Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı İstanbul Valiliğinin 30 Ağustos resepsiyonundaki ilginç ayrıntı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cuma akşamı saat tam 19.30’da Hilton Bomonti’nin kapısından girerken otelin önünde upuzun bir resmi araç konvoyu ile karşılaştım.

        Hava, etkinliğin düzenlendiği saatlerde pek de yağışlı değildi ama İstanbul Valiliği yapılan uyarılara istinaden Galataport saat kulesinde planlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonunu Şişli Bomonti’deki Hilton Otel’in balo salonuna almıştı.

        Kapıda uzun bir karşılama sırası olduğunu söyleyebilirim. Medya ve siyaset dünyasından fazla tanıdık sima yoktu ama kaymakamlar, bürokratlar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden oldukça yoğun katılım vardı.

        İstanbul Valisi Sayın Davut Gül ve eşi Gülden Hanım’ın yanında 1. Ordu Komutanı Sayın Metin Tokel ve eşi Zennure Hanım onların yanında ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu duruyordu. Eşi Dilek Hanım bu yıl yoktu, sordum, başka bir etkinlikteymiş.

        Karşılama sırası geçen sene Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde düzenlenen resepsiyondaki ile aynıydı. Salona girdiğimde "Sıra değişmiş, Ekrem İmamoğlu ile Vali Gül’ün arasına 1. Ordu Komutanı girmiş" diye yorumlar yapıldığı için yazıyorum, öyle değil, karşılama düzeni geçen sene de böyle idi, önceki senelerde de.

        Ben Arkeoloji Müzesi bahçesinin böyle bir resepsiyon için çok daha doğru bir adres olduğunu düşünüyorum. Keşke yine orada planlansaydı, yağmur ihtimaline karşı şemsiye ya da branda gibi seçenekler düşünülebilirdi. Bence başta anons edilen Galataport Saat Kulesi de yer olarak uygun değildi.

        Açıkçası bana valilik resepsiyonlarının otel ve benzeri alanlarda yapılması tuhaf geliyor. Geçen seneki 29 Ekim resepsiyonu da tamamlanmamış olan Haliç’teki Tersane İstanbul’da idi, onu da garipsemiştim.

        Gerçi 30 Ağustos resepsiyonu olarak bu ilk değil, 2019’da da yine Hilton Bomonti’de yapılmıştı. Ama iki yanlış bir doğru etmiyor…

        Resepsiyona katılım oldukça yüksekti. TSK, jandarma, emniyet mensupları, iş insanları, azınlık temsilcileri, diplomatlar…

        İstanbul Valisi Davut Gül’e gelince…

        Sayın Gül selefi ve şimdiki İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya gibi her kesimle diyalog kurabilen ve kolay ulaşılabilen bir isim. Bence İstanbul Valisi için bu özellikler çok kıymetli. Bir de son derece çalışkan ve çözüm odaklı. Sanırım sonrasında onu başka önemli pozisyonlarda da göreceğiz.

        Eşi Gülden Hanım’ı da defalarca resmi davetlerde takip ettim, herkese eşit mesafede ve son derece iyi yürütüyor ev sahipliği görevini.

        İlber Ortaylı’nın yanındaki belediye başkanı

        Salonda genellikle bu tip davetlerde görünen manzara hakimdi. Her kesim kendi içinde kaynaşıyordu. Bir ara bir kalabalık dikkatimi çekti, İlber Ortayı gelmiş. İlber Hoca tam bir star, onun etrafını sarmışlardı. Baktım yanında son dönemde yıldızı giderek parlayan Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş vardı.

        İlber Hoca’ya merhaba deyip Sinem Hanım ile ayaküstü konuşmak istedim ancak Hoca ile sohbet uzayınca gözden kaybettim, sordum hemen akabinde salondan ayrılmış.

        Dedetaş Ekrem İmamoğlu’nun sürekli yanında tuttuğu isimlerin başında geliyor, dün de bu açıkça görülüyordu.

        Onun dışında ilçe belediye başkanına rastlamadım. Valilik kaynaklarına sordum, Şişli, Beyoğlu, Bakırköy ve Esenyurt belediye başkanları da katılmışlar. 5 CHP’li belediye… Tümü ‘yeni CHP’.

        Acaba diğer başkanlar neden yoktu?

        Sorduğumda ilçe belediyelerinin kendi programları olduğu için dediler ama o halde 5’i neden var?

        Ekrem İmamoğlu’na yakın isimler özellikle Başkan ile olmayı mı tercih etmiş?

        Öte yandan hiçbir AK Partili belediye başkanı yoktu…

        Hep birlikte Beştepe’deki resepsiyona mı gittiler?

        Ankara’daki etkinliğe giden meslektaşlarıma sordum, bir bilgi alamadım.

        Burada olanların kesinlikle katılması gerekirdi. Aksi takdirde Cumhurbaşkanı Erdoğan yoksa gerisi teferruattır gibi bir algı doğuyor ve bu en çok AK Parti’ye zarar veriyor.