Putin'in Suriye'de çözüm önerisi 'Adana Mutabakatı' ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Moskova'da yaptığı kritik görüşmenin ardından, Türkiye ve Suriye arasında 1998 yılında imzalanan 'Adana Mutabakatı' gündeme geldi. Putin'in Suriye'de çözüm önerisi olarak ortaya koyduğu 'Adana Mutabakatı' ne anlama geliyor? Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'in analizi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'da çok önemli bir görüşme yaptı. Bu görüşme, son bir yılda gerçekleşen 25 görüşmenin belki en kritiklerinden biriydi. Çünkü ABD'nin çekilme kararı sonrası PKK/YPG'nin tasfiyesi, terörden arındırılan sahalara kimlerin yerleşeceği, Rusya'nın Münbiç ve İdlib'e rejimin konuşlanması niyeti gibi konular masadaydı.
AKDENİZ ISINIYOR
Bu kritik görüşme öncesinde Karadeniz ve Akdeniz'de havanın ısındığını, bu sahada stresin artmaya başladığını da görüldü. Diplomaside dolaylı tutum, "ince diplomasi" adına bazı önemli gelişmeler de yaşandı. Örneğin, İstanbul ve Çanakkale boğazlarında son 5 yılın, Rusya ve Kazakistan petrolüyle dolu en uzun tanker kuyruğu görüldü. 39 milyon varil Rusya ve Kazakistan petrolüyle dolu tankerler, Karadeniz'den ayrılıp Akdeniz'e geçmek için normalin iki katı süre, 13 gün bekledi. Gemilerin bekleme nedeni olarak Türkiye'nin Eylül 2018'de getirdiği yeni geçiş kuralları gösterildi. Düzenleme gereği gemilerin büyük kısmına geçiş sırasında römorkörlerin eşlik etmesi gerekiyor. Ayrıca kötü hava koşulları da geçişlere engel oluyor. Bu durum, Türkiye'nin ve boğazların jeostratejik önemini göstermesi açısından büyük değer taşıyor. Türkiye'nin elinde çok sayıda dış politik aparat var. Rusya'nın sahibi, iştiraki olan şirketlerin denizden işlettikleri petrol trafiği, ABD'nin yaptırımlarının muhatabı olabilecek. Akdeniz'de biriken stres üzerine İngiltere ve ABD donanma gemileri de Akdeniz'e taşındı. Karadeniz'deki durum, Türkiye'nin devreye soktuğu yeni geçiş kuralları, "acaba Türkiye pozisyon mu alıyor?" sorusunu da akıllara getirdi. Kısa süre önce Türkiye boğaz geçişlerinde gemilerin kontrolü için yerli ve milli yazılımı da devreye sokmuştu. Gemiler yaklaşmadan önce yükünü ve pozisyonunu bildiriyor. Türkiye boğaz geçişlerinde sıkılaştırmaya gitti.
ADANA MUTABAKATI
Moskova'daki görüşmede Putin, Türkiye'ye Suriye meselesinin çözümü konusunda bir dikte değil, telkinde veya öneride bulundu. Adana Mutabakatı'nı hatırlatan Putin, aynı zamanda bir politik pozisyon bildirgesi sunmuş oldu. Bugüne kadar sağlıklı şekilde işletilen Astana sürecinin garantörleri Rusya ve İran üzerinden rejime mesaj veren Türkiye'nin, terör örgütleri konusundaki çekinceleri, ABD'nin çekileceği yerlerde boşluk doğmaması yönündeki endişeleri Putin tarafından bu öneriyle yanıtlanmış oldu. Putin, Esad'ın başta PKK/YPG olmak üzere terör örgütleriyle mücadele zemininin Adana Mutabakatı olduğunu söylüyor. Rusya'dan bugüne kadar verilen, "rejimle doğrudan görüşün" mesajlarına da bir ara formül bulunmuş oluyor. 20 Ekim 1998'de imzalanan Adana Mutabakatı, Suriye'ye PKK'nın ülkedeki faaliyetlerinin yasaklanması, terör örgütü üyelerinin çıkarılması ve faaliyetlerine izin verilmemesi konusunda birçok yükümlülük getiriyor. Putin, burada, "terörden arındırılmış güvenli bölge" planı ile sınır güvenliğini sağlamak isteyen Türkiye'ye yol göstermiş olurken, aynı zamanda, "ABD ile bu yolu yürürsen ileride önün tıkanır" mesajı vermiş oluyor.
"ESAD'LA ÜST DÜZEY TEMASIMIZ OLMAZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin'in Adana Mutabakatı önerisiyle ilgili Moskova dönüşünde şunları söyledi:
"PKK terör örgütünün mensuplarının bize teslim edilişini, terörle mücadeleyi ele alan bir mutabakat. Önemli bir adımdı. Şu anda belki bunun tekrar gündeme getirilmesi söz konusu olabilir. Nitekim Sayın Putin de bunu özellikle gündeme getirdi; “Adana Mutabakatı önemli bir konu. Türkiye bunu işlemeli” dedi. Bunun Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını hissettirebileceği önemli bir anlaşma olduğu kanaatindeyim. “Türkiye’yi buraya kim davet etti” diyenlere karşı, o mutabakatı masaya getirmemiz lazım. O mutabakatın iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Biz Suriye’nin terör unsurlarından arındırılması için tüm aktörlerle temas halindeyiz. PYD-YPG’nin Münbiç’i boşaltmasını Rusya ile de konuşuyoruz. Münbiç’i temizledikten sonra hedefimiz Münbiç’in yerli halkının oraya yerleşmesini sağlamak.
O mutabakatın geçersiz olduğunu söyleyebilen kimse yok. Tam aksine Sayın Putin, o mutabakatın orada bizim terörle mücadelemiz açısından önemli olabileceğine işaret ediyor. O mutabakat 2011’e kadar işledi. Bizim, 1 milyona yakın insanın ölümüne sebep olmuş, milyonlarca insanın göçe zorlamış biriyle üst düzey temasımız olmaz. Suriye meselesine çözüm bulma süreci çerçevesinde, Rusya ve İran ile yoğun temas halindeyiz. Bu sayede Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmasını engellemeyi başardık."