Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ramazan Bu kitap cinciliğin ve büyücülüğün en ‘baba’ eseridir ve kasalarda saklanır

        Murat BARDAKÇI / HT GAZETE

        Elyazması bir kitap düşünün; mevcudiyeti, adı, sanı, vesâiresi herşeyi bilinsin ama içerisinde yazılı olanlar asırlardan buyana ortaya çıkmasın ve kitap yine asırlardan buyana hiçbir okuyucuya gösterilmesin ve ismi açıklanmayan bir kütüphanenin kasasında muhafaza edilsin...

        “Bûnî Risâlesi”nden, yani cincilik ve büyücülük bahislerinin en geniş şekilde ele alındığı ve bu konuların en “baba” kaynağı olan elyazmasından bahsediyorum...

        Bu kitapların başında, Cezayir’de doğan ve 1225’te Kahire’de vefat eden Ebu’l-Abbas Ahmed bin Ali bin Yusuf el-Kureşî el Bûnî’nin kendi adı ile tanınan, yani “Bûnî Risâlesi” denen eseri gelir.

        HARF-SAYI BİRLİĞİ

        Hayatı hakkında pek birşey bilinmeyen ama eseri üzerinde asırlarca çalışılmış olan Bûnî’nin sisteminin temelinde sayılarla harfler arasındaki anlam ve fizik birliği vardır. Bûnî belli kurallara uyularak çizilen geometrik şekillerin harf-sayı birliğinin gücünü arttırdığını, bu gücün başta Allah’ın isimleri olan Esmâü’l-hüsnâ, Fâtiha ve Âyetü’lkürsî olmak üzere diğer dualarla daha da arttırılabileceğini söyler.

        HİZMETKÂR CİN

        Bu sayfada günlerden buyana hayâlî çizimlerini yayınladığım cin ve benzeri bedensiz varlıklar, Bûnî’ye göre işte burada devreye girerler. Kazanılmış olan güç sayesinde varlıklara hükmetmek ve istenen vazifeyi yaptırmak mümkündür. Cinleri kullanarak yapılan işe “hüddam”, işin erbâbına da “hüddamcı” yani “cinci” denir!

        HER İŞ TAMAM

        Bûnî, hemen her işin bu yolla yani cinler vasıtası ile halledilebileceğini söyler. Yüzlerce sayfalık kitabında akla zor gelebilen ve hattâ gelmesi bile ihtimal dışında olan bütün sıkıntıların nasıl halledileceğini ve bunun için hangi cinin hizmetkâr olarak ne şekilde kullanılacağını uzun uzun anlatır.

        Bugün bu sayfada Bûnî Risâlesi’nin ilk sayfası ile rastgele bazı bölümlerinin fotoğraflarını yayınlıyorum. Eser, gördüğünüz gibi gayet şık bir şekilde tezhip edilmiş ve sayfalarda bol bol altın varak kullanılmış...

        Bu elyazması, Bûnî Risâlesi’nin bilinen en eksiksiz, en mükemmel ve en iyi şekilde korunmuş olan nüshası... Eser hâlen İstanbul’da resmî bir kütüphanede muhafaza ediliyor, adı ve numarası kataloglarda görünmüyor ve okuyucuya çıkartılmıyor.

        HEPSİ FOLKLORİK HATIRA

        CİNLER NE İŞE YARARDI?

        15. yüzyılda, İkinci Bayezid devrinde yaşayan ve cinler konusunda çok önemli bir eser yazmış olan Uzun Firdevsî’ye sorarsanız, cinlere hükmetmeyi becerenler bedensiz varlıkları birbirinden farklı on bir farklı işte kullanabilirler...

        İşte, cinlerin yaradığı işler:

        1. Hastalıktan korunmak, özellikle sara hastalığını tedavi etmek. 2. Çocukların devlerden ve perilerden korkmamasını sağlamak, cin çarpmasına engel olmak, her hizmeti cinlere gördürmek. 3. Hayvanları cin saldırısından yahut afetlerden uzak tutmak; muzır hayvanları uzaklaştırmak. 4. Yağmur yağdırmak, suya hükmetmek. 5. Aşkta başarılı olmak, kadınları âşık etmek, çiftleri ayırmak yahut birleştirmek, nefret edilen âşığın ağzını, dilini ve erkekliğini bağlamak, gerekirse öldürmek. 6. Herhangi bir şehri veya kaleyi fethetmek, savaşta zarar görmemek. 7. Hamile kalamayan kadınları çocuk sahibi yapmak, doğumu kolaylaştırmak. 8. Büyücülükte ünlü ve başarılı olmak. 9. Toplum içinde saygın tanınmak, insanlar tarafından övülmek. 10. Bütün işlerin rast gitmesini sağlamak. 11. Yola çıkan yolcuyu geri döndürmek.

        HATTIN ÜSTADLARI: HULÛSİ EFENDİ

        Fatih Medresesi hocalarından Hafız Mustafa Efendi’nin oğlu olan Hulûsi Efendi, 1869’da İstanbul’da doğdu. Talik yazıya Hasan Hüsnü ve Çarşambalı Arif Beyler ile başladı ve Sami Efendi’den icazet aldı. Mesnevihan olan yani Mevlânâ’nın Mesnevi’sini okutma yetkisi de bulunan Hulûsi Efendi, Darüşşafaka’da ve hattatlar okulu olan Medresetü’l-Hattatîn’de hocalık yaptı. Bir ara Mısır’a gitti ve Kahire’deki bazı camilere kitabeler yazdı. İstanbul’da da bazı kitabeleri bulunan ve çok sayıda eser veren talik yazının üstadı Hulûsi Efendi, 1940’ta İstanbul’da vefat etti.

        SARAYLIK İFTARİYELER: ETLİ ENGİNAR FİDANI

        MALZEME

        Kuzu eti

        Soğan

        Enginar fidanı

        Un

        Kuzu etinin sinirleri çıkartılır, kuşbaşı halinde kesilip yıkanır, süzülür ve tuzlanıp biberlenir. İnce kesilmiş soğan tereyağında kavrulur, et ilâvesinden sonra beraberce biraz daha kavrulur. Sonra bir kaşık un ve su ilâve edilip 15 dakika kadar kaynatılıp etler çıkartılır. Ayıklanmış enginar fidanları tuzlu, limonlu ve unlu bu suya atılarak 25 dakika haşlanır ve haşlandıktan sonra her fidan ikiye bölünür. Yarısı tencerenin altına yerleştirilir, üzerlerine etler konur ve etlerin üzerine de fidanların geri kalan kısmı üst tarafa ilâve edilir. Az sıcak su konduktan sonra biraz daha tuz serpilerek yarım saat yeniden pişirilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ