Muhteşem Yüzyıl'a onlar ne diyor?
Başbakan Erdoğan'ın Osmanlı coğrafyasındaki "seçmenleri" ve Kanada, hatta Kolombiya'ya kadar izleyenleri dizi hakkında ne düşünüyor?

ALİHAN MESTÇİ - HT PAZAR
Ünlü Wallpaper Dergisi’nin yaratıcısı Tyler Brulé’nin 2007’den beri yayın yönetmenliğini yaptığı, uluslararası ilişkiler, iş ve kültür dergisi “Monocle” son sayısında dünyanın en etkili yumuşak güç sahibi ülkeleri listesine Türkiye’yi ilk defa 20’nci sıradan soktu. ABD’nin yıllardır süren tartışmasız liderliğiniyse “Olimpiyatların ve James Bond’un ülkesi” İngiltere aldı. Türkiye’nin ekonomik potansiyeli ve bölgesinde artan etkisi, listede hanesine artı olarak yazıldı. Güneydoğu sınırında artan gerginlikse eksi olarak yansıdı. En etkin 20’nci yumuşak güç olan Türkiye’nin bölgede artan popülerliğinde, 42 ülkede 150 milyon kişinin izlediği “Muhteşem Yüzyıl”ın da etkisi vardı... Gerçi, son olarak Konya’da bir turizmci, “tarihi değerlerimizle alay edildiği” gerekçesiyle dizinin yönetmenleri hakkında soruşturma açılması ve yayından kaldırılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu ama olsun...
YUMUŞAK GÜÇ NEDİR?
Yumuşak güç kavramını ilk defa 1990’da ortaya atan Amerikalı siyaset bilimci Profesör Joseph Nye, uluslararası ilişkilerde bir olayı çözüme kavuşturmanın 3 yolu olduğunu söylüyordu: “Karşınızdakini kaba kuvvetle tehdit etmek, gerekirse savaşmak... Karşınızdakini çeşitli biçimlerde satın almak... Yumuşak güç kullanarak muhatabınızı ikna etmek...” 21’inci yüzyıl kamu diplomasisinde yumuşak gücün önemi hızla artıyor. “Soft power”, bir ülkenin kültürünün, siyasi fikirlerinin ve politikalarının diğer ülkeler açısından çekiciliğini ifade ediyor. Ülke değerlerine ve yaşamstandartlarına karşı hayranlık uyandırılması söz konusu olunca geleneksel diplomasinin rolünü sanat, spor ve popüler kültürün yarattığı cazibe alıyor. Mesela Avrupa’da kupa kaldırmanın manası derinleşiyor. Yumuşak güçten kasıt daha açık bir ifadeyle şu: “Kitleleri siyasi zorlamalarla etkilemektense yurtdışında itibar kazanarak yeniliklere açık politik ve ekonomik çıkarların geliştirilmesi...” Velhasıl bu, “Türk dizilerinin yarattığı etki Türkiye’nin yumuşak güç kaynaklarından biri” demek oluyor.
'DİPLOMASİNİN YAPAMADIĞINI DİZİLER YAPTI’
2007-2008 sezonunda Arap ülkelerinde hiçbir Arap dizisinin yakalayamadığı reytingi yakalayan “Gümüş” dizisi, aslında Türk işi bir Hollywood etkisi yaratıyordu.Birkaç yıl önce bir Arap kültür ataşesi, “Diplomasinin yıllardır beceremediğini 6 ayda bu diziler becerdi” diyordu. Türk dizileriyle ilgili sayısız çarpıcı yorumdan biri demsnbc’nin sitesinde Floridal ıHubert Harrison tarafından yapılmıştı: “Görünen o ki bu diziler değişimadınaBush’un bombalarından daha etkili oldu.” Ancak Başbakan Erdoğan, MuhteşemYüzyıl’ın değişimadına yarattığı etkidenmemnun değil. Üstelik Erdoğan “Dizideki gibi bir Kanuni tanımıyoruz. O 30 yıl at üstündeydi” derken yalnız da değil. Nisan ayının 27’sinde Faslı bir İngilizce öğretmeni Haajar Boutafi, “MoroccoWorld News”te (Fas Dünya Haberleri) şöyle yakınıyordu: “...Muhteşem Yüzyıl denince akla Avrupa ve Asya’nın İslami fethi gelirken, izleyiciler kendi haremini bile yönetemeyen bir sultan izliyor... Dünyadamilyonlarca insan, Sultan Süleyman’ı Avrupalı prensesleri kendine âşık eden, döneminin Don Juan’ı gibi hatırlayacaklar...” Başbakan Erdoğan’ın dizileri eleştirirken bir bildiği mi var?Müslüman ülkelerdeki bu tür tepkilerden haberdar olmalı...
‘MOHAÇ’A BAYILDIK’
Yayınlanmaya başladığı 2011’den bu yana Osmanlı coğrafyasındaki “yumuşak gücümüz” Muhteşem Yüzyıl’a seyredildiği ülkelerde yapılan yorumları inceleyince (Tümü kontrol edildi, hepsi o ülkelerden gerçek insanlar!), Müslüman izleyicilerin gözünde dizinin “yükselme, duraklama ve gerileme” dönemini çoktan yaşadığı görülüyor. Batılı izleyiciler arasındaki popülerliğiyse aksine giderek artıyor.
2011’in Eylül ayında yayınlanan ve Youtube’da 1 milyon kez tıklanan 26’ncı bölümde, Mohaç seferine çıkan Muhteşem Süleyman’ın zaferi tüm Müslümanlar için gurur kaynağı olmuş. Sırp ve Macar izleyicilerinse sinirleri bozulmuş. O bölüm için Türklerin ve Arapların yazdığı yorumlar ağırlıkta. Balkanlar’dan gelen yorumlar azınlıkta...
Birleşik Arap Emirlikleri: “Ülkenizde yapılan işleri tebrik ediyoruz. Kültürünüze duyduğumuz ilgiden memnun olmalısınız.”
Kanada: “Hürrem ne dedi? Dili çevirebilir misiniz?” Kolombiya: “Bir dizide izlediğim en iyi sahneydi.”
Macaristan: “Bugün bile Macarlar için hassas bir isim olan kahraman saydığımız Layoş’a hiç saygı gösterilmemiş.”
Rusya: “(Okan Yalabık’ı ima ederek) Şu yakışıklı adam kim?”
Sırbistan: “500 yıldan sonra Türklerden bize iyi hiçbir miras kalmadı.”
Suudi Arabistan: “Mohaç müthiş bir savaş. Süleyman en büyük padişah.”
Tunus: “Bu diziye bayılıyoruz. Süleyman gerçekten muhteşem.”
Yunanistan: “Acaba Süleyman zafere sevineceği yerde savaşın sonunda verilen kayıplara mı üzüldü?”
Bu da ABD’nin yumuşak gücü
- ABD’ye yabancı göçmen girişi onu takip eden ikinci sıradaki ülke olan Almanya’dan yaklaşık 6 kat fazla.
- ABD’de yılda herhangi bir ülkeden çok daha fazla kitap yayınlanıyor. ABD’de yayınlananmakalelerin sayısı, onu bu alanda takip eden Japonya’dan 4 kat fazla.
- ABD’demüzik satışları, bu alanda onu takip eden ülke olan Japonya’nın 2 katı.
- ABD’de Japonya’dan 13 kat fazla internet sitesi yayın yapıyor.
- ABD, fizik, kimya ve ekonomi alanlarında alınan Nobel Ödülleri’nde birinci sırada. Nobel Edebiyat Ödülü sayısında Fransa’nın hemen ardından ikinci.
- Dünyanın en büyük 500 şirketinin yaklaşık yarısı Amerikan ve bu sayı onu takip eden Japonya’nın 5 katı büyüklüğünde.
- Dünyanın en büyük 100markasının 62’si ve en iyi 10 işletme okulunun 8’i Amerikan.
‘Bir şey anlamasam da izliyorum’
Geçen şubatta yayınlanan 48’inci bölüme gelindiğindeyse, yaklaşık 1.4 milyon kez tıklanan diziye Araplar kadar Avrupalılar da yorum yazmış. Hemen her sayfada “Bizim için çeviri yapın” yakarışları var. Bir Hollandalı bir Suudi’ye dizide neler olup bittiğini anlatırken diğer tarafta tartışmalar da yavaş yavaş alevleniyor.
ABD: “Diziyi ciddiye alma. Süleyman’ın uydurma versiyonunun tadını çıkar.”
Azerbaycan: “Bazı tarihi uygunsuzluklar var. Ama çok güzel bir yapım.”
Bosna Hersek: “Süleyman’ın siyasi yönünü zaten hepiniz biliyorsunuz. İmparatorluğun mükemmel bir yöneticisi olması haremde eğlenmediği anlamına gelmez.”
Kuveyt: “Kanuni Hürrem’i neden bu kadar çok seviyor?”
Mısır: “Kelime anlamıyorum ama izliyorum.”
Norveç: “Türkçe öğrenmeyi denedim ama beceremedim. Lütfen çeviri yapın.”
Sırbistan: “Mükemmel dizi. Türkler Sırbistan’da 500 yıl kaldı. Sırplar için zor bir dönemdi ama ortak geleneklerimiz var. ”
Fransa: “Tarih farklı yazsa da diziyi izlerken Osmanlı İmparatorluğu hakkında bir şeyler öğrenmekten memnunum.”
Rusya: “Burada herkes Türkleri izliyor. Osmanlıların kılıçla yapamadıklarını, (Türkler) dizilerle mi yapacak?”
Suudi Arabistan: “Hürrem ne yapıyor?”
Hollanda: “Hürrem Mustafa’yı baştan çıkaran cariyeyi kovuyor, çünkü onu rakip görüyor.”
Yunanistan: “Süleyman dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin padişahı ama annesinin onaylamadığı bir kadını sevdi.”
‘Sultanı hiç ettiniz’
Dizinin geçen ay yayınlanan 69’uncu bölümü 400 bin kez tıklanmış. İzlenme sayısı geçmişe göre azalmış. Yabancı yorumların çoğunluğu artık Avrupalılarda.Müslüman izleyicilerden tepkiler yükselirken olumlu yorumların birçoğunda Hürremyere göğe sığdırılamamış.
Azerbaycan: “Size de sultanınıza da çok yazık. O cihan sultanını hatunların arasında hiç ettiniz.”
Azerbaycan: “Milli Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü Başkanı YakupMahmudov Türkiye’nin birçok ülkede büyük ilgiyle izlenen ve tarihi olgular temelinde çekildiği bildirilenMuhteşemYüzyıl dizisinin senaryosundan hoşnutsuzluk duydu... ‘Dünya onu kudretli bir hükümdar olarak kabul etti. Ama dizide HürremSultan’ın elinde oyuncak olarak tasvir edildi. Bu dizi Türk tarihinin kendisi için bir hakarettir’ dedi.”
Brezilya: “Yürü Hürrem! Güçlü ol ve yoluna çıkan herkesi yok et.”
Çek Cumhuriyeti: “Yabancılar diziyi Türklerden fazla izliyor. Bu demektir ki harem Batılılar için gizemini hâlâ koruyor. İzleyin ve tadını çıkarın!”
Fransa: “Hürrem benim rol modelim. Köleydi, sultan olarak öldü. Ve herkesin korktuğu bir kadındı.”
Mısır: (Fransa’dan gelen yoruma binaen) “Benimde rolmodelim. Osmanlı’daki ilk feminist o olabilir. Güçlü, güzel, hırslı ve zeki bir kadın. Belki de Süleyman’a fazlaydı.”
Kırgızistan: “Firuze senden nefret ediyorum. Hürrem seni seviyorum.”
Mısır: “Hürrembir eş ve anne olarak aşkına sahip çıkan bir kadın.”