İstanbul'un en görkemli mevkilerinden biridir Beyoğlu, İstiklal Caddesi... Ancak gece olup ışıklar sönmeye başladığında bin türlü pislik belirir bu karanlık sokaklarda... Toplumdan dışlanmış, ötekileştirilmiş insanların dramı işte böyle anlarda yoğunlaşır. İşte doğuştan kaybedenlerden biri de kirli bir barda barmenlik yapan bir 'cüce'dir. Cücenin yolu bir gün bir fahişelik yaparak geçinen bir travestiyle kesiştiğinde bu iki dışlanmış, iki istenmeyen insan arasında kadere ve hayata meydan okuyan bir dostluk başlar. Bu dostluk kendilerini öteleyen topluma karşı yapılmış bir başkaldırı niteliğindedir. 90'lı yıllarda sıkça karşılaştığımız karanlık atmosferli ve melankolik filmlerden biri olan yapıt özellikle başrollerindeki Fikret Kuşkan ve Mevlüt Demiryay'ın performanslarıyla ilgiyi hak ediyor.