Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Bağlanma Kuramı Nedir?

        Yeni doğan ile onu büyütenler arasında kurulan ve ileriki dönemlerde diğer yakınlara da aktarılan derin duygusal bağı konu edinen bir kuramdır. John Bowlby (ö. 1969) ve Mary Ainsworth'in (ö. 1973) ortak çalışmaları olan Bağlanma Kuramı, bu duygusal bağın dinamiğini ve yaşam boyu süren etkisini açıklamak amacıyla bilişsel psikolojiden gelişim psikolojisine, psikoanalizden biyolojiye, etolojiden sibernetiğe kadar farklı disiplinlerden yararlanarak oluşturulmuştur. En uzun çocukluk dönemine sahip canlı olarak insan yavrusu, doğumdaki kırılganlığı ve uzun süre yakın bakıma ihtiyaç duyması nedeniyle hayatta kalabilmesi ve üreyebilecek olgunluğa ulaşabilmesi için bir bağlanma figürünün gönüllü fiziksel ve psikolojik yakınlığına muhtaçtır. Optimal gelişimini sağlamak için bu bağlanma figürünün aynı zamanda onu tehlikelerden ve stresten koruyacak bir güvenli sığınak, çevresini ve kendisini keşfetmesi için güvenli üs işlevi görmesi gerekir. Bu nedenle bağlanma figürü ile erken dönemde kurulan ilişkinin kalitesi çocuğun kendisini ve başkalarını nasıl algılayacağını, yakın ilişkilerinde ne hissedeceğini ve nasıl davranacağını etkiler. Bowlby'ye göre bu etki sonucu oluşan benlik ve başkalarına yönelik içsel çalışan modeller, yani zihinsel temsiller aracılığıyla erken dönem duygu ve davranış kalıpları ileriki dönemlere aktarılır. Bu temsiller duygu ve davranış düzenleme becerileri ile yakından ilişkilidir ve hayat boyu yakın ilişkilerdeki beklentileri, duyguları ve davranışları yönlendirir.

        Ainsworth (1967) Yabancı Ortamı Yöntemi olarak bilinen deneysel gözlemlerle erken yaştaki çocukların annelerinden kısa süreli ayrılma, bir yabancıyla yalnız kalma ve yeniden anneyle buluşma seanslarında gösterdikleri tepkilerine bakarak bağlanmanın "güvenli", "kaygılı/kararsız" ve "kaçınan" olmak üzere üç grup altında sınıflandırılabileceğini göstermiştir. Yapılan çalışmalar, bağlanma figürü duyarlı ve tutarlı olan çocukların kendilerini sevgi, şefkat ve bakıma değer görerek "olumlu benlik ve başkaları" zihinsel modeli geliştirdiklerini göstermiştir. Güvenli bağlanan çocukların özsaygıları yüksektir ve başkalarını da güvenilir, ulaşılabilir kişiler olarak görürler. Güvenli bağlanma bütün kültürlerde en yaygın bağlanma örüntüsüdür (%50-70 arasında). Bağlanma figürünün duyarsız, kararsız ve/ya aşırı müdahaleci olmasının kaygılı ve kararsız bağlanma, aşırı soğuk ve mesafeli bakım vermesinin ise kaçınan bağlanma ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Sonraki yıllarda, erken dönemde ağır travma, istismar veya ihmal yaşayan, sürekli korkutulmuş ve bu nedenle tutarlı zihinsel bağlanma temsilleri geliştiremeyen çocuklar "dağınık bağlanma" olarak isimlendirilen en uç noktada konumlanan güvensiz bağlanma içinde tanımlanmıştır. Diğer güvensiz bağlanma türlerinden farklı olarak, dağınık bağlanma stiline sahip çocuklarda davranış bozuklukları ve psikopatolojik semptomlar daha yaygındır.

        Hazan ve Shaver'in 1987 yılında çocuklukta gözlenen bağlanma örüntülerinin yetişkin romantik ilişkilerinde de gözlenebileceğini göstermesi ile Bağlanma Kuramı yakın ilişki yazınında ana çerçeve kuramlardan biri haline gelmiştir. Bu kapsamdaki araştırmalar bağlanma davranışlarının bağlanmayla ilişkili "kaygı "ve "kaçınma" olmak üzere iki temel boyutta tanımlanabileceğini göstermiştir. Bağlanma kaygısı erken dönemde tutarsız bakım, inişli çıkışlı sevgi veya terk etme tehditlerine maruz kalmaktan kaynaklanmaktadır. Bu yüzden, bağlanma kaygısı yüksek olan kişiler terk edilme korkusu yaşarlar ve sürekli başkaları ile yakınlık ararlar. Kaygılı bağlananlar stres tepkilerini abartma ve aşırılaştırma eğilimindedir, kırılganlık gösterirler, yakınlık peşinde koşarlar, sosyal destek beklerler ancak aldıkları desteği etkili kullanamazlar. Kaygılı bağlanmanın genel kaygı sorunları ve depresyona yatkınlıkla ilişkili olduğu bulunmuştur. Bağlanma kaçınması ise erken yıllarda mesafeli ve soğuk bakımla ilişkili olduğundan, başkalarına karşı derin güvensizlik ve yakınlıktan kaçınma motivasyonuna dayanır. Bu nedenle kaçınan bağlanma ile ilgili duygu ve davranış düzenleme stratejisi duygusal yakınlıktan kaçınmaya, duyguları bastırmaya, kısaca bağlanma sisteminin aktifleşmesini engellemeye dayalıdır. Yapılan çalışmalar başta ilişkide doyum ve çatışma, bağlılık, iletişim tarzı olmak üzere yakın ilişkilerdeki süreç ve sonuçların bu iki boyutla sistematik olarak güçlü düzeyde ilişkili olduğunu göstermiştir.

        Elli yıla ulaşan birikimi ile Bağlanma Kuramı, erken dönem duygusal ve sosyal gelişimden ebeveyn tutum ve davranışlarına, akran ilişkilerinden yetişkin romantik ilişkilerine kadar geniş bir araştırma alanına sahiptir ve bulguları özellikle son yirmi yılda uygulamaya da aktarılmıştır. Bağlanma Kuramı kapsamında geliştirilen ve etkinliği gösterilmiş çok sayıda kanıt temelli erken dönem ebeveyn ve çocuk müdahale programları, bağlanma temelli terapi yöntemleri, güvenli bağlanmayı ve duyarlı ebeveynliği toplumda yaygınlaştırmaya yönelik kamu girişimleri bulunmaktadır.

        YAZAR

        Nebi Sümer

        KAYNAK

        • Ainsworth, Mary Dinsmore Salter. Infancy in Uganda: Infant Care and The Growth of Love. Baltimore: Johns Hopkins University Press. 1967.
        • Ainsworth, Mary Dinsmore Salter. "The Development of Infant-Mother Attachment." İçinde Review of Child Development Research III, ed. B. Cardwell & H. Ricciuti, 1-94. Chicago: University of Chicago Press, 1973.
        • Bowlby, John. Attachment and Loss: Attachment. New York: Basic Books, 1969.
        • Hazan, Cindy ve Phillip Shaver. "Romantic Love Conceptualized as An Attachment Process." Journal of Personality and Social Psychology 52, Sayı: 3 (1987): 511-524.