Kocası Ömer'le mutlu bir hayat sürmekte olan Dilek için sakin ve sıradan geçen aydınlık günler, cehennem fırtınalarının gölgelerine gizlenmiş adı anılmaz cinnilerin ani bir saldırısıyla kararır. Her şey Dilek'in bir rüyasıyla başlar. Bu rüyada Belirsiz suretler; şeytana dair bir takım sırları Dilek'in kulağına fısıldadıktan sonra ona musallat olmuşlardır. Kocası Ömer, rüyayı Dilek'in birkaç gün önce yaşadığı bir hırsızlık olayının psikolojik yansıması olarak görse de, Dilek kendisine git gide yaklaşan ve habis fısıltılarla onu bilinmez bir aleme doğru sürükleyerek sır fısıldayan bu cinnileri artık hissetmeye başlamıştır.