Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Tenis Rafael Nadal’ın son yılları geri dönüş savaşıydı - Tenis Haberleri

        Daha kariyeri bitmeden efsane seviyesine ulaşan ender isimlerden biri Rafael Nadal. Düşe kalka ilerlediği son bir iki yılın ardından belki de daha fazla acı çekmek istemeyip 12 farklı dilde teşekkür ederek kortlara veda etti.

        Teşekkür ettiği dillerin sayısı fazla gelebilir ancak kazandığı toplam ‘grand slam’ bu sayıdan 10 adet daha fazla. Üstelik bu 22 ‘grand slam’in 14’ünü önünde heykeli olan Roland Garros’da (Fransa Açık) elde etti. Toplam grand slam şampiyonluğunda Sırp rakibi Novak Djokovic’e geçilse de ‘toprak ağa’lığını elinden alabilecek bir ismin çıkıp çıkmayacağı konusu tenis dünyasında “Tüm zamanların en iyisi kim” sorusu kadar tartışmalı değil.

        “Savaşçı” Rafael Nadal’a kariyeri boyunca en çok yakıştırılan sıfatlardan biri. Tenis dünyasının centilmen atmosferinde savaşçı tanımı onu izlemeyenlere yadırgatıcı gelebilir. Ancak onun savaşı rakipleriyle mücadelesi kadar kortta kalabilme çabasıydı aynı zamanda.

        2022 Avustralya Açık finalinde 2-0 geriye düştüğü Rus rakibi Daniil Medvedev’i 5 saat 24 dakika sonunda mağlup etmeyi başarıp kupaya uzandığında o kadar yorulmuştu ki, ödül törenini rakibiyle birlikte kendisine getirilen sandalyede bekledi. Bu, onun oyun içindeki savaşçılığına en dikkat çekici örneklerden biriydi.

         Nadal'dan kortlara veda!
        Nadal'dan kortlara veda! Haberi Görüntüle

        Aynı yılın ikinci ve kendisinin yukarıda da bahsettiğimiz gibi ağası olduğu Roland Garros finalini bu kez daha kolay kazanmıştı ‘Rafa’. Rakibi genç Norveçli Casper Ruud’u 3 sette mağlup ettiğinde kariyerinin son grand slam zaferini elde ettiğini aklına getirmiş miydi bilemeyiz ama sezonun üçüncü grand slam’i Wimbledon’a da kazanmak için hazırlandığını varsayabiliriz.

        Bu turnuvada da Nadal, kendisiyle savaşının unutulmaz örneklerinden birini vermişti. ABD’li rakibi Taylor Fritz ile oynadığı çeyrek final maçını yarıda bıraksaydı hiçbir tenis izleyicisi yadırgamayacaktı belki. Oyununu karnındaki sakatlığına uyarlayarak kısa toplarla daha az acı çekerek puan toplamayı sabırla denedi ve yine 5 setlik bir mücadelenin sonunda korttan galip ayrıldı. Ancak yarı final maçına çıkacak gücü kalmadığından turnuvadan çekilmişti.

        REKLAM

        Bu saatten sonraki savaşı da hep geri dönüş için olmuştu Nadal’ın. Öyle ki bu yıl Fransa Açık’ta korta çıkacağı kesinleştiğinde “last dance” beklentisi de oluşmuştu. Ancak ilk turda Alman rakibi Alexander Zverev’e elendi. Maç içinde “Nadallık” puanlar izletse de sevenleri için hüzünlü bir mücadeleydi. Kaderin cilvesi Fransa Açık kortlarında ona bir şans daha sunmuştu. Bu yenilgiden iki ay sonra bu kez Paris’teki olimpiyat oyunları için Fransa Açık kortlarına döndü. Olimpiyat meşalesi taşıma onurunu da yaşayan Nadal, ikinci turda karşısında bulduğu güçlü rakibi Djokovic’e elendi.

        Yıllar içinde tarzını yenileyen Nadal. İlk yıllardındaki uzun kaprileri ve kolsuz tişörtleri ile kortlarda boy gösteriyordu…
        Yıllar içinde tarzını yenileyen Nadal. İlk yıllardındaki uzun kaprileri ve kolsuz tişörtleri ile kortlarda boy gösteriyordu…

        Tenis dünyası da o görkemli geri dönüşün gerçekleşmeyeceğine belki de çoktan ikna olmuştu. Djokovic ile birlikte parçası olduğu büyük üçlünün yaşça en büyüğü ve yakın dostu Roger Federer’den daha kısa sürdü onun vedası.

        Profesyonelliğe adım attığı ilk yıllardaki kısa kollu tişörtleri ve uzun kaprileriyle kortlarda farklı bir hava estiren Nadal, yıllar içinde tarzını değiştirdi. Ancak her tarzda ter seven vücudu savaşçılığına eşlik etti. 20’ye yakın ritüeli de kortlara bıraktığı anılar oldu.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ