KKTC'de Türkiye Büyükelçiliği önünde protesto!
KKTC'de sendikaların oluşturduğu Sendikal Platform, Lefkoşa Büyükelçiliği'ne gitti - AHT
Pelin ŞAHİN / LEFKOŞA (AHT)
KKTC'de sendikaların oluşturduğu Sendikal Platform, Başbakan Erdoğan'ın KKTC'deki Türkiye karşıtlığına yönelik, "Sen kimsin be adam. Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır" sözlerini protesto etmek için Lefkoşa Büyükelçiliği'ne gitti. Erdoğan'a iletilmek üzere Türkiye'nin Lefkoşa Elçisi Kaya Türkmen'e mektup vermek isteyen sendikacılar polis tarafından engellendi. Elçilik, mektubun kendilerine elden değil posta yoluyla verilmesi gerektiğini söyledi. Yaklaşık 10 sendika başkanının bulunduğu eylemde yaklaşık 50 polisin olması sendikacıların tepkisini çekti. Sendikacılar, mektup çağında yaşanmadığını söyleyerek, "Biz sanki elçiliği işgale, talana ya da terör eylemi yapmaya gittik. Bu tutum kabul edilemez" dedi.
DEMİREL VE ECEVİT'iN SÖZLERİYLE SESLENDİLER
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit'in 1986 yılında KKTC hakkında verdiği demeçlere yer vererek zihniyetin o günden beri değişmediğini söyledi. Elcil, Demirel, "(Türkiye'de neticesi belli olan politikaları Kıbrıs'ta uygulamak suretiyle orada da enflasyonu azdırmak, orada da yoksulluk meydana getirmek gibi bir şeyi herhalde kimse düşünmez. Kıbrıs'ın idaresi bağımsız bir idaredir. Yararına olmayacak bir şeyi kabul etmezler) derken, Ecevit, (Sayın Özal, KKTC'ye birtakım ekonomik ve sosyal politikaları, manevi baskı ile, hatta manevi baskının da ötesinde, 'Bunları uygulamazsanız yardımı keseriz' tehdidi ile kabul ettirmek istiyor. Oysa bağımsız bir ülkeye bu şekilde davranılmaz. Özal'ın baskısı yüzünden, KKTC'nin bağımsızlığına gölge düşebileceği gibi, demokrasisi de zedelenebilir) demişti. Zihniyet 2011 yılında hala aynı) ifadelerini kullandı.
"EVET'İN ARKASINA SAKLANMAKTAN VAZGEÇMELİSİNİZ"
Erdoğan'a iletilmek üzere sendikacıların vermek istediği mektupta ise kısaca şu cümleler yer aldı:
"Bir halkın en doğal demokratik hakkını kullanarak meydanları doldurması ve Türkiye'den dayatılan ekonomik ve siyasal paket ve önlemleri protesto etmesini içine sindiremeyen siz Sn. Recep Tayyip Erdoğan, hem bu ülkenin işbirlikçi hükümetini, hem de meydanları dolduran on binlerce insanımızı suçlamaktasınız. Her halkın kendi kendini yönetme ve yaşadığı coğrafyada bağımsız ve özgür yaşama hakkı olduğunu, Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesini gasp etmeye çalışanlara yeniden hatırlatırız. AKP'nin ve sizin Türkiye Başbakanı olarak Kırgızistan'da yaptığınız açıklamalar Kıbrıslı Türkleri ne olarak gördüklerini net bir ifade ile ortaya çıkarmıştır. Artık, Kıbrıslı Türkler'in 2004 yılındaki referandumda kullandığı (Evet)in arkasına saklanmaktan vazgeçmelisiniz. AKP cami, külliye ve dini propaganda ile Kıbrıslı Türkler'in kültürel ve sosyal anlamda erozyona uğratılması, emekçi yığınlarının yoksullaştırılması ve kendi ülkelerinden göç etmeleri politikasını sürdürmektedir."
İZCAN: "BASKI VE ŞİDDETTEN ERDOĞAN'I SORUMLU TUTACAĞIZ"
Bu arada, Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Sekreteri İzzet İzcan, "28 Ocak mitingine katılanlardan herhangi birine karşı girişilecek baskı ve şiddetten direkt olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tutacaklarını" kaydetti.
Grup daha sonra elçiliğin önünden ayrıldı.
