Trabzonspor camiası stratejik bir hata yaptı. 2011'den beri gerilim üzerine gerilim yaşadılar, 2 Fener maçı tamamlanamadı. Ne zaman sakinleşildi Trabzon'un iç saha dış saha galibiyetleri geldi. Gerilim Trabzon'a yaramıyor. Bu net. Aralarında bir yarış, bir kavga olmamasına rağmen eski-yeni yöneticilerinden medyacılarına, topçusundan hocasına kadar herkes maça olduğundan fazla anlam yükledi. Elbette Trabzon camiasını gaza getiren bir kısım G.Saraylı'yı da unutmayalım.
Tecrübe önemli. Görmüş geçirmiş olmak mühim. Tadic - Dzeko - Fred hatta Livakovic gibi isimler gerekli olan sakinliği veren isimler. Bu kadro, kırılgan camiaya inat saha içinde sakin tutabiliyorlar ekiplerini. Maç başlar başlamaz kendi oyununu oynamaya başladı Fener. Top çevirmeler derken bir boşlukta Fred, pek de iyi yapamadığı uzaktan şutlardan birini denedi ve golü attı. Sonra bi 7-8 dakika daha Fener iyiydi.
Lakin sonra gereksiz bir geri çekilme; uzun dan dun vurma falan derken Trabzonspor oyuna ortak olmaya çalıştı. Trabzon'un yabancı oyuncuları ayakta kalıp iş yapmaya gayret etse de üretimden uzak, etkili hücuma dönemeyen pozisyonumsular oluşturabildiler sadece. Devre biterken Tadic yine şapkadan tavşan çıkaran müthiş bir pas ile Fred'e 2. golü attırdı. "Ceza sahasına sızan 8 numara nedir?" sorusunun canlı görüntüsü idi 2. gol.
2. yarı Bardhi Trabzon'da, Jayden da Serdar Aziz yerine Fener'de oyuna girdi.
Ama maç oynanamadı. Halil Umut Meler nihayet 56'da yardımcılarını yanına çağırdı. Uzun süredir görülmeyen sahneler yeniden gündemdeydi. Ertuğrul Doğan'ın "Bir sorunumuz yok" açıklamasına rağmen oluşan bu durum; yönetimin de bu şehri psikolojik anlamda yönetme konusunda eksik olduğunu da gösterdi. Yabancı hakem işte tam da bu nedenle lazım. Herhangi bir yabancı hakem olsa tribünlerden sahaya hiç bir şey atılmayacağını hepimiz biliyoruz.
Sahaya madde yağdırmalar devam etti. Çoktan tatil edilmesi gereken maçta 63'de Bardhi frikikten golü attı. Livakovic yine adım hatası ile ölüyü diriltti. 2-1 olduktan sonra Halil Umut, maçı bitiremezdi zaten artık. Zaten olmayan fauller çalmaya başlayıp kontrolü iyice yitirdi. 74'de Pepe akan oyunda Trabzon'un tek pozisyonuna girdi. Livakovic'in üstüne vurdu. 75'de "geliyorum" diyen kaza, Dijku - Denswill pozisyonunda geldi. Meler penaltıyı çaldı. Taraftarının kendi aleyhine döndüğü ev sahibinin hiç poziyon bulamadığı maç, birden bire 2-2 oldu. F.Bahçe bu kaleci ile buraya kadar yine iyi geldi. Frikikten golü yemese maç tatil bile olabilirdi. 2-2'den sonra momentum elbette Trabzon'a döndü.
İsmail Kartal oyuncu değiştirmeyi 2-2'den sonra aklına getirdi. Dzeko ve Szymanski yerine Serdar Dursun ve Bats girdi.
Fener yine geçti. VAR yine iptal için şapkadan tavşan çıkarmaya ugraşsa da gol verildi. Batsu yine takımını öne geçirdi. Batsu, St. Gilloise maçlarında da bu maçta da gelip gayet iyi pivotluk yaptı. 99'da yeni bir kaza kurşunu daha geliyordu ilginç bir şekilde Livakovic bu kez yumurtlamadı! Ama kötü düştüğü için uzatmanın da uzatması oynanmak durumunda kaldı. Futbolcuda kanamaya neden olan tribünden gelen maddeye rağmen Halil maçı yine tatil edemedi. Bu maç onun FIFA kariyerini negatif etkileyecek. Şu meşhur yabancı gözlemciler H.U.M için ne diyecek çok merak ediyorum.
Fenerbahçe, bilhassa dış kapının mandalları tarafından gerilen ortamda, orta alt sınıf ülkelerdeki hakemler tarafından bile tatil edilmesi gereken maçtan sadece 3 puanla değil, çok büyük bir özgüvenle ayrıldı. Maç sonu yaşananlarla ilgili, Trabzonspor'a yazık oldu diyelim. Ertuğrul Doğan'ın istifası gündeme gelebilir.