Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı İzmir'de beni şaşırtan salon
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti’de 31 Mart'tan itibaren anlaşılır sebeplerle bir burukluk, bir enerji düşüklüğü var.

        Yenilenme, toparlanma sözleri veriliyor ancak yerel seçimin getirdiği sonuçlar moralleri epey bozmuş vaziyette. Kaldı ki üzerinden aylar geçmesine rağmen tatmin edici bir değişim görüntüsü de verilebilmiş değil.

        O nedenle son dönemde-kuruluş yıldönümü dahil- yaptıkları toplantılarda pek de bir coşku izi yok.

        O nedenle geçtiğimiz pazar sabahı İzmir’e doğru yola çıkarken benzer bir tablo ile karşılaşmayı bekliyordum.

        AK Parti İzmir’de il danışma meclisini topluyordu, beni de İstanbul’dan davet etmişlerdi. Açıkçası hem İzmir’in yeni dönemdeki havasını görmek hem de parti içi tartışmalara kulak kabartmak için heyecanla kabul ettim.

        Aksayan seferler

        Fakat ulaşım problemini atlamışım. Sadece İzmir değil, son dönemde bir çok destinasyonda aynı sorun yaşanıyor. Uçaklar neredeyse her gün aksıyor.

        Türk Hava Yolları’nın iptalleri ya da rötarları bir rutin adeta.

        Bizim saat 11’de kalkması planlanan uçak bir gün önce iptal edildi, sonra 11.50’ye yeni bir uçak konduğu açıklandı. Alana vardığımda 11.50 uçağı 13.10’a sarkmıştı, bu arada ayrıca 13’te de İzmir uçağı vardı ve o uçak bizim 11 uçağından önce kalktı.

        İç hatlar uçuş listesine baktım, 10’dan fazla seferde ciddi gecikme, bir kaçında iptal vardı.

        Hep söylüyorum, Türk Hava Yolları Türkiye’nin en önemli markalarından biri, bence birincisi.

        Dünya çapında müthiş bir itibar sahibi oldu, göğsümüzü kabartıyor. Bu değeri daha özenli korumamız gerekir. Uçak rötar ve iptalleri son dönemde güveni sarsıyor, markayı zedeliyor…

        İstanbul’dan İzmir’e uçakla 5 saatte varmamalıyız.

        Sonuçta araba ile çok daha hızlı giderdim diye düşünerek sabah 10’da çıkıp öğlen 15.30’da toplantının yapıldığı Balçova’daki otele vardım.

        Hınca hınç kalabalık

        Kapıdan girmem ile şaşırmam bir oldu.

        Toplantı çoktan başlamıştı ve içeride tahminlerimin çok ötesinde bir kalabalık vardı.

        Salon hınca hınç doluydu.

        En önde Sayın Binali Yıldırım, yanında AK Parti Tanıtım İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve 31 Mart’ta belediye başkan adayı Hamza Dağ ve Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Vedat Işıkhan, aynı sırada eski Bakanlardan Bekir Pakdemirli, Mehmet Muammer Kasapoğlu, Ceyda Bölünmez Çankırı, Şebnem Bursalı ve Emre Cemil Ayvalı… İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı…

        Sahnede AK Parti’nin yeni nesil isimlerinden Eyüp Kadir İnan ateşli bir konuşma yapıyordu.

        Teşkilatlar gelmiş, inanılmaz bir heyecan, bir dinamizm…

        Açıkçası böyle bir enerji beklemiyordum…

        İl Başkanı Bilal Saygılı’yı teşkilatlarda bu motivasyonu diri tuttuğu için tebrik ediyorum. Kaldı ki İzmir AK Parti’nin en zayıf karnı denebilir.

        İzmir milletvekili ve eski Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muammer Kasapoğlu 30 Ağustos’un önemini vurgulayan, sık sık hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hem de Atatürk’e vurgu yapan ve alkış alan bir konuşma yaptı. Ben Sayın Kasapoğlu’nun sahnede coşkulu konuşmalar yapan bir siyasetçi olduğunu bilmiyordum.

        Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Vedat Işıkhan ise konuşmasında konuyu belediyelerin SGK borçlarına getirdi. Dün burada Sayın Işıkhan’ın daha sonra kendisine yönelttiğim sorulara verdiği cevapları detaylı bir şekilde aktardım.

        Hamza Dağ sahneye çıktığında salondaki heyecan iyice artmıştı. Teşkilattaki ağırlığı belli oluyordu. İzmir’de birçok ilde olduğu gibi parti içi farklı güç dengeleri var fakat Hamza Bey’in ağırlığı yadsınamaz.

        Binali Yıldırım siyaseti özlemiş

        En son konuşma Binali Yıldırım’a aitti. Ben Binali Bey’in kısa bir konuşma yapacağını sandım. Nitekim sahneye çıktığında son konuşmacı olmanın zorluğuna işaret eden bir fıkra anlatarak salonu kahkahadan kırdı geçirdi.

        Ancak öyle olmadı. Binali Bey sanırım siyaseti ve kürsüyü özlemiş. Tam formundaydı.

        Ne dese salon ‘yolların kralı’ diye inliyor. Binali Bey "Yahu yolların kralı olmaz kuralı olur" diyorum diye uyarıyor ama uyarı buza yazı yazmak gibi… Birkaç dakika sonra salon yine aynı sloganla inliyor…

        Sonuçta oldukça uzun bir konuşma yaptı eski Başbakan. Muhalefeti eleştirdi, CHP belediyeciliğini yerden yere vurdu…

        Dikkatimi çekti, tüm konuşmacılar İzmir Körfezinin kokmasından ve ölü balıklardan bahsettiler.

        Çıkışta soruşturdum, dediklerine göre çevre kirliliği, koku ve ölü balık sorunu ciddi boyutlara varmış, hatta bu hafta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir Körfezinde inceleme yapıp, temizlik çalışmaları için harekete geçecekmiş.

        İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu kirlilikteki sorumluluğuna işaret ediyor ve eleştiriyor AK Partililer.

        Körfez neden mavi değil?

        Toplantının ardından bu eleştirilerde haklılık payı var mı diye bakmak için körfez kıyısına gittim. Ölü balık göremedim ama su tamamen kahverengi idi.

        Neden İzmir hak ettiği bir körfeze kavuşamıyor? Önündeki adeta bir çamur denizi…

        Maalesef renk ve koku meselesi bir türlü kökten çözülemiyor. Hatırlıyorum, benim çocukluğumda da böyleydi…

        Çok yazık, güzelim İzmir Körfezi pırıl pırıl bir suyu hak ediyor. Bir ara temizlenmişti, şimdi neden bu görüntü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay?