Zeliş, o sene otuz yaşına basmıştır. Bir “Evlilik Terapisti” olan Serdar’la son üç senedir devam eden mutlu bir birlikteliği vardır. Serdar evlenmekten ve evliliğin getireceği sorumluluklardan deli gibi korkar.. İlişkilerinin en başında Zeliş’e evliliğe sıcak bakmayan bir insan olduğunu açıkça söylemiştir. Daha öncesinde “ne zaman çok para kazanacaksın?” ya da “ne zaman evleneceksin?” “ne zaman anne olacaksın?” gibi sorulara verebileceği “ Büyüyünce!” gibi çok iyi bir cevap varken, 30 yaşına basmasıyla birlikte bu cevabı kaybettiğini anlar Zeliş. Artık büyüyünce diyebilmek gibi bir lüksü kalmamıştır, çünkü büyümüştür. İçini müthiş bir geç kalmışlık duygusu kaplar. Buna ister 30 yaş sendromu, ister Satürn geçişi, istersek de mahalle baskısı diyelim, Zeliş evliliğin geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecek olduğunun farkına varır. Çünkü birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir, ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.