Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Video Minik Eylül son yolculuğuna uğurlandı

        Ankara'nın Polatlı ilçesinde 7 gün önce kaybolan ve dün cansız bedeni toprağa gömülü halde bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara, son yolculuğuna uğurlandı.

        Ankara'nın Polatlı ilçesinde 22 Haziran'da kaybolan ve dün cansız bedeni toprağa gömülü halde bulunan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'nın Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemleri tamamlandı. Otopsinin tamamlanmasının ardından Eylül'ün akrabalarına teslim edilen cenaze, ailenin evinin bulunduğu Polatlı'nın Uzunbeyli Mahallesi'ne götürüldü.

        Ankara Valiliği yetkilileri, daha önce yarın öğle namazının ardından defnedileceği açıklanan küçük kızın cenazesinin, işlemlerin tamamlanması dolayısıyla bugün Uzunbeyli Mahallesi Camisi'nde ikindi namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası köy mezarlığında toprağa verileceğini bildirdi.

        Eylül Yağlıkara, Ankara'nın Polatlı ilçesinde 22 Haziran'da kaybolmuş, yapılan aramalar sonucunda dün akşam saatlerinde cansız bedeni, babasının tarlasında bir elektrik direğinin dibinde toprağa gömülü bulunmuştu. Küçük kızın cenazesi, otopsi için dün gece Ankara Adli Tıp Kurumuna kaldırılmıştı. 

        EYLÜL'ÜN KATİL ZANLISINI İHBAR EDEN ÇOBAN KONUŞTU

        DHA'ya konuşan İzzet Bükülmez, olayın yaşandığı gün mahalleye yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Konya'nın Çeltik ilçesine gittikten sonra öğle saatlerinde yeniden köye döndüğünü söyledi. Ardından saat 14.00 sıralarında çiftlikte hayvanlara baktığını söyleyen Bükülmez, "O direğin dibinde bir sağa bir sola gidiyordu, bağırdım hatta 'bu deli burada ne yapıyordu' dedim. Hiç bakmadı bana. Ben çıktım geldim. O zaman tutuklama yoktu. Olayın ikinci günü polisler benim yanıma geldiler. 'Sen Uğur'la Çeltik'ten gelmişsin' dediler. Ben de 'ben gelmedim' dedim. Ben motosikletimle gittim, geri geldim. Sadece 'direğin orada gördüm' dedim. Dün muhtar bu olayı duyuyor, daha sonra beni aradı, 'orada kal' dedi. Komutanlar geldi, yeri gösterdim. 'Nerede gördün' dediler, 'direğin dibinde gördüm, dolanıyordu burada' dedim, 'tamam' dediler. Daha sonra beni geri geldim, onlar bulmuşlar dedi.

        İzzet Bükülmez, olay anında Uğur K.'nın tellerle uğraştığını söyleyerek, Uğur yüksek gerilim hatları çekiyordu. Onla uğraşıyordu. Ben 'adam burada çalışıyor' dedim. Ben evde dinleniyordum, hocanın anonsu ile duydum" diye konuştu.

        BAHÇELİ'DEN EYLÜL'ÜN KATLEDİLMESİNE TEPKİ

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara cinayetine sert tepki gösterdi. Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

        "Meşhur bir düşünür, asırlar önce demişti ki: 'Korku, gelecek bir kötülüğü beklemenin adıdır.' Hiç şüphe yok ki, korkuya teslim olmak gelecekten ve gelecek haklarından vazgeçmektir. Korkuyu yenemezsek kahramanlığı yüceltemeyiz. Ya korkarak dağılacağız, ya da kahramanca duracağız.

        Korkular umutlarımızı kıramaz, kötülükler hayata tutunma ve mücadele azmimizi köstekleyemez. İftiralar irademizi kundaklayamaz, ihanetler iddia ve ideallerimizi kapatamaz. Korkaklığın ruhunda kalleşlik, korkakların duruşunda karmaşa vardır. Hainler korkaktır. Her cani, her katil sinsice, sinerek, sürünerek yaşar. Kaldı ki insanlığın devasa tecrübe ve birikimi bu gerçeğe açıkça işaret eder. Yaşarmayan gözleriyle, kızarmayan yüzleriyle, sızlamayan kalpleriyle aramızda dolaşanlar zulmün çıbanbaşlarıdır ve bunlar korkaktır.

        Ankara Polatlı'da 22 Haziran günü 8 yaşında Eylül isimli bir kız çocuğumuz kaybolmuştu. Günlerce arandı, ama bulunamadı. Meğer Eylül'e acımadan kıymışlar. Üstelik toprağa gömmüşler. Ne istediniz bu sabiden? Ne alıp veremediğiniz vardı bu küçük yavruyla? Hiç mi yüreğiniz titremedi?

        Eylül hunharca katledildi, bununla birlikte vicdan katledildi, insanlık katledildi, hayaller katledildi! Korkak katiller bir kez daha milli gönülleri heder etti, kedere boğdu. Olacak iş mi bu? Ey canavarlar, küçücük bir bedene, küçücük bir ana kuzusuna nasıl kast ettiniz?

        'EYLÜL'E MUSALLAT OLAN ŞEREFSİZLERE...'

        Eylül topraktan çıktı, tekrar toprağa girecek. Peki, üstümüze düşen feryat çığlığından, fecaat çığından nasıl kurtulacağız? Eylül'ün hesabını nasıl vereceğiz? Eylül'lere musallat olan şerefsizlere nereye kadar tahammül göstereceğiz? Hakikaten çok üzgünüm. Bir yanda minik bir köpeğin dört bacağıyla birlikte kuyruğu kesilir ve ölüme bırakılır, diğer yanda küçük çocuklar hedef haline gelir. Nasıl bu duruma düştük? Böyle gidemeyiz, bu şekilde daha fazla mesafe alamayız. 

        Ağrı'da ailesiyle birlikte dedesinin köyüne bayramlaşmaya giden 3.5 yaşındaki Leyla da tam 16 gündür kayıp ve halen aramalar sonuç vermedi. Kaybolan yalnızca Leyla değil, hepimiziz. Acaba masum bedeni nerede? Mazlum gözleri nasıl bakıyor? İsimleri Eylül olur, Leyla olur, hiç fark etmez. Onlar çocuk, onlar savunmasız, onlar masumiyetin zirvesi. İnanınız, bu gidişle başımıza taş yağmazsa yatıp kalkıp şükretmemiz gerekir. Çocukları güvende olmayan bir milletin istikbali güvencede bulunamaz."

         

         

         

        BAKMADAN GEÇME