Son evrede kanseri yenen Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer'den o hastalık için ilaç taşıma sistemi
Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, 2007 yılında yumurtalık, karın içi ve bağırsaklarında kanserli hücreler belirlenmesinin ardından, 3 yıl süren mücadele ile son evrede olan hastalığı, 18 kür kemoterapi ve 1 kez de hipertermik kemoterapi tedavisi gördükten sonra yendi. Prof. Dr. Şanlıer, tedavi sürecinde ilaçların yan etkisini başkalarının da yaşamaması için başlattığı çalışmada önemli bir buluşa imza attı
Ege Üniversitesi (EÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, 2007 yılında yumurtalık, karın içi ve bağırsaklarında kanserli hücreler belirlenmesinin ardından, 3 yıl süren mücadele ile son evrede olan hastalığı, 18 kür kemoterapi ve 1 kez de hipertermik kemoterapi tedavisi gördükten sonra yendi.
Prof. Dr. Şanlıer, tedavi sürecinde ilaçların yan etkisini başkalarının da yaşamaması için başlattığı çalışmada önemli bir buluşa imza attı.
DHA'nın haberine göre; akciğer kanserinin tedavisinde kullanılmak üzere ilaç taşıma sistemi geliştiren Prof. Dr. Şanlıer, "Manyetik hedefleme yaparak ilacın sağlıklı dokuya zarar vermeden doğrudan kanserli bölgeye geçişini sağlıyoruz. Tedavi sırasında sağlıklı hücrelere zarar verilmediği için saç dökülmesi, şiddetli ağrı gibi yan etkiler görülmüyor" dedi.
EÜ Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi, aynı zamanda EÜ İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi (ARGEFAR) Ürün Geliştirme Sorumlusu Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, 2004 yılında babası Ahmet Hamarat'ı mide kanseri nedeniyle kaybetti. Ulusal ve uluslararası akademik birçok çalışmaya imza atan Prof. Dr. Şanlıer'e 2007 yılında kanser teşhisi kondu. Yumurtalık, karın içi ve bağırsaklarında kanserli hücreler tespit edilen Prof. Dr. Şanlıer, 3 yıl zorlu bir süreç yaşadı. Tedavi sürecinde 18 kür kemoterapi ve 1 kez de hipertermik kemoterapi tedavisi gören Prof. Dr. Şanlıer, 3 ameliyat geçirdi. Saçları dökülen, katlanılmaz ağrılar çeken Prof. Dr. Şanlıer, tüm bu zorlu süreçte dimdik ayakta kalarak son evrede ve yüzde 5 yaşama şansı olmasına rağmen 2009 yılında kanseri yendi.
'15'İNCİ GÜNDE KANSERLİ HÜCRELER YOK OLDU'
Zorlu tedavisinin ardından bilimsel çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer, kemoterapi tedavisi gördüğü sırada yaşadığı saç dökülmesi, şiddetli ağrı, ağız içi yaralar gibi yan etkileri başkalarının da yaşamaması için harekete geçti.
'Hedefli nanoteknolojik ilaç tasarım sistemleri' üzerine çalışmaya başlayan Prof. Dr. Şanlıer, bu kapsamda ekibiyle 4 TÜBİTAK projesi tamamladı. Bu projelerden çıkan bulgularla akciğer kanserinin tedavisinde kullanılmak üzere ilaç taşıma sistemi geliştirdi. 'Ultrases Duyarlı Manyetik Hedefli Nano İlaç Taşıyıcı Sistem' ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şanlıer, "Amacımız akciğer kanserinin tedavisine yönelik bir ilaç tasarım sistemi geliştirmekti. Bu ilaç sisteminde manyetik hedefleme yapıp doğrudan kanserli dokuya, tasarladığımız sistemi yolluyoruz ultrases uygulayarak balonların patlamasını sağlıyoruz ve bu şekilde kanserli dokuda tedavi amaçlıyoruz. Bütün denemeleri gerçekleştirdik ve sonuçta şunu gördük ki akciğer kanseri oluşturduğumuz deney farelerinde 5 ila 15'inci gün arasında tümör tamamen yok edildi. Bizim 'dual hedef dual terapi' mantığımız işlevsel bir hale gelmiş oldu" dedi.
YAN ETKİLERİ ORTADAN KALDIRIYOR
Buluşunu yaptıkları tedavi yönteminin, diğer tedavi yöntemleriyle arasında ciddi farklılıklar bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Şanlıer, sözlerini şöyle sürdürdü:"Hedefe yönelik, manyetik hedefleme yaparak sağlıklı dokuya zarar vermeden doğrudan kanserli bölgeye geçişini sağlıyoruz. Aynı zamanda ultrases duyarlı yaptık ki balonlar patladığı zaman o bölgede ilaç birikimi söz konusu olabilsin. Yani daha düşük dozla ilaç tedavisi mümkün olabiliyor. Tabii ki maliyeti de daha düşük oluyor. Aynı zamanda inhale sistem bu, hastanın hastaneye bağımlılığı ortadan kalkmış oluyor, hasta kendi evinde bile bu sistemi uygulayabilir. Tedavi sırasında sağlıklı hücrelere zarar verilmediği için saç dökülmesi, şiddetli ağrı gibi yan etkiler görülmüyor. Biz ilk etapta akciğer kanserine yönelik ilaçları seçtik, farklı ilaçlarla yine benzer bir tasarım yaparak diğer kanser türlerine karşı da başarı elde edebiliriz. Zaten bu yönde çalışmalarımız da var. Birçok kanser türüne benzer sistemler uygulanabilir. Buluşumuz patent aşamasında. Bundan sonraki aşamada, faz çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve son aşamada da ruhsatlatma sürecimiz var. Ya da bir ilaç firmasıyla iş birliği yapılabilir."
EÜ REKTÖRÜ BUDAK'TAN TEBRİK ZİYARETİ
Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer ve ekibini ziyaret eden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, başarılı bilim insanlarını tebrik etti. Rektör Budak, "Egeli bilim insanlarımız, Türkiye'de belki de dünyada çığır açacak bir gelişmeye imza attı. Özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere manyetik alanla ve nanoteknoloik yaklaşımla kanser hücrelerinin doğrudan yok edilmesine yönelik yeni bir sistem geliştirdiler. Bu da aslında ülkemizde özellikle de Ege Üniversitesi'nde bilimsel çalışmaların ne düzeye geldiğini gösteriyor. Hocalarımızın bizzat kendilerinin, asistanlarıyla öğrencileriyle araştırmacılarıyla birlikte yaptıkları bu çalışma Türk bilim insanlarının kendilerine özgüveninin tam olduğunu gösteriyor. Ben bütün hocalarımızı bu anlamda tebrik ediyorum" diye konuştu.