Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nagehan Alçı Beyrutlu Profesör Sami Nader: "Lübnan'da çoğunluk Hizbullah'a karşıdır ama…"

        Lübnan’daki gelişmeler Gazze’den sonra savaşın çok daha büyük bir coğrafyaya sıçrama olasılığını ciddi derecede artırdı ve İsrail’in pervasız saldırganlığını bir kez daha gösterdi.

        Ancak maalesef yine de Netanyahu Hükümeti’nin duracağı yok çünkü onu durduracak bir güç mevcut değil bu adaletten yoksun dünyada.

        Lübnan çok talihsiz bir ülke. Derin bir toplumsal ayrışma ve büyük bir otorite boşluğu var. Üzerine bir de ekonomik olarak iflas etmiş durumda.

        Acaba Hizbullah’a yönelik saldırılar toplumda nasıl karşılık buluyor? Lübnan sokağı ne hissediyor? Hizbullah’ı vurmak Lübnan’ı vurmak mı demek oluyor yoksa Hizbullah’a karşı olan kesimler ‘oh olsun’ mu diyor?

        Beyrut’un önde gelen üniversitelerinden St. Joseph Üniversitesi Siyasal Bilimler Enstitüsü Dekanı, Lübnan siyaseti ve ekonomisinde uluslararası çapta önde gelen isimlerden olan Prof. Dr. Sami Nader’e ulaştım ve kendisiyle bir röportaj yaptım.

        Prof. Nader İsrail’in saldırılarının toplumdaki ayrışmayı yok etmediğini ama bir paranteze aldığını söyledi ve "Savaş bitince aynı bölünmüşlük devam edecek fakat şimdi herkes İsrail karşıtlığında birleşiyor" dedi.

        “Son saldırılar toplumu birleştirdi”

        - Prof. Nader Lübnan’da neler oluyor?

        Hizbullah’ın iletişim sistemi deşifre oldu. Bu da Hizbullah’ı önemli oranda dezavantajlı hale getiriyor. Üst düzey isimleri birer birer avlanıyorlar. Bu da grubun devam etme kabiliyeti ile ilgili soruları beraberinde getiriyor. Gerilim tırmandıkça Hizbullah devam edebilecek mi? Tam teşekküllü bir savaşa hazırlar mı? Hazır olduklarını söylüyorlar, Nasrallah İsrail tanklarının Lübnan’a girişini beklediklerini ifade etti ama son 4 günkü kayıplara bakın… Hazır olduklarını söylemek zor.

        - Siz Hizbullah’ın aldığı darbelerden sonra artık savaşacak güçte olmadığını mı söylüyorsunuz?

        Ben diyorum ki iletişim sistemine ciddi bir zarar verildi. Savunma sistemlerine sızılmış bu da gerilim arttıkça mücadele kapasitesi ile ilgili soru işaretleri doğuruyor.

        - Bundan sonra nasıl devam edecekler? Hasan Nasrallah son olarak cep telefonlarını yasakladı. Ne ile iletişim kuracaklar sizce? Stratejileri ne olacak? Başka bir iletişim aracı üzerine anlaştılar mı? Teknoloji öncesine mi dönecekler?

        Bakın cep telefonlarını yasaklayıp çağrı cihazına dönmüşlerdi çünkü İsrail’in cep telefonlarına sızabileceğini düşünüyorlardı halbuki çağrı cihazı daha tehlikeli oldu. Sizin sorunuz çok yerinde. Bundan sonra ne ile iletişim kuracaklar? Dün İbrahim Akil öldürüldü, öncesinde patlayan pagerlar ile başka isimler hedef alındı...

        - Prof. Nader Lübnan’da Hizbullah’ın algısı üzerinde durmak istiyorum. Mesela önceki gün öldürülen ve bu grubun iki numaralı ismi olduğu söylenen İbrahim Akil Lübnan toplumunda nasıl algılanan bir isimdi? Bir kahraman mı? Terörist mi? Lübnan çok bölünmüş bir toplum, farklı kesimlerin birbirine zıt algıları var mı bu konuda?

        Lübnan toplumunda Hizbullah ile ilgili derin bir ayrışma vardır. Lübnan’da çoğunluk Hizbullah’a karşıdır çünkü silahlı bir grup olmasını ülkenin egemenliğine bir tehdit olarak görüyorlar. Ama Şii toplumunda ciddi bir karşılığı var, Şiilerin en büyük temsilcisi, tek temsilcisi değil ama en büyük temsilcisi.

        “Gazze’deki savaş Sünnilerin Hizbullah’a desteğini artırdı”

        - Şiiler üzerindeki etkisi ne kadar fazla? Mecliste 15 kişilik bir grupları var başka destek var mı?

        Kendi partileri ve meclis başkanı Nebih Berri’ye yakın olanlardır destekçileri. Fakat Gazze’ye saldırılar başladığından beri Filistinlilerle dayanışma Hizbullah’a desteği de diğer gruplar arasında artırdı. Hizbullah tüm Lübnan toplumunun desteğine sahip değil ama tüm Lübnan toplumu bugün İsrail’e karşı.

        - Gazze’nin Lübnan toplumunu birleştirdiğinden bahsettiniz. Hizbullah’a geçen haftaki saldırılar da aynı etkiyi yaptı mı? Yoksa Hizbullah’a karşı olan kesimler ‘oh olsun’ diyor mu?

        Bu çok önemli bir soru. Hizbullah’ı desteklemeseler de sivil kayıpları görüp dayanışma gösterenler var. Bir de şüphe ile yaklaşanlar var. Özellikle Beyrut limanı patlamasından sonra şüpheler çok arttı çünkü o patlamaya sebep olan patlayıcılar için tüm oklar Hizbullah’ı gösteriyordu. Patlamanın sorumlularından hesap da sorulmadı. Bu toplum vicdanını çok yaraladı. O saldırılarda Hıristiyan mahalleleri ciddi zarar gördü. Fakat Filistinlilere yapılan zulüm ile birlikte bir birleşme ruhu ortaya çıktı. Bu savaş bittiğinde ayrışma tekrar belirginleşecek ama şimdilik bir paranteze alındı diyebiliriz.

        “Lübnan’da devlet yok Hizbullah var”

        - Klasik anlamda savaş yok şu an ancak Dahiya’ya yapılan saldırı bana 2006’yı hatırlattı. Sizce İsrail tekrar Lübnan’a girer mi ve Lübnan devlet ve hükümetinin bu konuda bir hazırlığı var mı?

        Evet şu an klasik anlamda bir savaş yok. Ama gerilim artıyor. Savaş ihtimali var maalesef.

        - Peki Lübnan devleti hazırlıklı mı? Devlette ciddi bir boşluk ve zafiyet var.

        Açık konuşalım devlet yok Hizbullah var şu an, Hizbullah cumhurbaşkanlığı seçimini engelliyor. Anayasal bir kilitlenme var, o nedenle bugün durum 2006’dan farklı. 2006’da Hizbullah milli birlik hükümetine dayanabiliyordu, destekleyeni de vardı karşı olanı da. Bugün Hizbullah savaş sahasında tek başına ve tüm olanlardan ve olacaklardan sorumlu olacak.

        - Tablo son derece belirsiz ve korkutucu görünüyor. Çok teşekkürler profesör Nader.