S-400 mü Patriot mu?
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemleri satın almak konusunda Kremlin'le anlaşması Washington'da rahatsızlık yaratmıştı. Geçtiğimiz günlerde ise ABD yönetimi, Türkiye'ye S-400 muadili Patriot füzelerinin satışını onayladı. Peki iki sistemin birbirlerine göre avantaj ve dezavantajları ne? Murat Gürgen'in haberi...
ABD Dışişleri Bakanlığı, yaklaşık 3.5 milyar dolar değerindeki Patriot hava ve füze savunma sistemlerinin Türkiye'ye satışına onay verince dikkatler bir kez daha Washington ile Moskova arasındaki rekabete çevrildi.
BU NOKTAYA NASIL GELİNDİ?
Türkiye kısaca "T-LORAMIDS" ( Türk Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi) adı verilen projeyi 2006 yılında başlatırken, esas niyet ABD üretimi Patriot sistemlerine sahip olmaktı. Ancak ABD, Ankara'nın beklentisi olan ortak üretim ve teknoloji transferine sıcak bakmayınca, Çin ile sözleşme görüşmelerine başlanmıştı. Bu görüşmeler ise Çinli üretici CPMIEC'nin ABD'de kara listede bulunmasının içerdiği riskler nedeniyle sonuçsuz kalmıştı.
Neticede Ankara bir taraftan milli füze savunma sistemlerini geliştirmeye, bir taraftan da Rusya'dan S-400 sistemlerini satın alarak acil ihtiyaçlarını karşılamaya karar verdi. Rus sistemlerinin tercih edilmesinde, bölgesel diplomatik gelişmeler de kuşkusuz ki etkili oldu. Bu gelişme üzerine yeniden devreye giren Washington'un şimdiki niyeti ise Patriot vaadiyle Ankara'yı S-400 alımından vazgeçirmek. Zira ABD, Türkiye'nin S-400 sahibi olması halinde, başta F-35 savaş uçakları olmak üzere NATO'nun tüm hava unsurlarına ait bilgilerin Rusya'nın eline geçmesinden endişe duyuyor.
İKİLİ STRATEJİ
Ankara ise acil ihtiyaçlarını 2020'nin ilk çeyreğinde teslimatı başlayacak S-400'lerle karşılamayı, orta ve uzun vadede Patriot sistemlerini de envantere katarak NATO hava savunma sistemine de entegre olmayı planlıyor.
ABD NE ÖNERİYOR?
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın onayladığı teklif, Türkiye'ye 80 adet MIM-104E Güdümü Yükseltilmiş Patriot füzesi ile 60 adet İleri Kabiliyet Patriot-3 (PAC-3) füzesi ve ilgili ekipman (4 adet AN/MQP-65 radar seti, 4 adet kilitlenme kontrol sistemi, 10 adet anten direk grupları, 20 adet M903 lançer istasyonu, 5 adet elektrik jeneratörü, çeşitli test ve destek ekipmanı) satışını kapsıyor.
RUSYA'DAN NE ALINIYOR?
Türkiye Rusya'dan 2 adet S-400 sistemi satın alacak. İki sistemde her an ateşlenmeye hazır 144 füze yer alacak. Bir S-400 sisteminde, "lançer" adı verilen füze rampalarının yanı sıra "Big Bird" adı verilen uzun menzilli radar, "Grave Stone" adı verilen ve füzeleri güdümleyen angajman radarı ile "55K6E" adıyla kodlanan komuta kontrol aracı yer alıyor. Sistemi oluşturan tüm elemanlar tekerlekli araç üzerine konuşlandırılıyor. Böylece kriz dönemlerinde ihtiyaç duyulan bölgeye sevk edilebiliyor.
HANGİSİ DAHA ÜSTÜN?
Bu soru sık sık akıllara gelse de aslında yanlış bir soru. Zira S-400, Patriot sistemine kayısla, daha üst katmanı ve daha geniş bir alanı korumak üzere geliştirilmiş bir sistem. Yani iki sistemi karşılaştırmanın, elmayla armutu kıyaslamaktan pek farkı yok.
Dolayısıyla Türkiye her iki sisteme de sahip olursa, hem farklı irtifalarda hem de farklı menzillerdeki hava tehditlerine karşı koruma sağlamış olacak.
Tıpkı ABD Dışişleri Bakanlığı'nın onayladığı teklif gibi, Rusya'dan alınacak füze savunma sistemi paketi de aynı anda 4 ayrı noktada konuşlandırılabilecek. S-400 bataryaları "bölgesel savunma", Patriot bataryaları ise "nokta alan savunması" sağlayacak.
TÜRKİYE NASIL BİR SİSTEM GELİŞTİRİYOR?
Patriot ve S-400 sistemlerini değerlendirirken, Türkiye'nin geliştirmeyi hedeflediği milli hava savunma sistemini de gözardı etmemek gerekir. Milli sistemlerin Fransa ve İtalya ile işbirliği yapılarak geliştirilmesi, Rusya ve ABD'nin yanı sıra üçüncü bir ekole ait teknolojinin de Türkiye'ye getirilmesini sağlayacak.
Milli füzeyi geliştirip üretme görevi verilen ASELSAN ile ROKETSAN, projenin "geliştirme" aşamasını dünyanın en gelişmiş füze savunma sistemlerinden biri olan SAMP-T sistemini üreten Avrupa ortaklığı EUROSAM ile işbirliği yaparak sürdürüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri için SAMP-T'den daha üstün özelliklere sahip füze savunma sistemleri geliştirip üretilecek. Böylece 2030'lu yılların olası güvenlik risklerini karşılayacak nitelikte sistemler üretilmesi hedefleniyor.
"Milli geliştirme" modelini destekleyen projeye "Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi" (UMBHFSS) adı verildi. Projenin "kavram tanımlama" aşaması devam ediyor.