Tülay Hatimoğulları Oruç: Barışın tesisi için görev ve sorumluluklara hazırız
DEM Parti heyetinin görüşmelerine de değinen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, "Bu dönem sürece doğru yaklaşarak tarih yazma dönemidir. Görkemli bir çıkış bizlerin elindedir." dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç, "Barışın tesis edilmesi için üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları bu sürecin bir öznesi olarak yürütmeye hazırız." dedi.
Oruç, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2025 yılının adalet, eşitlik ve barış yılı olmasını istediklerini, bunun için çalışacaklarını belirtti.
Yeni yılın ilk haftasında iğneden ipliğe her şeye zam yapıldığını belirten Oruç, otoyol, köprü, emlak ve motorlu taşıtlar vergisi ile ehliyet ve kimlik ücreti gibi ücretlere yüzde 44 oranında artış yapıldığını söyledi.
"ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİDİR"
Yeni yılla birlikte harçlarda, cezalarda ve vergi ödemelerinde yaklaşık yüzde 50, ev kiralarında ise yaklaşık yüzde 60 oranında artış olduğunu aktaran Oruç, "Ev kiralarına baktığımızda zaten bu fırtınanın ne kadar büyük olduğunu hep birlikte görebiliyoruz. 2025 yılının Ocak ayında ev kiralarının artış oranı yüzde 58,1 olarak belirlendi. Yani 20 bin lira kira ödeyenler bu sene yaklaşık 32 bin lira kira ödeyecekler." diye konuştu.
Oruç, her şeye zam yapılırken, emekçinin payına yoksulluk ve sefalet düştüğünü savundu.
Hükümetin politikalarını eleştiren Oruç, şöyle konuştu:
"2025 yılı bütçesindeki vergi hedefi 12 trilyon 651 milyon lira. 2025 yılında yeniden değerlenme oranı yüzde 44 olarak belirlendi. Bu demek oluyor ki harçlar, cezalar, vergi ödemeleri geçen seneye göre yarı yarıya artmış olacak. AKP ve MHP iktidarı öyle bir hesap makinesi icat etmişler ki bu hesap makinesiyle hesapladıkları rakamlarda işçi, emekçi, yoksul, açlığa, sefalete mahkum ama kendi yandaş sermayeleri ise kazanmak üzere koşullanmış durumda.
2025 yılında asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak belirlediler. Oysa 2024 yılının Aralık ayı rakamlarına göre açlık sınırı 21 bin, yoksulluğun sınırı ise 69 bin lira olarak belirlendi. Açlık ve yoksulluk sınırının oranları böyleyken, 2025 yılı için belirlenen asgari ücretle ne yapsınlar? Bir aile asgari ücretle nasıl geçinebilir? Çıkıp bunu açıklasın bu iktidar. Bu maaşlarıyla kira mı ödesinler? Mutfak masrafını mı karşılasınlar? Çocuklarının okul masrafını mı karşılasınlar? Hangisini yapabilir ki? Bir asgari ücretli bunların hangisini karşılayabilir? Hiçbirini. Belirlenen asgari ücret, açlık, sefalet ücretidir. Asgari ücret, 35 bin lira olmalı ve yıl içinde enflasyonun artış oranı da göz önünde bulundurularak dört kez arttırılması gerekir."
Memur maaş artış oranına da değinen Oruç, çalışanlara büyük bir haksızlık yapıldığını ileri sürdü.
Oruç, "Memur maşlarına yüzde 11 zam yapılırken kiralara, yaklaşık yüzde 60 zam yapılıyor. Çalışanlar ve emekliler bu işin içinden nasıl çıkacak? İnsanlar kredi kartlarını ödeyemiyor. Kredi kartı borçları patlamış durumda. İnsanlar evine ekmek götüremiyor. Çocuğuna bir paket süt bile alamıyor insanlar. Açlık ve yoksulluk böyle diz boyu." diye konuştu.
SURİYE'DEKİ GELİŞMELER
Suriye'deki gelişmelere de değinen Oruç, farklı halk ve inançların eşit yaşadığı demokratik bir Suriye'yi sonuna kadar savunmayı sürdüreceklerini kaydetti.
Oruç, Suriye'deki tek reçetenin demokratik bir ulusun inşası olduğunu dile getirerek, "Kuzey ve Doğu Suriye'deki saldırıları asla ve asla kabul etmiyoruz. Rojova'da savaş, Türkiye'de barış olabilir mi? Sınırın bir tarafına bomba, diğer tarafına gül atılabilir mi? Bütün bunları detaylı bir şekilde düşünmeye ve idrak etmeye ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
Suriye'de farklı halk ve inançlara mensup olan kesimlere saldırıların arttığını ileri süren Oruç, "Alevi'siz, Kürt'süz, Hristiyan'sız, Dürzi'siz, Türkmen'siz, Arap'sız Suriye olamaz." dedi.
Oruç, Türkiye'de de "siyasal Alevilik" diye "uydurma bir tartışmanın" başladığını, bu tartışmalarla Alevilerin hedef gösterildiğini, iktidar ve yargının bu durum karşısında sessiz kaldığını savundu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Oruç, konuyla ilgili hukuki işlemlerin başlatılması gerektiğini söyledi.
DEM PARTİ HEYETİNİN GÖRÜŞMELERİ
DEM Parti heyetinin görüşmelerine de değinen Oruç, "Bu dönem sürece doğru yaklaşarak tarih yazma dönemidir. Görkemli bir çıkış bizlerin elindedir." dedi.
Oruç, DEM Parti olarak "İmralı'nın duyurduğu tarihi mesajının" arkasında olduklarını belirterek, "Barışın tesis edilmesi için üzerimize düşen bütün görev ve sorumlulukları bu sürecin bir öznesi olarak yürütmeye hazırız." değerlendirmesinde bulundu.
Daha önce yaptığı bazı açıklamaları hatırlatarak bu açıklamalarının çarpıtıldığını ileri süren Oruç, "Belli ki barış istemeyen bazı kaynakların bu tarz dezenformasyonları devam edecek. Barış karşıtı hareketlere hiçbir biçimde girilmemelidir. Bu süreçte aynı ezberle ve provokasyonlarla ortaya çıkan ve yabancısı olmadığımız bu kaynaklar bilmeli ki hiç kimsenin bizlerin barış ısrarını ve sözünü çarpıtmaya asla ve asla gücü yetmeyecek." ifadelerini kullandı.
"MUHALEFET PARTİLERİN TUTUMU ÇOK KIYMETLİ"
Oruç, muhalefetin önemli bir bölümünün şimdiye kadar sağduyu gösterdiğini ve çözüm odaklı yaklaştığını belirtti.
Muhalefet partilerinin bu tutumuyla Türkiye toplumuna çok önemli bir katkı sunduğunu dile getiren Oruç, "Tutumunuz kıymetli ve çok önemli. Gelin bu tutumu daha da güçlendirerek, barış için bu parlamentonun çatısı altında ve toplumun içinde hep birlikte çalışmaya devam edelim. Kürt sorununa doğru temelde yaklaşmak ve çözüme katkı sunmak, başta muhalefet olmak üzere herkesi çok büyütür." çağrısında bulundu.
Oruç, barışın her şeyden önce dille inşa edildiğini, barış dilinin kurulmaması durumunda barışın hayal edilemeyeceğini, bu nedenle başta iktidar olmak üzere herkesin özenli bir dil kullanması gerektiğini söyledi.
Bu dönemin iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Oruç, "Sürecin başarısı için dönemsel hesaplara takılmadan, bu sürecin sahiplenilmesi ve emek verilmesi çok önemli bir anlam taşımaktadır. O halde hep birlikte elimizi taşın altına koyalım. DEM Parti olarak bizler dün olduğu gibi de bugün de aynı şekilde elimizi taşın altına koyuyoruz ve gerekirse gövdemizi taşın altına koyacağız. Yeter ki barış olsun." dedi.