Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa'dan Habertürk'e açıklamalar
Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa'dan Habertürk'te Fevzi Çakır'a açıklamalar. Kayseri'de yaşanan olaylarla ilgili olarak bir değerlendirmede bulunan Abdurrahman, "Bu neye zarar veriyor, kim kazanıyor? Kim nemalanıyor? Kayseri'de ferdi olay oluyor. Türkiye'de kurumlar vardır. Hesabını soruyor, cezalandırıyor. Bu kadar boyut kazanması kendiliğinden olmaz. Birilerinin bunu planlaması lazım" ifadelerini kullandı
Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa'dan Habertürk'te Fevzi Çakır'a açıklamalar...
Mustafa'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları bizim orada bildiğimiz gerçektir. Bugün orada büyük planlar vardır 2011'den beri. Demokrasi için barışçıl protestolara çıktığımızda uygar bir ülke talep ettik. DEAŞ ve PKK terör örgütü yapılanması vardı. Türkiye Cumhuriyeti devleti bunlarla mücadele verirken biz hep destek olduk. Bunların projeleri bitmiyor. Orada bir terör devleti kurmaya kalktılar. Biz buna karşı çıktık. Fırat'ın doğusunda ve Suriye'nin toprak bütünlüğü sadece tüm Suriye'nin sorunudur. Daha önce Fransızlar denemişti başarılı olamadı. Fırat'ın doğusunda Suriye'nin doğal kaynakları vardır. 1 sene, 5 sene, 10 sene sonra Suriye'de rejim değişecektir. Fırat'ın doğusu olmadıktan sonra yeni Suriye'yi nasıl inşa edeceksiniz? Bütün doğal kaynaklar Fırat'ın doğusundadır. Suriye Geçici Hükümeti'nin yönettiği bölgeler muhalefetin bölgesidir. Burada Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı eylemde bulunması mümkün değildir. Bunlar PKK, DEAŞ, El Kaide kalıntılarıdır. Bunların patronları aynıdır. Ülkelerin, devletlerin istihbarat servisleri bunları besliyor.
"SURİYE SADECE ESED'İN DEĞİLDİR"
Bu neye zarar veriyor, kim kazanıyor? Kim nemalanıyor? Kayseri'de ferdi olay oluyor. Türkiye'de kurumlar vardır. Hesabını soruyor, cezalandırıyor. Bu kadar boyut kazanması kendiliğinden olmaz. Birilerinin bunu planlaması lazım. Aynı şekilde Suriye Geçici Hükümeti'nin yönettiği bölgelerde 5 milyon 800 bin Suriyeli vardır. TSK'nın desteği ve korumamızla bunlar burada barındılar. Burası güvenli liman oldu. Huzuru Türk ve Özgür Suriye bayrağının gölgesinde buldu. Peki bu insan gidip Türkiye'ye istemiyorum deme lüksü var mı? Seçim finaldir. Bir emrivaki dayatmaktır. Tehlikeyi seçimle görmemek lazım. Terör örgütü devletleşse de devletleşmese de terör örgütüdür. PKK terör örgütü bir beladır. Seçim yaparak meşruiyet kazanmaya çalışıyorlar. Suriye Geçici Hükümet olarak 14 yeri muhafaza ediyoruz. Suriye sadece Esed'in değildir. Devlet ayrıdır, rejim ayrıdır.
"BUNLARA GÖZ YUMANLAR DA OLABİLİR"
Bir kısmı Humus'talar. Onların kimler olduğunu biliyoruz. Provoke, gizlenmiş, sivil kimliği altında, bunlar PKK terör örgütüdür. Suriye Geçici Hükümeti'nin yönettiği bölgeler tamamen terör örgütlerinden alınan bölgelerdir. Zaman zaman büyük operasyonlar yapıyoruz. El Bab'da DEAŞ hücrelerine yapıyoruz. Ya sızma oluyor ya da hücrelerden hareketleniyorlar. En fazla olay Afrin'de oldu. Neden orada oldu? PKK asıl orada var. Uzun süre kontrol ettiği yer. Bu da şunu ispatlıyor. Orada yataklık yapan da olabilir orada. Bunlara göz yumanlar da olabilir. 5 milyon 800 bin Suriyeliden bahsediyoruz. Türk bayrağı için canını veren Suriyelilerdir bunlar. Rejim 'Türkiye teröristleri destekliyor' diyorlardı. Şimdi 'muhalifler Türkiye'yi istemiyor' diyorlar. Esed de çok faydalanıyor bundan.
"ALLAH'A ŞÜKÜR KONTROL ALTINA ALDIK"
Bu olayların bu kadar boyutta olacağını tahmin etmedik. Türk müttefiğimizin kutsalı bizim kutsalımızdır diyorduk. Allah'a şükür dün akşam kontrol altına aldık. Şu anda soruşturmalar, tutuklamalar devam ediyor. Bunları yapanlar bellidir. Bu eylemleri yaptıranları bulmak lazımdır. Aldığımız istihbaratta bunların nasıl organize olduklarını derinleştiriyoruz. Nereden geldiklerini, hangi bölgede olduklarını tespit ettik. Bu devam edecek. Bu hususta Türkiye'den de destek alıyoruz. Bizim polis gücümüz var, terörle mücadele ekiplerimiz var. En sonunda milli ordu da destek verdi. Olay kontrol altındadır şu anda. Sembolik ve kutsallara dokunmaları çok büyük, aslında yaptıkları şey büyük değil. Kaybedilmiş bir durum yoktur. Bu tamamen siyasi amaçlı, Türk milletinin manevi şuuruna dokunulacak, Türk milletini harekete geçirecek planlanmış bir eylemdir.
"TÜRK TARİH BOYUNCA IRKÇI OLMAMIŞTIR"
Bu planlanmış bir şey. Kayseri'de veya başka yerlerde toplumsal ayaklanmaya kışkırtılıyor. Bunu nasıl körüklersiniz? Kutsallara saldırtarak. Bir Türk'ü ırkçı olarak nitelemem olmaz. Türk tarih boyunca ırkçı olmamıştır. Mültecilere karşı aşırı olanlar diyelim. Burada Suriyelilere tepki veriliyor ama suçu işleyen Suriyeli değildir. Bunu körüklemek için oradan Türkiye'ye karşı Suriyeli'nin bir şey yapması lazım. Bu da kutsal bayrağı yakmakla olur. Bundan sonra bu hususlarda daha katı tedbirler alınacaktır. Dün Afrin'de milli ordu müdahale etmiştir. Tekrarlanırsa kesinlikle fırsat verilmeyecektir.
"TÜRK BAYRAĞININ ALTINDA ŞEHİT OLDULAR"
Bu provokasyonların hangi bölgelerde ağırlıklı olacak tahmin etmiştik. Bugün terörle mücadele devam ediyor. Bugün Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak, Türkiye de milli güvenliğini korumak için. İki çıkarlar örtüşüyor. Bu insanlar Esed'i mi kabul ediyor? Bu imajı vermeye çalışıyorlar. Olaylar başladığında 2011'de, barışçıl protestolarda. Humus'ta, Hama'da Türk bayrağı vardı. Bugün TSK'nın mücadele ettiğinde bizim milli ordu, askerlerimiz ölürken aynı bayrağın altında şehit oldu. Türk milleti için nasıl kutsalsa bayrak, bizim muhalifler için de kutsaldır Türk bayrağıdır. Suriye halkındaki Türkiye sevgisi tarihidir. Bunu ne sınır bölebildi ne şu, ne bu. Türkiye orada işgalci, halk tarafından kabul edilmiyor laflarına kimse inanmaması lazımdır. Provokasyonlar dış mihraklı olaylardır. Bunlar toplumsal halk değildir, terör örgütlerinin desteklediği, dış mihraklarının beslediği militanlardır.
ERDOĞAN İLE ESAD GÖRÜŞMESİ
Türkiye Cumhuriyeti devleti egemen devlettir. Bugün Suriye halkı, başka halk, Türkiye'nin kiminle normalleşiyor sorgulama hakkımız yoktur. Suriye'de Rusya Esed'in düşmesini engellediler. Esed'e detek verdi. Astana'da kim vardı? Bizim garantörümüz Türkiye vardı. Ruslar ve İran vardı. Biz 2014'den beri siyasi çözümden yanayız. Biz Cenevre'de müzakere yürütüyoruz. Astana, Soçi, Cenevre siyasi süreçtir. Bu bir başlangıçtır. Bizim Suriye halkının beklentilerini karşılıyor mu, karşılamıyor mu ona bakarız. 2011'den beri Suriye halkının yanında duran Türkiye ve sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Gazze, Ukrayna, Çin, Tayvan, İran vardır. Suriye dosyası uluslararası toplumun önceliğinde değildir. Bir yandan suyu hareketlendirmek lazımdır. 2254 no.lu kararın çıkışı Soçi'dir. Cenevre'ye taşındı ama süreç tıkandı. Bizim menfaatimize olacaksa bu görüşme elbette olabilir. Ben asla taviz verileceğini görmüyorum.
"TÜRK MİLLETİNİN HİÇ ENDİŞESİ OLMASIN"
Türkiye tarafında da asayiş olayları olmuştu. Bir defa burada Suriyeliler misafirdir. Suriye'de şartların iyileşmesi için uğraşıyoruz, tekrar dönsünler. Bir sürü düşman da şartların normalleşmemesi için çalışıyor. İstikrarı bozuyorlar ki 'bunlar gelmesinler' diye. Dünyanın neresinde olursak olalım misafirliğimizi bilmemiz lazım. Kanunlara, örf ve adetlere uymamız lazım. Zaten geçici koruma altındadır. İstanbul'da çok Suriyeli tanıyorum. Sadece çocuklarını nasıl geçindireceğim diye mücadele ediyorlar. Bana 'ne zaman döneceğiz' diye soruyorlar. Türkiye hukuk devletidir. Suç varsa affetmiyor. Cezasını çekiyor ve benim bölgeme deport ediyor. Türk milletinin hiç endişesi olmasın. Türkiye devletinin kurumları bunu yapıyor. Oyun çok büyüktür. Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor. İsrail, Lübnan'a saldırırsa bu iş nereye varacak?