Yapay zekâ hekimlerin yerini alabilir mi?
Daha yüksek verimlilik ve daha düşük maliyet, yapay zekâyı sağlık ekosisteminin bir parçası haline getirmiş durumda. Veri analizi sayesinde hastalık teşhisinin yanında kişiye özel tedavi ve robotik destekli girişimsel işlemler ve ameliyatlar, tekrarlayan hastane yatışları, morbidite ve mortalite tahmini gibi önemli uygulamalar geliştirilebilir hale geliyor. Bu durumda akla "Acaba yapay zekâ hekimlerin yerine geçecek mi" sorusu geliyor. Uzmanlar; "Hekimlik sanatında öyle bir şey var ki, o olduğu sürece bu mümkün değil diyor. Buna rağmen yapay zekâ ve dijital sağlık uygulamalarını etkin kullanan hekimlerin kullanmayanların önüne geçeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu'nun haberi
Günümüzde sağlık hizmetlerini iyileştirmek için bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması ile gelişen sağlıktaki kültürel transformasyona “Dijital sağlık” deniyor. Yapay zekâ uygulamaları, telesağlık, giyilebilir cihazlar, elektronik sağlık kayıtları, mobil sağlık uygulamaları, artırılmış gerçeklik, dijital ikizler ve robotik uygulamalar dijital sağlıkta öne çıkan başlıklar arasında bulunuyor. Tüm bu uygulamaların sağlık hizmetlerinin sunumunda belirgin değişikliklere yol açıp hizmet niteliğini geliştirerek, hastaların yaşam kalitesi ve süresi üzerinde çarpıcı iyileşmelere yol açtığı belirtiliyor.
Avrupa Kardiyoloji Derneği Dijital Sağlık Komite Üyesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurgül Keser; “Bilgi işlem t eknolojileri, 2020 yılından itibaren telesağlık sensörleri ve ev testleri aracılığıyla sağlık hizmetlerini doğrudan evlere getirdiği için hastalıkların yönetimi kolaylaşmıştır” diyor ve devam ediyor;
MEDİKAL SENSÖRLERİN YARARLARI
“Kullandığımız medikal sensörler ile kan basıncı, kan şekeri, solunum, kalp ritmi gibi vital bulguların yanında kilo değişiklikleri, beslenme durumu, fizik aktivite ile kullanılan ilaçların takibi kolayca yapılabiliyor. Tüm bu veri takipleri sayesinde ise hem hastalıklardan korunma hem de yakın monitörizasyon ile tedavinin yönetimi kolaylaşıp hastaların ilaç uyumu daha etkin şekilde kontrol ediliyor. Örneğin artık akıllı blisterlerden bir kapsül alındığında elektronik devreler tetikleniyor ve ilacın alındığı gün ve saat kaydedilip telesağlık takibi yapan sağlık profesyoneline iletiliyor.”
GİYİLEBİLİR CİHAZLARLA KALP SAĞLIĞINIZ GÜVENDE
Akıllı çamaşır ve aksesuarlar arasındaki giyilebilir EKG aletleri, akıllı saatler ve akıllı yüzükler kişilerin kalp ritmini 24 saat kontrol edip, sorun oluşması halinde ilgili kişiyi ve hekimi bilgilendiriyor. Kalp yetersizliği hastalarında kullanılan sensörlerle ise hastanın ne zaman hastaneye yatması gerektiği kolaylıkla takip edilebiliyor.
YAPAY ZEKÂ HEKİMLERİN YERİNİ ALABİLİR Mİ?
Yapay zekânın insanların yaptığı şeyleri her geçen gün daha verimli, daha hızlı ve daha düşük maliyetle gerçekleştirip sağlık ekosisteminin bir parçası haline geldiği belirtiliyor. Giderek artan ve elektronik hale gelen hasta verileri, bu verilerin analizinde yapay zekânın kullanım olanaklarını artırıyor. Bu sayede hastalık teşhisinin yanında kişiye özel tedavi ve robotik destekli girişimsel işlemler ile ameliyatlara imkân tanınıyor. Böylece tekrarlayan hastane yatışları, morbidite ve mortalite tahmini gibi önemli uygulamaların geliştirilmesine katkı sunuluyor.
Tüm bu gelişmeler akla “Acaba yapay zekâ hekimlerin yerine geçecek mi” sorusunu getiriyor. Prof. Dr. Nurgül Keser; “Hekimlik bir sanattır ve hastanın çevresel faktörleri ile birlikte psikolojisini de göz önüne almayı gerekli kıldığı için yapay zekânın bir hekimin yerini alması mümkün değildir. Buna rağmen yapay zekâ ve dijital sağlık uygulamalarını etkin kullanan hekimlerin, bu akıllı asistanlar sayesinde yapay zekâyı etkin kullanmayan hekimlerin bir adım önüne geçeceği kesindir” diyor.
DİJİTAL SAĞLIĞIN ETKİN KULLANIMINI ARTIRMA YOLU
Dijital sağlık uygulamalarının etkin kullanımını artırmanın yolu hem toplum hem de sağlık profesyonelleri arasında “Dijital sağlık okuryazarlığı”nı artırmaktan geçiyor. Dijital sağlık okuryazarlığı “Dünya Sağlık Örgütü” (DSÖ) tarafından elektronik kaynaklardan çevrimiçi sağlık bilgilerini arama, değerlendirme, uygulama veya dijital sağlık uygulamalarını uygun şekilde kullanma becerisi olarak tanımlanıyor. Bu çerçevede hekimlere düşen görevin dijital sağlık uygulamalarını aktif kullanmanın yanında toplumu bilgilendirmek ve dijital sağlık okuryazarlığını artırmak olduğu belirtiliyor. Tıp fakültesi müfredatlarının ve araştırma görevlisi eğitimlerinin de geleceğin sağlığı olan dijital sağlığı içerecek şekilde revize edilmesinin çok önemli olduğuna dikkat çekiliyor.