama şiddetin ne olduğunu maalesef çok iyi bilirim.
Geçen cumartesi Göztepe-Fenerbahçe maçı sırasında Ali Koç’a yapılan pervasız ve utanmaz şiddet girişimini görünce nutkum tutuldu.
Diyeceksiniz ki ilk kez olmuyor, şiddet her yerden fışkırıyor. Daha geçen Cuma Meclis'te yaşanan rezalet ortada.
Ondan öncesinde stadyumlardaki gerginlikler ve olaylar hala taze.
Ancak İzmir’deki hadisede diğerlerinden de öte çok tuhaf bir özgüven, bir izansızlık, bir mantıksızlık sezdim.
Ürperdim.
Hem Göztepe yönetimi hem Fenerbahçe yönetimi hem de spor camiasından meslektaşlarla konuştum.
Ali Koç’un yanında sahaya çıkan isimlerden biri de Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Burak Kızılhan’dı.
Kızılhan ile uzun bir telefon konuşması yaptık. CHP lideri Özgür Özel ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile yapılan görüşmeler bitmiş, İstanbul Havaalanı'na henüz inmişlerdi.
Bu görüşmelerin cumartesi yaşanan olaylarla ilgisi olmadığını, önceden planlandığını hatırlattı FB Genel Sekreteri. Özgür Özel’le olan görüşme çok olumlu geçmiş, Devlet Bahçeli ile olanda yer almamış, o nedenle doğrudan bir izlenim alamadım.
Biz Burak Bey ile konuşurken sosyal medyaya Ali Koç’u arkadan iten Fatih Özkan adlı Göztepe taraftar sorumlusunun özür dilediği mesajı düştü.
"İstediği kadar özür dilesin, şikayetimizin arkasındayız"
Kızılhan’a "Özür sizde karşılık bulur mu? Ali Bey şikayetini geri çeker mi?" diye sordum.
"Kesinlikle hayır, özür dilese bile bu, şahsa değil Fenerbahçe Spor Kulübüne yapılan bir saldırı" dedi ve başladı anlatmaya…
“Nagehan Hanım biz normal bir şey yaşamadık. Bakın cumartesi öyle böyle bir gün değildi, her şey baştan çok tuhaftı. Yanlış anlaşılmasın bizim Göztepe ile hiçbir sorunumuz yok, zaten 3 yıldır Süper Lig’de değiller, yeni geldiler. Biz mutlu mesut bir şekilde kalabalık bir kadro olarak gittik İzmir’e.
Ancaaakkk…"
"Bu neyin tepkisi? Göztepe Fenerbahçe’nin rakibi değil ki…"
"Ancak ne? Ne oldu sonra?" diye sordum.
“Gün Fenerbahçe formasının yakılması görüntüleri ile başladı. Sosyal medyaya çok tuhaf görüntüler düştü. Neden olduğunu anlayamadık. Yani bu neyin tepkisi? Göztepe Fenerbahçe’nin rakibi değil ki!”
"Peki bu görüntüleri görünce emniyeti uyardınız mı? Maç için ek kuvvet vs istediniz mi?"
“Hayır ekstra bir talebimiz olmadı. Ama zaten ciddi güvenlik önlemleri alıyorlar. Bakın Nagehan Hanım sonra bir FB taraftarının formasının üzerinden alındığı görüntüler çıktı, o görüntülerde etrafta 4-5 polis de vardı ve hiçbir şey yapmıyorlardı. Bunu garipsedim.”
"Biber gazından göz gözü görmüyordu"
Peki maç öncesi hava nasıldı? Fenerbahçe taraftarları neden ilk yarıya alınmadı? diye sorunca Burak Kızılhan “Bakın işte orası belirsiz, kaldı ki emniyet güçleri taraftara orantısız güç uyguladı, biber gazından göz gözü görmüyordu.” dedi.
Sevgili izleyiciler futbol taraftarı değilim, maç ortamından hiç anlamam ama seyirci maça alınmamış, hava çok sıcak, biber gazı var, güvenlik durduruyor, haliyle orada sinirlerin gergin olduğunu tahmin etmek zor değil.
Burak Bey’in söylediğine göre sadece 4 kişide akreditasyon kartı varmış, kendisi, Ali Koç, Acun Ilıcalı ve Ahmet Ketenci, dolayısıyla yalnızca onlar sahaya girebiliyor, taraftara ulaşmak ve moral vermek için girmişler.
“Bize provokasyon yapmak istediler, diyorlar. Neyin provokasyonunu yapmak isteyelim Nagehan Hanım, zaten 2-0 öndeydik, amacımız sadece taraftara ulaşmaktı.”
"Göztepe geçen sene en centilmen taraftar grubu seçildi"
Göztepe yönetimi ile de konuştum. Kulübün CEO’su Kerem Ertan ve süreci takip eden yetkililere sordum.
Göztepe Spor Kulübünün pozisyonu şu:
“Biz dernek değiliz, profesyonellerden oluşan bir kulübüz. Kesinlikle şiddete karşıyız, şiddeti tasvip etmemiz asla mümkün değil.
Kaldı ki Göztepe taraftarı geçtiğimiz sene TFF etik ve disiplin kurulu tarafından en centilmen taraftar grubu seçildi.” diyorlar.
Fatih Özkan’ın taraftar sorumlusu olduğunu, kulüple ilgisinin olmadığını söylüyorlar.
Ancak Özkan camiada sevilen ve sayılan biriymiş.
Fakat yaptığı hareket yanlışmış. Öte yandan bu hareketi Göztepe camiasına ve İzmir’e mal etmek daha da yanlışmış.
Tamam, şiddete karşıyız demek güzel ancak bu şiddeti üreten Fatih Özkan’a o akreditasyon kartını Göztepe Kulübü vermedi mi?
Şimdi onu iptal ettiğini, Özkan’ın sahaya girişini kaldırdığını açıklaması gerekmez mi?
Yapılan şey Göztepe taraftarı adına orada olan bir kişinin icraatı değil mi?
Ben açıkçası Göztepe’den çok daha net bir kınama beklerdim.
Öğrendiğim kadarıyla bu hadiseden sonra kulüp yönetiminden Ali Koç’a bir geçmiş olsun telefonu gitmemiş…
Halbuki son derece başarılı bulduğum bir iş insanı olan ve duyarlı biri olarak tanıdığım Mehmet Sepil’den böyle bir telefon beklerdim.
Sonuçta kötü bir hadise yaşandı, Fenerbahçe taraftarı ve kulübü kendisine yönelik hasmane bir tutum olduğu hissine kapılmış.
Bazı karanlık odaklar kulüpleri bahane ederek ortalığı karıştırmaya çalışmak istiyor da olabilir. Bu puslu ortamın üzerine titizlikle gidilmesi gerekiyor…