Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Union Saint-Gilloise galibiyetini değerlendirdi: "Final neden olmasın?"
Fenerbahçe, UEFA Avrupa Konferans Ligi son 16 turu ilk maçında deplasmanda Belçika'nın Union Saint-Gilloise ekibini 3-0 mağlup etti ve çeyrek final için büyük bir avantaj elde etti. Spor yazarları, sarı-lacivertlilerin harika galibiyetini değerlendirdi
GÜRCAN BİLGİÇ: ZAFERİN RENGİ SARI-LACİVERT
Sahada kariyer önderleri olmasına rağmen Fenerbahçe'yi sırtına alıp taşıyan gencecik İsmail Yüksek oldu. Sert ve zor bir maç olmasını bekliyorduk. Kendi sahasında alışkanlıklarını ve enerjilerini de sonuna kadar ortaya koydular. Sonuç: sadece duran toplarla pozisyon aradılar, gol kaçırmadılar. Fenerbahçe sahadakilerle ve kenardakilerle bir "akıl maçı" oynuyordu ve "şah" çekmişti. Çeyrek final öncesinde, yardımlaşarak, birlikte direnerek, birbirlerinin hatasını örterek, mücadeleyi üst düzeyde tutarak, Avrupa'daki tek Türk Bayrağını gönderde de bıraktılar. Dzeko girdikten sonra takımın topu tutması, baskıyı sonlandırması, Batshuayi ile arasındaki fark.
Ferdi'nin oyuna girişi, Jayden'ın attığı ikinci gol futbolun cilvesinden çıkan piyango. Yıllar sonra, yine Fenerbahçe ile Avrupa'da çeyrek finalin kapısındayız. Belçika Ligi'ni muhtemelen şampiyon bitirecek takıma, "hop bakalım" diyerek oradayız. Boşuna "zaferin rengini" taşımıyorlar. (SABAH)
AHMET SELİM KUL: BU GECE AVRUPA'NIN KRALI FENER
Bu yazı futbol yazısı niyetiyle yazılmaya başlansa da Fenerbahçe Beko’nun Real Madrid’i deplasmanda 79-89 yenmesiyle Avrupalı Fenerbahçe’ye bu ülkeye Avrupa arenasında böyle gurur dolu bir gece yaşattığı için teşekkür ederek başlamam gerektiğine karar verdim. Fenerbahçe Spor Kulübü bu akşam için Avrupa’nın kralı olmuştur. Olimpik branşlar, futbol, basketbol, voleybol ve daha nicesi… Emeği geçen herkese teşekkür etmeliyiz.
Zaman zaman rakip enerjisiyle ciddi baskı dilimleri yaratsa da bu bölümlerde dahi Fenerbahçe çok fazla pozisyon vermedi. Sarı-Lacivertliler oyun aklının baskın olduğu bölümlerde rakibine sahasında 3 gol atma gibi bir gövde gösterisi yaptı. Buna rağmen ikinci maçta rakip ortaya bir direnç koyacaktır. Bu hezimeti 3-0’dan dönmek için bir motivasyon kaynağına çevirmeye çalışacaklardır. Rövanş maçı asla zor olmayacak. Bu akşam rakip biraz daha şanslı olsa farklı bir hikaye de olabilirdi ama Fenerbahçe’nin maçın her dakikasında ne yaptığını çok iyi bildiği izleniminden bir an olsun bile uzaklaşmadı. (HABERTÜRK)
ERMAN ÖZGÜR: FİNAL NEDEN OLMASIN?
Fenerbahçe en kısa yoldan rakip kaleye gitmeye çalışan, taçlar dahil her tür duran toptan etkili olmaya çalışan Union’a karşı hem tempo olarak karşılık verdi hem çabuk savunmaya geçerek pozisyon vermedi hem de duran toptan Batshuayi ile golü yaptı. Savunmada Djiku ve Çağlar, sakatlanınca Oosterwolde, ortada Tadiç, İsmail Yüksek ve önde Batshuayi ilk yarıda oyunu rakibine bırakmayan Fenerbahçe’de top ayağına geldiğinde nefes aldıran oyunculardı.
Fenerbahçe deplasmanda olmasına rağmen maçı her saniyesini ciddiyeti elden bırakmadan aynı zamanda da soğukkanlı şekilde oynayarak kazanmayı başardı. Şöyle bir bakınca 3 maç daha bu ciddiyetle oynarsa Atina’daki finale adını yazdırmaması için hiçbir sebep yok Fenerbahçe’nin. (FANATİK)
UĞUR MELEKE: BİR TÜR ELON MUSK TAKIMI
Tony Bloom ismini daha önce duymuş muydunuz bilmiyorum. Bloom şu sıralar İngiltere, Belçika ve Uzakdoğu başta olmak üzere Dünya sathında şöhrete sahip bir dâhi. Kimilerine göre futbolun Elon Musk’ı. 1970 Brighton doğumlu Bloom hem global bir poker yıldızı, hem ürettiği internet siteleriyle bir Silikon Vadisi starı. Hem de Brighton ve Union Saint-Gilloise kulüplerine yaptığı doğru yatırımlarla bir futbol dâhisi.
Ben daha önce bir Türk takımının Avrupa’da 1,95 üstü 3 futbolcusu birden olan bir ekiple eşleştiğini hatırlamıyorum. Bu kadar uzun bir ekibe karşı Fenerbahçe 10’dan fazla korneri başarıyla savundu. Bu savunmada hem Djiku’nun, hem de Oosterwolde’nin önemli rolleri var. Daha önce Oosterwolde’ye verilen 6 milyonu fazla bulmuştum, yanılmışım. Vergeef me Oosterwolde (Özür dilerim Oosterwolde). Belki hâlâ bek rolünde seviyesi tartışılabilir. Ancak stoper pozisyonunda boyu, sertliği ve hızıyla çok iyi bir alternatif oldu Oosterwolde. (HÜRRİYET)
ERCAN GÜVEN: AKIL VE MÜCADELE RESİTALİ
Belçika’daki 3-0 net skorla, biyolojik saatini “çeyrek finale çeyrek kalaya” kuran Fenerbahçe’nin, şampiyonluktaki “yerli ve ezeli” rakibi, küplere binse yeridir. Kolay mı; “kutsal savaş” verdikleri “düşman koalisyona” bir de “dış güçler” eklendi sanki! Hani dehşetli bir rakipti Saint Gilloise? Şaka bir yana, aslında tecrübe ile temponun zırhsız-maskesiz mertçe kapışması ve kocaman yürekli yeteneklerin, kocaman akciğerlerle baş etme gösterisiydi Belçika’da yaşanan.
Teraziye basan ise sezonun en akıllı en iyi mücadelesini veren Fenerbahçe. Oyuna gelince, adeta “Fenerbahçe, Fenerbahçe’ye karşı” başladı maç. Lakin önde basan, rakibini çıkartmayan sarı-mavi, Union Saint Gilloise idi. Son 10 dakikada Dzeko-Mert Hakan ile iyice keskinleşen tecrübe-mücadele kokteyli son dakikalarda Oosterwolde’ye yürekten futbolunu golle taçlandırma fırsatını yarattı. Uzatmadaki penaltı ile 0-3 galip geldi Fenerbahçe ve rövanş artık formalite. (MİLLİYET)
ALİ GÜLTİKEN: OOSTERWOLDE HERKESE DERS VERDİ!
konferans Kupası'nda Fenerbahçe'nin bu turda oynadığı rakip gibi her maçın özel bir durumu var… O yüzden farklı şekillerde değerlendirmek gerekir. Özellikle teknik adamaların bu tür maçlarda oyun seçimi çok önemlidir. Saint Gilloise çok dinamik ve atletik bir takım. Hem kontrayı iyi oynuyorlar hem de set oyununda çok başarılılar. Fenerbahçe rakibinin tüm bu güçlü yönlerine iyi çalışmış.
Hücum oyuncularının 2. yarıda bir türlü yapamadığı çabuk çıkışı Oosterwolde herkese ders verir gibi yaptı ve 2. golü attı . Savunmadaki muazzam başarısının yanına bu golü de ekleyerek açık ara maçın adamı oldu. Cengiz, Tadic, Szymanski hücum tarafında istenilen ölçüde katkı yapamasalar da takım savunmasında onlarda taşın altına elini koydular. Bu seviyelerin temposu bu. Bunu yaptığın sürece basamakları çıkmak mümkün hale geliyor. (SABAH)
ERCAN TANER: TUR BELÇİKA'DA GELDİ
İsmail Kartal’ın kadrosu “Ben bu turu istiyorum” mesajı veriyordu. Fred sahadaydı. Böyle cesaretli hamleleri severim. “Acaba sakatlanıp, bir problem yaşar mı?" dememişti İsmail Kartal.
Son bölümde topa sahip olamama meselesi, baskı yenmesine neden olmuştu. Çünkü Fred yoktu. İsmail, dün savaşçı ruhunu üst seviyeye taşıdı. Oosterwolde bence, gecenin imzasını attı. Topu kazanan, Dzeko’nun pasından sonra harika giden ve finali yapan Oosterwolde, Belçika takımının fişini çekti. VAR ile gelen penaltıyı Tadic attı ve turun kapısı ardına kadar açıldı. (SÖZCÜ)
İLKER YAĞCIOĞLU: MOURINHO GÖRSE KISKANIRDI
Fenerbahçe, Belçika'da dün gece öyle bir 45 dakika oynadı ki bence kusursuzdu. Rakibe bir tek pozisyon dahi vermeden topa sahip olarak golü de bulup üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiler. Hücumda Batshuayi'nin hareketli ve çok iyi oyunu, orta sahada İsmail ve Fred ikilisi Tadic'in kalitesi Fenerbahçe'nin istediği oyunu oynamasını sağladı.
Özellikle savunma anlayışını bundan iyi yapmak mümkün değildi. Jose Mourinho görse bu savunmayı kıskanırdı. Avrupa Kupası'nda deplasmanda böyle iyi bir rakibe karşı hakikaten bundan iyisi zor oynanırdı. Oosterwolde'nin 2. golü ile tek kelime ile müthişti. Fenerbahçe öyle bir 45 dakika oynadı ki kusursuzdu. Rakibe tek pozisyon vermeden golü buldu. İkinci yarıda da farkı buldu. (TAKVİM)