Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Özel-Kamu Ortaklığı Nedir?

        Kamu-özel ortaklık modeli, bir hizmetin gerçekleşmesi amacıyla gerekli altyapı ve tesisin tasarımı, finansmanı, inşası ve işletilmesi ya da mevcut bir kamu yatırımının yenilenmesi, kiralanması, bakım ve onarımının yapılması ve işletilmesinde özel sektör katılımının sağlandığı yöntemlerin bütünleşmiş, kapsamı genişletilmiş yasal ve kurumsal biçimi olarak tanımlanabilir. 1990'lı yılların başından itibaren dünya genelinde kamu hizmetlerinin finansmanında sıklıkla kullanılmaya başlanan bu model ilk ortaya çıktığında, ülkelerin altyapı yatırımlarının karşılanması için gerekli olan finansal kaynakları sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir yöntem olarak görülürken, günümüzde özel sektörün işletme yeteneklerinden faydalanılacağı, kamu sektörünün ise yatırımların koordinasyonu, planlanması ve denetlenmesi gibi alanlarda yoğunlaşacağı bir model olarak kabul edilmektedir. Söz konusu model; kamu sektörü, özel sektör ve/veya kar amaçsız üçüncü sektör bünyesinde faaliyet gösteren çeşitli kurum ve kuruluşlardan birkaçının ortaklık kurması sonucunda oluşmaktadır. Model kapsamında hazırlanan projenin risk ve getirisi ortaklar arasında bölüşülür. İlk olarak 1992 yılında İngiltere'de gerçekleşen kamu-özel ortaklığı modeli, özel sektörün kamu hizmetine girmesini engelleyen sorunların kaldırılmasından sonra özel sektör ortaklığı ile başlatılan "Özel Sektör Finansman Girişimi" (PFI-Private Finance Initiative) ve Blair dönemindeki "En İyi Değer" (Best Value) projeleri, dünyada kamu hizmetlerinin görülmesinde yeni bir yöntem olarak kabul görmüş ve daha sonra yaygınlaşmıştır. Kamu - özel ortaklığının yasalaşması ise 1997 yılında düzenlenen özel yasa ile İngiltere'de gerçekleşmiştir.

        Kamu özel ortaklığı yönteminin kamu hizmeti açısından sağladığı başlıca avantajlar; yarattığı risk paylaşımı imkanı sayesinde kamu hizmetlerinin etkinliğini artırması, özel sektörden ek sermaye kaynağı sağlanmasının kamu finansmanının üzerindeki baskıyı hafifletmesi, özel sektörün sermayeye iştirakiyle çok daha büyük projelerin uygulanmasının sağlanmasıdır. Bütün bunlara ek olarak hizmetlerden faydalanan bireylerin ödedikleri paranın karşılığını alması ve kalite standardının sağlanması/korunması, yeniliklerin hızla uygulanması, (kamu sermayesi sınırlı olsa bile altyapıların tedariki hızlı gerçekleşir), özel sektör becerilerinden maksimum ölçüde yararlanabilme imkanının olması ve daha az maliyete (işletim ve bakım hizmetlerini de içermesi sayesinde projenin masrafları ömür boyu azalır) sahip olmasıdır.

        Kamu özel ortaklığı modelinin dezavantajları incelendiğinde, hem kamunun hem de özel sektörün uzun dönemli projeleri hayata geçirmede gerekli olan bilgi ve tecrübesinin olmaması, kamu-özel ortaklığı projelerinde ihale maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle rekabetin sınırlı olması, projelerin siyasi tartışmalar, toplumsal muhalefet ve karmaşık müzakere süreçleri nedeni ile gecikmesi ihtimali ve özel sektörün kamudan daha pahalıya borçlanması nedeniyle projelerin daha pahalıya mal olması şeklinde sıralanmaktadır. Ayrıca bilgi paylaşımının ticari sır kapsamında değerlendirilmesi ile hesap verilebilirliğin azalması, kamu - özel ortaklığı modelinin, altyapı hizmetlerinde tekelci bir durumun oluşmasına ve faydalananlar için daha yüksek maliyetlere neden olması ve modele yabancı sermayenin ilgi duyması; yabancılaşma ve kapitülasyonları çağrıştırabildiğinden kamuoyu tepkisine yol açabilmektedir. Buna istinaden modelin, özelleştirmenin yeni bir metodu olduğuna ilişkin inanç artmaktadır.

        Modelin ortaya çıkmasında etkili olan nesnel koşullar dikkate alınarak; model avantaj ve dezavantajları ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde daha iyi bir uygulama imkanı olacaktır. Kamu Özel ortaklığı modelinden beklenen yararın oluşması ve ortakların en düşük maliyetle en fazla fayda elde edebilmeleri için Kamu Özel ortaklığı modeli iyi anlaşılmalıdır.

        Kamu Özel ortaklığı modeli kapmasında; altyapı projelerinin gerçekleşmesinde kullanılacak fonların finansmanı, büyüklüğü, projelerin tasarımı, inşaatı, bakımı, işletilmesi aşamalarında karşılaşılan zorluklar ve projelerin karmaşık yapısı; idarenin karar ve uygulama evresinde önemli değişiklikleri gerektirmektedir. Bu nedenle pek çok ülke mevzuatı, Kamu Özel Ortaklık modeli ile uyumlu bir şekilde güncellenmiş ve bu ülkelerde yalnızca modellere yönelik faaliyet gösteren özel birimler kurulmuştur.

        YAZAR

        Fatih Doğanoğlu