Ural Aküzüm: Bu basit bir tazminat kararı değil
AİHM'in Tahkim Kurulu için verdiği 'Bağımsız ve tarafsız değil' kararı sonrasında gözler bundan sonra yapılacaklara çevrildi. Galatasaray Kulübü'nün eski yöneticisi olan İstanbul Tahkim Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ural Aküzüm, alınan karar sonrasında düğümü Türk CAS'ının çözeceğini belirterek, "Bu basit bir tazminat kararı değil. Futbolda ve tüm spor branşlarında kapsamlı bir spor hukuku reformu gerekiyor" dedi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Trabzonspor'un eski futbolcusu Ömer Rıza ve yardımcı hakem Serkan Akal'ın başvuruları sonrasında aldığı kararla Tahkim Kurulu'nun bağımsız ve tarafsız olmadığı, yapısının değişmesi gerektiğini belirtti. Galatasaray Kulübü eski yöneticisi ve İstanbul Tahkim Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ural Aküzüm, alınan kararları ve sonuçları değerlendirdi.
"TÜM KURULLAR YENİDEN TASARLANMALI"
AİHM'in 28 Ocak 2020 tarihinde verdiği kararla ilgili olarak, "AİHM, TFF Tahkim Kurulu'nun bağımsız ve tarafsız olmadığını, TFF Tahkim Kurulu'nun adil yargılama kriterlerine uygunluk taşımadığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı" diyen Ural Aküzüm, "Karar basit bir tazminat kararı değil. Futbolda doğrudan, tüm spor branşlarında ise dolaylı olarak kapsamlı bir spor hukuku reformu gerektiriyor. Tüm spor tahkim kurullarının kararda yer alan evrensel hukuk ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde yeniden tasarlanması ve teşkil edilmesi gerekiyor" diye konuştu.
AİHM kararının henüz kesinleşmediğini ve 1 yıla varan bir itiraz süreci olacağını söyleyen Aküzüm, "Benzer ülke örnekleri ve kararın dayanakları dikkate alındığında reform adımları atılması için itiraz sürecinde zaman kaybedilmemesi gerekiyor. Bu süre içinde alınacak kararların meşruiyeti tartışılacaktır. AİHM verdiği kararda yapısal sorunları tespit etti ve Türkiye'ye bu sorunları ortadan kaldırma konusunda yükümlülük getirdi. AİHM kararından yola çıkarak, TFF Tahkim Kurulu'nun seçim sürecini yönetim kurulundan zaman, görev süresi, hiyerarşi ilişkisi ve tarafsızlık bağımsızlık ilkesiyle çelişmeyecek şekilde yeniden belirlemek gerekiyor. AİHM, Tahkim Kurulu'nun varlığını değil seçimi ve işleyişine ilişkin bir değerlendirmeyle Türkiye'yi mahkum etti. Benim önerim Tahkim Kurulu üyelerinin 6 yıllığına ayrı bir listeyle doğrudan genel kurul tarafından seçilmesi ve özerkleştirilmesi. Belki fiziksel mekan değişikliği de düşünülebilir. Tahkim Kurulu üyelerini, TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri belirlememeli. Belki kendilerini ve icraatlerini yargılayacak olan bu kurulu salt kendilerinin belirlemesi olacak iş değildi" ifadelerini kullandı.
"HUKUKEN SAKAT BİR YAPI ORTAYA ÇIKIYOR"
Türk sporunun itibarı için AİHM kararı gereği reform yapmak zorunda olunduğunu söyleyen Ural Aküzüm, "Tam özerklik için gerekli kurumsal yönetim ilkeleri etkin olmadan, doğru bir spor yargılaması kurulamayacaktır. TFF Yönetim Kurulu’nun talimat yayınlama yetkisi vardır ve bu talimatların Türk hukukuna ve uluslararası spor hukukuna uygunluğunu denetleyen de yine tahkim kuruludur. Bu hukuken sakat bir yapı ortaya çıkarıyor. Spor yargılama faaliyetinde en az 10 yıllık mesleki tecrübeye sahip hakem ve kurul üyeleri olması gerekiyor. Liyakatli hukukçuların olması gerekiyor. Hiçbir tartışmaya yol açmayacak nihai bir alternatif çözüm de 'Kanada Spor Mahkemesi' örneğinde olduğu gibi tüm branşlar için ortak bir tahkim mahkemesi olabilir. Spor federasyonlarında üstlendiğim görevlerde kurulların işleyişindeki problemleri gördüm. AİHM kararını iyi etüt etmeli ve bir spor ülkesi olarak itibarımızı yüksek seviyede tutmalıyız. 2011'de TBMM'de büyük konsensusla Anayasa değişikliği yapılarak spor tahkimi anayasal güvence altına alındı. Bu anayasal güvencenin, tahkim kurulunu teşkil eden düzenleme ve uygulamalarla altı doldurulamadı. Bilindiği gibi Anayasa’nın 'Sporun Geliştirilmesi' başlıklı 59’uncu maddesine 'Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim Kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz' hükmü eklenmişti. Gelinen aşamada AİHM kararının bir fırsat olarak görülmesi gerekiyor. Türkiye’deki tüm spor branşlarında hukuki kararların tamamıyla bağımsız ve tarafsız tahkim kurulları eliyle yapılması için büyük bir seferberliğe ihtiyaç duyuluyor" açıklamasını yaptı.