Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel Son dakika: Sinan Ateş cinayeti davasında dördüncü gün | Son dakika haberleri

        Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın dördüncü celsesi başladı.

        AA'da yer alan habere göre Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş, Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş, kardeşleri ve yakınları katıldı.

        Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ve Meryem Gül Çiftci Binici de duruşmayı takip ediyor.

        REKLAM

        Pazartesi günü başlayan duruşmada dün itibarıyla sanık savunmaları tamamlandı, ardından avukatların beyanlarına geçildi. Dünkü celsede 19 sanık avukatının beyanı dinlenirken, bugünkü duruşmada avukat beyanlarının alınmasına devam edildi. Sonrasında ise Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş ve eşi Ayşe Ateş dinlenmeye başlandı.

        SANIK ÇEP'E UYARI

        Mahkeme başkanı, dünkü duruşmada sanıklardan Doğukan Çep'in tuvalet ihtiyacı için salondan çıkarıldığı sırada müştekilerin bulunduğu tarafta oturan izleyicilere dönerek tehdit anlamına gelecek şekilde başını salladığının üye hakim tarafından görüldüğünü ve kendisine durumun aktarıldığını bildirerek, Çep'i uyardı.

        Mahkeme başkanının, "Doğukan anladın mı?" diye sorduğu Çep, konuşmak için söz istedi ancak buna izin verilmedi. Duruşma, avukat beyanıyla devam ediyor.

        SİNAN ATEŞ'İN ANNESİ SÖZ ALDIKTAN SONRA FENALAŞTI

        Bugünkü celsede ise Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş söz aldıktan bir süre sonra fenalaştı. O sırada Ayşe Ateş sanıklara doğru "Bu kadın burada ölürse hesabını sizden sorarım" dedi. Saniye Ateş'e sağlık müdahalesi yapıldı ve duruşma salonundan çıkarıldı. Duruşmaya 20 dakika ara verildi.

        Duruşma yeniden başladıktan sonra Ayşe Ateş, "Selman Sinan'ın yol arkadaşıdır, Selman katil değildir. Sinan'ın katili bellidir, ortadadır Eray Özyağci ve Doğukan Çep'tir" ifadelerini kullandı.

        CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ve Meryem Gül Çiftci Binici de duruşmayı takip etti. Duruşmada sanıklar Alper Atay, Erdem Karadeniz ve Mustafa Ensar Aykal'ın beyanları dinlendi.

        Sonrasında ise müştekilere söz verildi. İlk olarak Ateş'in annesi Saniye Ateş dinlendi. 18 aydır "ölüp ölüp dirildiğini" söyleyen Ateş, "Ben, yaşayan bir ölüyüm ama şurada 4 gündür 22 kez daha öldüm. O kadar öldüm ki sanki herkes masum, benim oğlum kendini vurmuş." dedi.

        "BENİM İPİMİ ÇEKTİLER AMA BELKİ BUNA MÜSAADE ETMEZLER"

        Oğlunun yanına gelerek "Anne, benim kalemimi kırdılar, bana suikast düzenleyecekler" dediğini belirten Ateş, şöyle devam etti: "Bir gün, sırtında çelik yelekle bana ziyarete geldi. 'Oğlum neden çelik yeleği giydin' dediğimde, 'Ana benim ipimi çektiler ama belki buna müsaade etmezler.' dedi. Çağrı Ünel olayından sonra bir telefon geldi. Ölen çocuğun abisi arayıp benim oğlumu tehdit etti. O da 'senin kanın benim elimde değil. Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter'e soracaksın' dedi. Sonra döndü, 'ana ben napayım şimdi, bunlara ne diyeyim' dedi. 'Oğlum git Devlet Bahçeli'ye söyle bunu' dedim. Defalarca ona ulaşmaya çalıştı, aracı koydu ama oğlumu oraya ulaştırmadılar. Benim oğlumu öldürmek için mi Ülkü Ocakları Başkanı yaptılar?"

        Saniye Ateş, oğlunun, cinayet öncesinde de tehdit edildiğini ve defalarca öldürülmeye kalkışıldığını ifade etti. Oğlunun katillerinin mahkemeye çıkması için 18 ay beklediğini anlatan Ateş, "Daha kaç Sinan ölecek? Benim Sinan'ımı neden öldürdüler biliyorlar mı? Birisi diyor ki 'para'. Oğlum, kendine gelen lokumu bile dağıtıp öyle gelirdi eve. Ben Türk'üm, ülkücüyüm ama bunların inandığı ülkücü değilim ben. Neydi benim oğlumu öldürme sebepleri? Makam sevdası mıydı? Ben, oğlumu öldürenlerden hesap istiyorum. Oğlumu öldürmeye sevk edenler ortaya çıkacak. Bunlar maşa." dedi.

        Beyanı sırasında fenalaşan Saniye Ateş, kalbini tutmaya başladı. Duruşmaya ara veren mahkeme başkanı, sağlık görevlilerini çağırdı. Sağlık görevlileri, duruşma salonu dışındaki bir odada Ateş'e müdahale etti. Bu sırada Ayşe Ateş, "Bu kadın burada ölürse bunun hesabını hepinizden sorarım" diye bağırdı. Duruşmaya, verilen ara sonrası devam edilecek.

        AYŞE ATEŞ DİNLENDİ

        Duruşmada dinlenen Ayşe Ateş de şunları söyledi: "Birazdan söyleyeceklerimi Bugüne kadar söylemedim çünkü beni de öldürürler diye korktum. Sinan bu tehditler başladığında bana aslında şu şekilde söylemişti; Ayşe, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın benim öldürülmem için Ahmet Yiğit Yıldırım'a ve Olcay Kılavuz'a talimat vermişler. Onlar da kapı kapı gezip bana katil arıyorlarmış."

        Mahkemede dinlenen müşteki Ayşe Ateş, sözlerine "Sinan'ın katlinde dahli olan hiçbir suçlu ve yakınının başsağlığı dileğini kabul etmiyorum." diyerek başladı.

        Davanın başlangıcından bu yana, sanıkların yazdığı "senaryo ve yalanları" sabırla dinlediklerini belirten Ateş, "Şimdi biraz da mahkeme heyeti gerçekleri dinlesin. İki kız çocuğu babası tertemiz bir akademisyen, bir eş, bir baba nasıl katledildi, onu dinleyin sayın hakim. Üç gündür karşınızda türlü türlü yalanlarla savunmalar yaptılar." dedi.

        "BENİ ÖLDÜRMEK İÇİN KİRALIK KATİL ARIYORLARMIŞ"

        Ayşe Ateş, beyanında şunları söyledi: "Rahmetli eşim, 'Ayşe, Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım beni öldürmek için kiralık katil arıyormuş, kapı kapı geziyorlarmış' diye defalarca bana söyledi. Sinan, görevi bıraktıktan sonra önce bot hesaplardan tehditler ve hakaretlere başladılar. Orhun Haber denilen hesaptan, 'Bir ihanet ateşi' başlığıyla türlü türlü iftiralarda bulundular. Bu Orhun Haber sitesinin sahibi Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Mert Kerim Ejder. Ahmet Yiğit Yıldırım'ın talimatıyla eşim hakkında karalama kampanyası başlatıldı. Tamamı mesnetsiz ve yalan olan bu iftiralar, eşimin katliyle sonuçlandı."

        Bu süreçte eşinin yanında olan arkadaşlarının da tehditlere maruz kaldığını belirten Ateş, "Bu işi tetikleyen Mersin olayıdır. Çağrı Ünel, eşimin yakın arkadaşıdır. Akşam Çağrı'yla bir telefon görüşmesi oldu, 'Kardeşim bunlar iyice azıttı, kendine dikkat et' dedi. Çağrı da eşimin yanında olduğunu söyledi. Sonrasında Ahmet Yiğit Yıldırım'ın talimatıyla 11 kişi Çağrı Ünel'e sopalar ve bıçaklarla saldırdı. Çağrı da kendini korumak için ateş etti ve bir kişi vefat etti. O çocuğun katili de Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları Genel Merkezi yöneticileridir. Ben, MHP ve Ülkü Ocakları içine sızmış suç çetesini hedef alıyorum." ifadelerini kullandı.

        Ünel olayının ardından eşine, "Sinan, bunların gözü dönmüş, bu işleri bırak gidelim." dediğini anlatan Ayşe Ateş, eşinin bunu kabul etmeyerek, "Ben yanlış bir şey yapmıyorum. Devletim beni korur." yanıtını verdiğini söyledi.

        "CUMHURBAŞKANIMIZIN İRADESİNE MEYDAN OKUYAN KARANLIK BİR SUÇ ÖRGÜTÜ VAR"

        Ateş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesi sırasında da eşinin bu sözlerini ilettiğini kaydederek, "Bunlar, devlete kafa tutan bir suç çetesi. Cumhurbaşkanımız, 'Kızım sana söz veriyorum katilleri yakalanacak' dedi. Ancak bu duruşma salonunda üç gündür müşahede ettiğim tablo benim karşımda. Cumhurbaşkanımızın iradesine meydan okuyan karanlık bir suç örgütü var." dedi.

        Eşi ve kendisinin FETÖ mensubu olduğuna yönelik iddialarla ilgili konuşan Ateş, "Ben FETÖ'cüysem, Sinan FETÖ'cüyse gidip suç duyurusunda bulunun." dedi.

        Ayşe Ateş, eşinin görevi sırasında bazı kişilerin dövülmesi talimatını verdiği yönündeki beyanlarla ilgili de "Eşim birilerini dövdürdü. O zaman Sinan'ı karşıma alıp 'Sen bir akademisyensin. Bu işler sana yakışmıyor neden yapıyorsun?' dedim. Bana, 'Ayşe, MHP Genel Merkezinden gelen talimatları yapıyorum. Eğer yapmazsam bana da ceza keserler.' dedi. Nitekim bir süre sonra rahmetli eşim, Devlet Bahçeli tarafından hiçbir gerekçe sunmaksızın görevden alındı. Belki bir bildiği vardı, belki verdikleri bir talimatı yapmadı." ifadelerini kullandı.

        ATEŞ İLK KEZ BAZI SİYASETÇİLERİN İSMİNİ VERDİ

        Mahkemenin araştırması ve soruşturmanın derinleştirilmesi için beyanda bulunacağını aktaran Ateş, söyleyeceklerini, öldürüleceği korkusuyla bugüne kadar söyleyemediğini belirterek, şöyle devam etti:

        "Bugün burada bunları söyleyemezsem bir daha söyleyemem. Bunlar benimle beraber mezara gitmesin. Aslında Sinan, tehditler başladığında, 'Ayşe, İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın benim öldürülmem için Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz'a talimat vermiş, onlar da beni öldürmek için kapı kapı adam arıyorlarmış' dedi. Katline ferman veriyorlar ve en sonunda iki çocuk babası masum bir akademisyeni öldürtüyorlar. Ömrüm yettiğince bu dünyayı size dar edeceğim.

        Burada sadece kiralık katiller, torbacılar, gaspçılar, ayakçılar, çantacılar oturmuş, işin asıl failleri dışarıda. Devlet neden bana koruma verdi? Asıl failler dışarıdaki devlet bana koruma verdi. Kendiniz yazar, kendiniz oynarsınız ama bu devlet namusunu temizler. Bu mahkemeden ne sonuç çıkar bilmiyorum ama bunların hepsi kayda geçsin."

        Ayşe Ateş, mahkemedeki taleplerini, "İfademi aynen kabul ediyor ve bu ekstra bilgilerin eklenmesini, dosyanın ayrılan 17 şüphelisi ve ismini verdiğim kişilerin sorgulanmasını ve adaletle yargılanmasını, eksik ifadelerin hızlı bir şekilde alınmasını, bu iki dosyanın da birleştirilerek boşlukların doldurulmasını istiyorum. Adil bir yargılama talep ediyorum, bütün insanlar için adalet istiyorum." şeklinde sıraladı.

        ATEŞ'İN KARDEŞLERİ DİNLENDİ

        Sinan Ateş'in kardeşi Selma Kazanç ise dedesi, babası ve annesinin ülkücü olduğunu, bu camiaya lafının olmadığını belirtti. Kazanç, "Ülkü Ocaklarının birçok kurumunda görev aldık bundan da gurur duyuyorum ama içine sızmış insanların asla bizim olduğumuz dönemdekilerle ilgisi yok. Ben MHP'ye, Ülkü Ocaklarına iftira atmam. Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz'un bir karın ağrısı vardı. Kılavuz ve Yıldırım'ın sürekli tehditleri devam etti. Sonraki süreçte evde otururken Sinan, 'Benim kalemimi kırmışlar. Bunların derdi benim canımla' dedi. 'Kim?' diye sorduk. 'İzzet Ulvi Yönter, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım, Semih Yalçın' diye sıraladı." dedi.

        Sinan Ateş'in kardeşi Sevda Ateş Yörükoğlu da adalet istediklerini belirterek, Türk adaletine güvendiklerini söyledi. Kardeşinin tehditler nedeniyle çelik yelek giymeye başladığını anlatan Yörükoğlu, "Çelik yelek giydikten sonra bizim dikkat etmemizi söyledi. Sinan'a bir çok yerde suikast uygulanmaya çalışıldı. Eray Özyağci, Sinan'ı öldürdüğünü, Doğukan Çep azmettirdiğini söylüyor. Evet, Sinan'ı Eray öldürmüş olabilir ama Eray sadece tetiği çekti. Doğukan da sadece azmettirici olduğunu iddia ediyor. Sinan'ın katilleri ne Eray'dır ne de Doğukan'dır. MHP'nin içinde olan insanlardır." beyanlarında bulundu. Duruşmaya öğle arası sonrası devam edilecek.

        ANNE ATEŞ'İN DİNLENMESİNE DEVAM EDİLDİ

        Duruşmanın öğleden sonraki kısmında, sabah beyan verirken rahatsızlanan Sinan Ateş'in annesi Saniye Ateş'in dinlenmesine devam edildi.

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den oğlunun katilini bulmasını isteyen Ateş, "Oğlum kaç sefer çelik yelekle geldi bilemezsiniz. Benim 38 yaşındaki gelinim neden çelik yelekle geziyor? Ben bu mahkemenin sonucunu görür müyüm, görmez miyim bilmiyorum ama kimin zerre dahli varsa Allah bin beterini yaşatsın. Kısasa kısas istiyorum, kanıma kan istiyorum." ifadelerini kullandı.

        CİNAYET ANINI ANLATTI

        Daha sonra saldırı sırasında Ateş'in yanında olan ve olayda yaralanan müşteki Selman Bozkurt dinlendi. Ateş'in öğrencisi Ahmet Keçik'le birlikte camiye gitmek için Çukurambar'daki ofisten ayrıldıklarını anlatan Bozkurt, "Abim, 'Sosyal medyada yine başladılar. Bana saldırabilirler, sağa sola iyi bakın' diye telkinde bulundu. Camiye gittiğimizde başıyla işaret ederek yanına çağırdı ve 'Şu silahın birini al, namaz kılarken rahatsız edecek' dedi. Ben de aldım belime taktım." diye konuştu.

        Bozkurt, olay anını şu sözlerle anlattı: "Arabaların arasından şahıs çömelir vaziyette abimin karşısına çıktı ve art arda ateş etmeye başladı. Şahıs sürekli atış halindeydi. Silahı zar zor çıkardım ve arabanın diğer tarafından dolanıp havaya bir iki el ateş ettim. Abimi yerde o vaziyette görünce dizlerimin üzerine yığıldım. Olayın şokundaydık. Sonrasında Ahmet, 'Silah kurulu, yaralısın ver, bir şey olur' deyip silahı aldı. Sonra ayrı ambulanslarla hastaneye götürdüler. Bir haftaya yakın yoğun bakımda kaldım. Kendisi yoğun tehdit ve hakaretlere maruz kalıyordu. Kendisi bu durumdan çok mustaripti."

        AVUKATLARIN SORULARINI YANITLADI

        Daha sonra sanıklar ve avukatları, müşteki Bozkurt'a soru sorma talebinde bulundu. Bozkurt'un avukatı bu talebin reddine karar verilmesini istedi ancak mahkeme heyeti, Bozkurt'un aynı zamanda olayın görgü tanığı olması nedeniyle soru sorulmasına izin verdi.

        Doğukan Çep'in avukatı Emine Tosun'un, "Eray Özyağci bel altı mı, bel üstü mü ateş etti?" sorusuna Bozkurt, "Olay çok hızlı gerçekleşti. Şahsın hedef gözettiğini sanmıyorum. Peş peşe ateş açtı. Abimin neresinden vurulduğunu görmedim." cevabını verdi.

        Bozkurt, Ahmet Keçik'in silahları ofise götürmesi talimatını kendisinin verip vermediği yönündeki soruyu ise "Hayır, ben öyle bir talimat vermedim." diye yanıtladı.

        "Sinan Ateş'e isabet eden atış sizin tarafınızdan yapılmış olabilir mi?" sorusu üzerine Bozkurt, böyle bir şeyin mümkün olmadığını söyledi.

        Müşteki avukatları ise beyanlarında, sanıklar Serdar Öktem ve Mustafa Ensar Aykal'ın kilitli telefonlarının incelenebilmesi için Apple'a yazı yazılarak telefonlarının şifrelerinin istenmesini talep etti. Müşteki Ayşe Ateş'in avukatı Ali Yücel, dönemin Ankara Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Kerem Gökay Öner'in savcılığa suç duyurusu dilekçesi sunduğunun öğrenildiğini, bu dilekçede sanık Tolgahan Demirbaş sokakta değil, Olcay Kılavuz'un evinde gözaltına alındığının yer aldığını anlattı. Yücel, söz konusu suç duyurusu dilekçesinin istenmesini ve Öner'in tanık olarak dinlenmesini talep etti.

        CHP'Lİ MİLLETVEKİLİ TANAL SALONDAN ÇIKARILDI

        Mahkeme başkanı, davanın bugünkü celsesinin tamamlandığını ifade ettiği sırada, müşteki taraflarından kendisine yönelik "söylemde bulunulduğunu" bildirdi.

        CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bu kişinin kendisi olduğunu belirtmesi üzerine başkan, Tanal'ın salondan çıkartılmasını istedi.

        Görevlilerin salondan çıkartmaya çalıştığı Tanal, "Siz yargılamayı kapattıktan sonra tekrar açamazsınız. 'Çık dışarı' deme, efendi ol." karşılığını verdi.

        Mahkeme başkanı ise "Burada herkes kanun önünde eşit. Dışarıdaki sıfatlarını, dışarıda bırakacak." dedi. Mahkeme heyeti, duruşma salonunda ses ve görüntü kaydı yaptığı belirlenen kişiler ile müştekilere yönelik "kafa salladığı" tespit edilen sanık Doğukan Çep hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşmaya, yarın devam edilecek.

        CHP LİDERİ ÖZEL: MAHKEMEDE AYŞE ATEŞ KRİTİK BİLGİLER VERECEK

        CHP lideri Özgür Özel, Sinan Ateş davasında verilen arada mahkeme önündeki gazetecilere açıklama yaptı. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in bugün mahkemede kritik bilgiler vereceğini söyleyen Özel, AK Parti ve MHP'ye de çağrıda bulunarak şunları kaydetti:

        "Ayşe Ateş ifadesinde kritik konulara girecek. Bu salonda mızrak çuvala sığmıyor. Sinan Ateş'in arkadaşları gözyaşları içinde Ateş'in annesini dinliyorlar. Bu cinayeti azmettiren çürükleri ayırmazsanız bu çürümüşlük hepinize sirayet eder. Partinizi ve ittifakınızı bu çürümüşlükten kurtarmak için yapmanız gereken şey o çürümüşleri o sepetten ayırmak. Yok 'Bize de bulaşır. Sarı öküzü vermeyiz, verirsek başka yerlere gider' derseniz, Saniye Ateş'in, Ayşe Ateş'in gözyaşlarında boğulacaksınız. Bırakın illegal yapılarla iş birliği için olan birkaç çürümüşü ayıklayın bu yükten hepinizi kurtarın. Bu o partinin ve ittifak ortağının vermesi gereken tarihi bir karar. Bir süre sonra dönemeyeceksiniz.

        Milletin vicdanında çok olumsuz bir yere doğru gidiyorsunuz. Meselenin siyaseti kalmadı. Bu iş bir vicdan meselesidir. Vicdanı olanlar ve olmayanlar ayrışacak. Siyasi hesap yapıyorsanız millet de vicdanın yanında konumlanır, Saniye Ateş'in yanında durur millet. Bu milletin vicdanı bu cinayetin aydınlanmasına kim mani oluyorsa onu tarihe gömecek."

        ATEŞ'TEN 4.CELSE ÖNCESİ AÇIKLAMA

        Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, "Bugünkü duruşmada vereceğim ifadede sanıkların yaptığı gibi katillerden karton kahraman çıkarma hikayelerini değil, Sinan hayattayken yaşadıklarımızı, Sinan'ın bana anlattıklarını, canilerin bize yaşattıklarını anlatacağım. Hem de hiçbir ismi pas geçmeden." dedi.

        Duruşma salonu öncesi gazetecilere açıklama yapan Ayşe Ateş, "Duruşma salonunda yaşanılanları günlerdir sessizce izliyorum. Avukatımız dışarıya atılıyor, izleyenler salondan kovuluyor. Kovuşturmanın genişlememesi için bir irade gösteriliyor. Soru sormamız engelleniyor. Ne sorsak 'Dosyayla ilgisi yok' deniliyor. Nasıl yok, niye yok? İfadem orada. Açın, bakın. İsim isim anlatmışım." diye konuştu.

        "Katil beyanlarını kanun kabul edip sosyal medyada ve televizyonlarda aklama mahkemelerinin kurulduğunu" söyleyen Ateş, Sinan Ateş'in nasıl öldürüldüğünün kamera kayıtlarında açıkça görüldüğünü belirtti.

        Ateş, şöyle devam etti: "Kiralık katil, arabanın arkasından çıkıyor, silahını Sinan'ın vücuduna doğrultup ateş ediyor. Sinan ne ayağından vurulan bir insanın refleksini veriyor ne de başka bir hamlede bulunabiliyor. Sadece bilinçsizce yere düşüyor. O düşerken kiralık katil Selman'ı da vuruyor. Selman can havliyle kaçıyor. Kaçarken elinde ne silah var ne de başka bir şey. Kiralık katil devam ediyor. Öne doğru bir adım atıp düşmekte olan Sinan’a tekrar ateş ediyor. İlk ifadelerinde de beyan ettiği gibi Sinan'ı etkisiz hale getirip kaçıyor. Selman geri döndüğünde Sinan'ın cansız bedeniyle karşılaşıp dizlerinin üstüne yıkılıyor.

        Bugünkü duruşmada vereceğim ifadede sanıkların yaptığı gibi katillerden karton kahraman çıkarma hikayelerini değil, Sinan hayattayken yaşadıklarımızı, Sinan’ın bana anlattıklarını, canilerin bize yaşattıklarını anlatacağım. Hem de hiçbir ismi pas geçmeden, tıpkı ilk gün hastanede savcıya verdiğim ifadede yaptığım gibi... O günden sonra yakın arkadaşlarım bana 'Ayşe, bu isimleri söyleme. Seni de yaşatmazlar. Sen, Sinan'ın sana söylediği alt kademedeki isimleri ver. Diğerlerini devlet ortaya çıkarır.' dediler. Ölmekten, öldürülmekten, çocuklarımı bir de annesiz bırakmaktan korktum."

        Kendisinin konuşsa da konuşmasa da öldürüleceğine ikna olduğunu vurgulayan Ateş, bildiği hiçbir şeyin sır kalmasını istemediğini söyledi. "Müdafilerin duruşmada bu siyasi cinayetin Pensilvanya'da kurgulandığını, senaryosunu da Mustafa Özcan'ın yazdığını, kendisinin de onlara hizmet ettiğini iddia ettiklerini" söyleyen Ateş, şöyle devam etti: "Bu, MHP ve Ülkü Ocaklarına karşı yapılan bir kumpas girişimiymiş... Böyle arsızlık, böyle kurnazlık tarih boyunca görülmemiştir. Sinan Ateş'e ölmeden önce Ülkü Ocakları ve MHP yöneticileri tarafından sosyal medya üzerinden yöneltilen tehditler, edilen hakaretler, atılan iftiralar orada dururken, arkadaşları aynı odaklar tarafından saldırılara maruz kalmışken, deliller de aynı merkezi işaret ederken kocamın katilini nerede arasaydım?

        Sinan'ı CHP'liler mi tehdit etti, arkadaşlarına DEVA Partililer mi saldırdı, dostlarına İYİ Partililer mi elçi gönderdi, ofisinin önüne Zafer Partililer mi bir araba adam yolladı?" Ateş, kamuoyunun gözlerini bu davadan ayırmamasını istedi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ