Ekrem İmamoğlu'nun terörden ifadesi alındı
Habertürk'ten Ceylan Sever'in haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İBB'ye yönelik başlatılan "yolsuzluk" ve "terör" soruşturması kapsamında 105 kişiyle birlikte gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu'nun, yolsuzluk soruşturmasının ardından, terör soruşturması kapsamında ifadesi alındı. Saat: 15.00'te, terör soruşturmasında gözaltında olan İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın emniyetteki ifade işlemleri tamamlandı. İmamoğlu'nun ifadesinin 5 saat sürdüğü ve 18 sayfa ifade verdiği öğrenildi. İki soruşturmadan ifade işlemleri tamamlanan İmamoğlu, Adliye'ye sevk edildi. İmamoğlu ve 90 şüphelinin ifadesinin alınma işlemi başladı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçları ile yine İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçundan başlatılan soruşturmalar sürüyor.
'TERÖR SORUŞTURMASI'NDAN İFADE VERDİ
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, terör soruşturması kapsamında emniyette ifade verdi. İmamoğlu İfadesinde, “Bu süreç Türkiye’nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve Adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir.” Dedi.
“BU SORU EN ÜST SEVİYE AHLAKSIZLIK”
18 sayfa ifade veren İmamoğlu’na, “Ehliyetiniz var mı? Bugüne kadar hiç pasaport aldınız mı? Yurtdışına legal veya illegal yollardan çıktınız mı?” diye soruldu. Bu soru İmamoğlu’nu kızdırdı. Yurt dışına defalarca çıktığını söyleyen İmamoğlu, “İllegal yollardan çıktınız mı sorusunu” 16 milyon İstanbullunun belediye başkanına sorulmasını en üst seviyede ahlaksızlık ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum. İmamoğlu’na Azad Barış’ı tanıyıp tanımadığı soruldu. İmamoğlu ise, “Bu soruya diğer soruları gördükten sonra cevap vermek istiyorum” dedi.
“NE İSİMLERİNİ BİLİRİM NE DE TAKİP ETTİM”
İmamoğlu’na, “Kent uzlaşısı ne anlama gelmektedir? Ne zaman ne amaçla kuruldu? Detaylı bilgi veriniz” sorusu da yöneltildi. Bu soruya ise İmamoğlu, “Kent Uzlaşısı” ifadesi DEM parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen Terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum ne de takip ettim öyle bir merakım da yoktur. 2024 yerel seçimleri öncesi bilindiği üzere İstanbul’da DEM parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkarmıştır. Buna rağmen CHP İstanbul ve birçok ilimizde Türkiye ittifakı söylemi ile ve sloganlaştırırsak kapsayıcı bir yerel seçim politikası gütmüştür. Bu çerçevede İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif illerinde İlçelerde oluşan Meclis üyesi listelerinde her parti ve görüşten isimler dahil edilmiştir” dedi.
“YA YSK GÖREVİNİ YAPMADI YA DA SORUŞTURMALAR HAKKANİYETLİ DEĞİL”
İlçe Seçim Kurulu tarafından seçilme hakkına sahip olmayan kişilerin listelerden çıkarıldığını anlatan İmamoğlu, “Yukarıda soruda gördüğüm kadarı ile 2022 yılında tespit edildiği söylenen insanların 2024 yılındaki bu listelerde görülmesi halinde müdahale edilmesi ve çıkartılması gerekirken AK Parti’nin İstanbul’da ve 26 ilçede kaybettiği seçimden yaklaşık 7 ay sonra başlatılan soruşturma süreci ile meclis üyelerinin bahsi geçen ve terör örgütü olduğu ifade edilerek örgüte üyelik suçlarından yasal işlem başlatıldı. Bu işlemi bir kasıtlı itibarsızlaştırma süreci olarak görüyorum. Ya YSK görevini yapmamıştır. Ya da yürütülen soruşturmalar hakkaniyetli değildir. Sonuçta işlem yapılan insanların içinde Devlet memuru dahi vardır. Konu ile ilgili bilgim bu kadardır. “Kent Uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetli yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM parti yöneticilerine sorulmalıdır” dedi.
“YARGI ÜZERİNDEN KASITLI MÜDAHALE”
Kent Uzlaşısı kapsamında işe alınan 18 kişinin terör kayıtları olduğu hatırlatılan İmamoğlu’na, “Bu şahısların meclis üyesi olarak gösterilmesi kim veya kimler tarafından sağlandı? Siz bu şahısların terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde herhangi bir bilgiye sahip miydiniz?” diye soruldu. İmamoğlu ise, “Önceki soruda cevapladığım gibi” diyerek, “YSK’ya bildirilen listelerde bu isimler bulunmasına rağmen YSK’nın bu tespiti yapmayıp daha sonra bu soruşturma süreçlerinin başlatılmasını kasıtlı bir yargı üzerinden siyasi müdahale olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Beni ilgilendiren kısmı ile CHP İstanbul ve Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde Türkiye’nin hukuken yasal olan siyasi partilerinde geçmişte üye olmuş birçok ismi Türkiye ittifakı kavramı ile listelerinde göstermiş olduğu gerçeğidir. 39 ilçede yaklaşık 1500’e yakın meclis üyesinin kim olduğu ya da kimlerle iltisaklı olduğu meselelerini bilemem” dedi.
“GÜNDE YÜZLERCE TELEFON GELİYOR”
İncelenen HTS kayıtlarına göre terör örgütü kaydı bulunan 390 kişi ile görüşme kaydı olduğu belirlenen İmamoğlu’na, “Bu şahıslarla irtibatınızın bulunma sebebini açıklayınız” dendi. Bahsi geçen iki telefon numarasının yakın çalışma arkadaşları tarafından kullanıldığını söyleyen İmamoğlu, “Günlük telefon akışlarımın çok yoğun olduğu bir gerçektir. Bahsi geçen yaklaşık 2500 gün içerisinde görüşüldüğü ya da irtibat kurulduğu iddia edilen 252+138 şahıs kavramının anlamsız, geçersiz ve sorulmasının dahi kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir boyuttadır. Bahsi geçen zaman dilimi içerisinde 3 yerel seçim ve bir de genel seçim yaşanmış, Türkiye’nin gündemde bir siyasi kişiliği olarak bazen sadece 1 günde gelen yüzlerce aramanın içerisinde kum tanesi gibi kalır” dedi.
“BU BİR PUSU STRATEJİSİ”
İfadesine ilave yapmak istediğini söyleyen İmamoğlu, “Bu soruyu soran savcılara tavsiyem odur ki, bu kadar terörle iltisaklı olan kimselerin belli olduğu bir dataya sahipseler Türkiye’deki GSM operatör firmalara bir uyarıda bulunarak bu kişiler birini aradığında terör örgütü üyesi sizi arıyor şeklinde bir sinyalin verilmesi isabetli olacaktır. Yine ifade edeyim ki bu kadar önemli siyasi bir kişiliği bu kadar sayıda terör örgütü üyesi aradıysa çok kereler bir kısım terör örgütü tarafından ölüm tehdidi dahi almış bir kişi olarak beni uyarmamaları ve beklemeleri bu soruşturma kapsamında dile getirmelerini kasıtlı hatta bir pusu stratejisi olarak görmekte ve bu beyan üzerinden ilgili kurum ve kuruluşlar kimler ise haklarında suç duyurusunda bulunacağımı da beyan etmek isterim” dedi.
"AZAD BARIŞ İLE DEM PARTİLİLER VARKEN GÖRÜŞTÜM”
Azad Barış ile görüşmeleri sorulan Ekrem İmamoğlu Azad Barış’ı tanıdığını söyleyerek, “Azad Barış’la irtibat kurduğum yaklaşık 7 yıl içerisinde sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM Partili bir kısım Milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad Bey bu toplantıların tümünde tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimce ve toplumsal, siyasi araştırmalar yapan bir kurumu üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM partili Milletvekilleri ile gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerlendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptık” dedi. Bu toplantılarda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk.
“YARGININ GİZLİ TANIK YÖNTEMİNİ TERCİH ETMESİNİ KINIYORUM”
Gizli tanıkların verdiği ifadeler sorulan İmamoğlu, “Gizli tanık uygulamasını da beyanlarını da kabul etmiyorum. Uydurma kumpas içerikli ve yalan ifadelerdir. Tanık ifadeleri şiddetle reddediyorum. Tümü ile yalan iftira, uydurma, bahsi geçen insanların namusuna şerefine haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur. Yüce Türk yargısının böyle bir gizli tanık yöntemini tercih ederek 3 kez tarihi oy rekorlarıyla İstanbul’da seçim kazanmış, 16 milyon İstanbullunun belediye başkanını bunlarla muhatap etmesini derin üzüntü ile karşılıyor ve kınıyorum.” Diye cevap verdi.
“BU SÜREÇ TÜRKİYE’NİN İTİBARINI ZEDELEDİ”
İmamoğlu ifadesinde “4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanıkları bağlamış göz altına 3-5 gün kala MASAK raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Bu süreç Türkiye’nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve Adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır.”
“BU SÜREÇ ÜLKEMİZ İÇİN BÜYÜK BİR TEHDİT”
“Göz altına alınmadan oluşturulan uydurma altı soruşturma 30 yıla yakın hapis cezası istemi iptal edilen 31 yıllık diploma sadece göz altından bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsıma tebliğ edilen soruşturma. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Dünden bu güne milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Bugün vermiş olduğum ifade de görüyorum ki beni ve arkadaşlarımı akla hayale gelmeyecek suçlama ve iftiralarla bir yol tercihi yapılmaktadır. Hak yemem, Hakkımı da yedirmeme prensibimi milletimiz çok iyi bilir.”
ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
İmamoğlu ve diğer şüpheliler ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye getirildiler.
İFADE ALMA İŞLEMİ BAŞLADI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ve 90 şüphelinin ifadelerinin alınması işlemi başladı.