1. Pazar günü maç izlerken kendinizi uçlu hissediyorsunuz
İş dışı bir aktiviteden kendinizi rahatsız ve suçlu hissetmeden keyif alamıyormusunuz?
Clark'a göre, "Sürekli kendinizi iş gerginliğinde hissetmek yıpratıcı olacaktır. Zihinsel bir dinlenme ve toparlanmaya ihtiyacınız var."
Yakın zamanda Almanya'da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre evlerinde ofislerindeki hayatlarından tamamen uzaklaşan insanlar, tersini yapmak durumunda kalanlara göre daha mutlu ve daha enerjik.
Araştırmaya göre işkolikler cuma geceleri bile stresli ve keyifsiz insanlar oluyorlar.
Kanepeye uzanıp kendinizi rahatlatamıyorsanız, kafanızı işten uzaklaştıracak bir aktivite bulmaya çalışın.
Örneğin; rekabet içeren, sizi havaya sokabilecek bir sporla uğraşmak.
Terleyerek stresinizi atarken, rekabetle oyuna bağlanacak ve kafanızı dağıtacaksınız.
2. İşinizde aslında başarılı olamıyorsunuz.
7/24 çalışırsanız herkezden çok şey başarabileceğinizi düşünüyorsunuz.
Fakat aslında durum bu değil. Araştırma çok uzun çalışan insanların aslında daha az şey başardığını gösteriyor.
Stres ve mental yorgunluk, enerjinizi ve yaratıcılığınızı bitiriyor. Clark'a göre Çalıştığınız işleri kendiniz için dahda zorlaştırıyor olabilir, zamanınızı boşa harcıyor olabilirsiniz.
Dengelemeye çalışın: Clark'a göre yapmanız gereken şeyleri listeleyip, öncelikler tanımlamak işe yarayabilir.
Önemli olan şeylere odaklanıp çok da gereği olmayan şeylere takılmamış olursunuz.
3. Gözleriniz bozulmaya başlıyor
İnsanları çalışmaya isyan ettiren şeylerden biride gözlerin bozulması. University of Pennsylvania'da göz doktoru olan Joshua Dunaif'e göre bir kitap veya bilgisayar ekranına saatlerce bakmak göz bozukluğuna yol açar.
Dr. Dunaief'e göre sürekli baktığınız şeylerden periyodik aralıklar vermek, gözünüze verilecek zararları azaltabilir.
'Chained to the Desk: A Guidebook for Workaholics, Their Partners and Children, and the Clinicans Who Treat Them' kitabının yazarı Bryan Robinson'a göre;
4- Aileniz iş temponuzdan sürekli şikayet ediyor.
Zamanınız varken ufak bir yürüyüş iyi gelecektir. Masanızdan uzaklaşamıyorsanız bile, oturduğunuz yerden başka uzak bir noktaya bakmak daha iyi gelecektir.
Her saatte birkaç sefer bunu gerçekleştirmek fayda sağlayacaktır.
Siz ne kadar evinizin masraflarını karşılıyor, olsanızda eşinizin yemek tekliflerini süreli redeetmek - güzel bir durum değil.
"Eğer ev hayatınızla iş hayatınız arasına bir bariyer koymazsanız, baba ve eş olarak rolünüzü yerine getiremeyebilirsiniz." diyor Robinson ve uyarıyor
" İşe gereğinden fazla zaman ayrıldığı zaman boşanma oranları da oldukça yükseliyor."
Eleştirilere kulak verin diyor Clark. Çok sayıda insandan artık ortalarda olmadığınızı duyuyorsanız, bu ilişkilerinizden feragat ettiğinize delalettir.
Ailenize zaman ayırın. Gerekirse gece buluşması dahi ayarlayın ama onları kaybetmeyin.
5- Ofisi en son terk eden hep siz oluyorsunuz.
Eğer çalıştığınız yerdeki herkes 60 saat çalışıyorsa siz de ona uymak zorunda kalırsınız. Fakat bir tek siz fazla çalışıyorsanız, beklenen ve gerekenden daha fazlasını yapıyor olabilirsiniz.
Kısa vadede patronunuzun beğenisini kazanabilirsiniz ama Robinson'a göre bu durumun ters dönmesi çok olasıdır.
Uzun çalışma saatleri sağlık sorunları olarak geri dönecektir, kalp hastalıkları dahil. Bu da üretken geçireceğiniz günleri yatakta hasta olarak geçirebilirsiniz demek.
Gerçekçi olalım. Eğer bir muhasebeciyseniz, vergi döneminde saat 5'te işten çıkamazsınız. Robinson, kendinize gerçekçi saatler koymanızı tavsiye ediyor.
Bu da 6'da işte çıkmak, cumartesi çalışmamak ve iş dışında iş maillerine bakmamak olabilir.
Başlangıçta zor da görünse, sonrasında gerçek olacaktır.