Türkiye küresel enerji dönüşümüne katılımını güçlendiriyor
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın, Türkiye'nin son yıllarda yenilenebilir enerjide gerçekleştirdiği kapasite artışı, rüzgar ve güneş enerjisi ihalelerinde yakaladığı rekor fiyatlar ve uyguladığı enerji verimliliği politikalarıyla küresel enerji dönüşümüne katılımını güçlendirdiğini belirtti
Saygın, AA muhabirine, Uluslararası Enerji Ajansı'nın (UEA) "Dünya Enerji Görünümü 2018" raporuna atıfta bulunarak, küresel enerji sektöründe yenilenebilir enerji alanında önemli bir dönüşüm gerçekleştiğini söyledi.
Raporun çarpıcı senaryolar ortaya koyduğunu ifade eden Saygın, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği gibi temiz teknolojilerdeki ilerlemenin hızlandırılması için ülkelerin ortaya koyduğu plan ve hedeflerin ötesinde itici bir güce ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Saygın, dünyadaki en ucuz elektrik kaynakları arasına giren rüzgar ve güneş enerjisinde planlananın çok üzerinde bir potansiyel bulunduğuna dikkati çekerek, "Ancak bu potansiyeli kullanacak temiz enerji teknolojilerinin kullanımı hızlandırılırsa yerel hava kirliliğiyle tam mücadele edilebilir, Paris Anlaşması'nın uzun vadeli hedeflerine ulaşılabilir ve tüm dünya modern enerji kaynaklarına erişebilir." değerlendirmesinde bulundu.
SHURA tarafından mayısta yayınlanan Türkiye'de yenilenebilir enerjinin şebekeye entegrasyonu raporunun UEA'nın çizdiği politikayla paralellik gösterdiğine işaret eden Saygın, şöyle konuştu:
"Türkiye, yenilenebilir enerjideki kurulu güç artışı, fiyatlarda kırdığı rekorlar ve enerji verimliliğini artırmak için uyguladığı yeni politikalarla küresel seviyede yaşanan enerji dönüşümüne katılımını güçlendirdi. Aslında Türkiye sahip olduğu zengin yenilenebilir enerji kaynakları ve artan enerji talebiyle birlikte ortaya çıkan enerji verimliliği potansiyeli sayesinde, planladığının çok daha üstünde temiz enerji teknolojilerini hayata geçirebilir. SHURA'nın raporuna göre, 2026'ya kadar cüzi bir ilave şebeke yatırımı ve sistem işletiminde büyük bir değişiklik yapılmadan Türkiye'nin iletim şebekesine planlananın üç katı kadar daha fazla rüzgar ve güneş enerjisi, yani 60 bin megavatlık toplam kurulu güç dahil edilebilir. Türkiye'nin rüzgar ve güneşte bu kurulu güce ulaşması mümkün ama planlamanın bugün başlaması ve rüzgar ile güneş enerjisinden kaynaklanan üretimdeki değişiklikleri ortadan kaldırabilecek esnek bir sistemin hayata geçirilmesi gerekiyor."
ÜRETİMDE ESNEKLİĞİN YOLU BATARYADAN GEÇİYOR
Sektörde üretim esnekliğinin çoğunlukla elektrik santralleri ve iletim şebekelerince sağlanabileceğini ifade eden Saygın, yenilenebilirin üretimdeki payının yükselmesiyle talep tarafı katılımı ve batarya teknolojilerine duyulan ihtiyacın da artacağını belirtti.
Saygın, bu konuda SHURA'nın 2019'un ilk aylarında yeni bir çalışma yayımlayacağını dile getirerek, "Çalışmada Türkiye için bu türlü esneklik sağlayabilecek teknolojilerin fayda ve maliyet analizleri ortaya konulacak. Elbette bu dönüşümün planlanma ve finansmanı da büyük önem arz ediyor." dedi.
UEA'nın raporunda da dönüşüm için planlama ve mevzuatın piyasa açısından önemli olduğunun ifade edildiğini kaydeden Saygın, şöyle konuştu:
"Finansman açısından incelendiğinde dönüşümün hızlandırılması için hatırı sayılır bir çabanın gösterilmesi gerektiği ortada. Rapordaki sürdürülebilir kalkınma senaryosuna göre, enerji sektöründe 2017-2040 arasında yıllık ortalama 3 trilyon dolar yatırıma ihtiyaç var. Günümüzde enerji sektörüne yatırım miktarı ise 1,8 trilyon dolar. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de en büyük soru işareti finansmanın enerji dönüşümü için nasıl sağlanacağı. Finansal sürdürülebilirlik için hem kamu hem de özel sektörün birlikte yaratabileceği finansal kaynakların artırılması gerekiyor. Enerjide dönüşümün gerçekleştirilmesi ancak hükümetlerin verdiği kararlar ve uygulayacakları politikalar sayesinde ve tüm enerji sektörü paydaşlarının katılımıyla olacak."