Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Spor Melo kart görmeliydi de ya diğerleri

        DÜN spor sayfalarımızda yer alan derbi maçı analizim üzerine bazı itirazlar geldi:

        "Melo haksız yere atıldı diyorsun. Yaptıklarını görmedin mi?"

        Tribünden görmemiştim ama sonra gördüm.

        Fikrim aynı.

        Melo "dil çıkarmış".

        Küfür mü etmiş, vurmuş mu, kırmış mı!

        "Centilmenliğe aykırı hareket" diyorlar.

        De ki öyle, hakemin Melo'ya o sırada kart göstermesi lazım. 85. dakikayı bekleyip hiç de kart gösterilmeyecek bir hareket sonrası kırmızı kart göstermesi doğru değil.

        Bir benzetme yapmak gerekirse, cinayetten mahkûm edemediğiniz birine hatalı park etti diye idam cezası vermek ne kadar doğruysa, "eyyamcı" hakemin kararı da o kadar doğrudur.

        "Melo dil çıkarıp abuk sabuk hareketler yaptığı için çok önceden atılmalıydı" diyenler var.

        Olabilir.

        Atılmalıydı belki de.

        Ama Mehmet Topal da, Emenike de kırmızı kart gerektiren hareketler yaptılar.

        Hakem Emre'ye kırmızı kart gösterdiği için, haklı da olduğu halde o kadar ezildi ki, atamadı.

        Onlar da atılmalıydı.

        Şimdi Melo'ya görüntülerden hareketle ceza verilmesi için kıyamet kopuyor.

        Peki Emre, bir başka maçta rakibin yedek kulübesine gidip ana avrat küfretti.

        Belgeli, tanıklı ve kayıtlı.

        Ona niye ceza verilmedi?..

        Ya da bir başka maçta yerdeki rakibine tekmeler atan Caner'e hakem kart göstermedi.

        Sonrasında görüntülere bakılarak niye ceza almadı?

        Melo eleştirisi yapan herkese soruyorum bunları.

        Varsa verecek yanıtınız verin.

        Ama delikanlıca.

        Kıvırarak değil.

        Bunlarla Galatasaray'ın işi zor

        GALATASARAY, Fenerbahçe karşısında tarihi farkı kaçırdı.

        Sarı lacivertli rakibimiz bizi böyle yakalasa 5'lerdi.

        Biz 1-0'a razı olduk.

        Çünkü Galatasaray'da iki sorun var.

        Biri Başkan Ünal Aysal, diğeri Mancini.

        Biri takımın, kulübün tüm havasını, birliğini ortadan kaldırdı...

        Diğeri ise takımı bitirdi.

        Ünal Aysal'dan uzun uzun söz etmeye gerek yok, ama Mancini gerçekten bir vaka.

        Galatasaray maça şahane başlamış, rakibin orta sahasındaki en önemli adam atılmış.

        Mancini 1-0'ı koruma derdinde.

        Hâlâ Selçuk ve Melo arkada, geriye doğru oynayıp duruyorlar.

        Türkiye'nin en iyi golcüsü Burak hâlâ kanatta saplanıp kalmış.

        Takım 81 dakika vakit geçirmeye oynuyor.

        Selçuk'un isyanı da buna zaten.

        Yaptığı ayıp, onu çok seven tribünlere, onu içine alan camiaya haksızlık ama Selçuk da haklı.

        Geçen yılların asist kralı, golcü orta sahası, yan topa ve geri pasa mahkûm edilmiş.

        Oyun kurması yasak. Oyun kurma işi Sneijder'e verilmiş, Selçuk ise bitirilmiş.

        Selçuk bitirilince Burak da bitmiş.

        Böyle bir teknik anlayışa Selçuk kızmasın da ben mi kızayım.

        Yetersiz zavallı bir İtalyan, Selçuk'a "zaman geçirmediği için" kızıyor.

        Kim haklı sizce; Selçuk mu, Mancini mi?

        Ünal Aysal bu komplekslerle kulübü yönettiği sürece ve bu zavallı İtalyan takımın başında kaldıkça Galatasaray'ın işi zor.

        Hem de çok zor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ